Bundan 76 yıl önce yani 1930 yılında İzmir Menemen’de, aklî muhakemesi yerinde olmayan bir meczubun asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay’ı katletmesi olayı üzerinden bugün cumhurbaşkanlığı seçimleri yürütülüyor.
Kim yürütüyor?
86 yıllık cumhuriyette, 60 yıllık çok partili siyasette milletin asla doğrudan iktidarı vermediği CHP yürütüyor.
Başka?
Aynı kaynağın tek parti anlayışını devam ettirmek isteyen Kemalist ve seçimin sonuçlarına razı olmayan hazımsız demokrasi muhalifleri...
Bunlar; 1946 seçimlerini “açık oy gizli tasnif”le hileli yapan güruh.
27 Mayıs’ta darbe yapan veya yapılmasını sağlayan takım.
12 Mart’ta muhtıra sonrası yeni kabineye listeler hazırlamış ekip.
Bunlar; aynı zamanda YÖK’ün yasakçı kanadı, baskıcı yapının hamisi, inanç sistemlerini olumsuz yansıtmanın yayıncıları...
Unutmayalım; 28 Şubat’ın bindirilmiş kıt'aları, şövalyelerin daha da ötesi donkişotları...
İnsan hakları ihlâlleri, kamunun kaybettiği dâvâlarda ödediği tazminatlar, holdingleşen OYAK, işsizlik, üretim ve rekabet umurlarında bile değil.
Varsa yoksa laiklik... Gericilik... İrtica... Çağdaşlık... Bitmeyen nakaratlar hepsi.
Söz konusu kesim milletin ağız tadını kaçırmak için rahatsız edici ne varsa kamuoyunun gündemine polemik ve saldırgan bir üslûpla taşıyor.
Menemen’de her yıl yapılan anlaşılmaz tören bu yıl mitinge dönüştürüldü.
Dışarıdan getirilen insanlarla Menemen’de tahrike varan bir tepki ortaya kondu.
CHP’nin atılmış “Sarıgül”ü oradaydı. Ulusalcı Kanal Türk’ün “Özkan”ı da...
Mitingin ana teması; militanca ve seviyesi tartışılır bir üslûpla cumhurbaşkanının kim olması gerektiğini belirleme teşebbüsü, cüreti, cehaleti... Ne derseniz deyin.
Bunlar iflâh olmaz ve aklını boşa vermiş, sinirleri tepelerinde, millî iradeye saygısız ve provokasyonlara mahal verecek zemine müheyya işaretler.
Mitingin yapıldığı gün İzmirdeydim. Menemen’den gelen esnafla konuştum. Bu tavrın ve tarzın Menemen dışından planlandığını söylüyorlar.
Bir not daha; DYP, parti teşkilâtını böylesi bir oluşumdan uzak durması konusunda tembihliyor. Aynı gün Manisa ve İzmir programları olan Ağar da mitinge oldukça mesafeli duruyor.
Baykal ise yine hırçın ve tahrik edici.
AKP, sağduyusunu kaybetmeden bu çığırtkan, antidemokratik ve hançereden çıkmış provokatif organizasyonlara karşı daha çok demokratikleşme ve AB sürecini hızlandırıcı adımlarla cevap vermeli.
Milletin iradesine yaslanmalı ve dik durmayı öğrenmeli.
Gerisi çorap söküğü gibi gelecektir.
25.12.2006
E-Posta:
[email protected]
|