Şanlıurfa Çocuk Hastahanesinde Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı olarak çalışan Dr. Ali Ayçiçek, “Anne sütü, mamadan daha güçlü koruma sağlıyor” isimli çalışmasıyla uluslar arası ödül aldı.
* Öncelikle bu güzel başarınızı tebrik ederiz. Aldığınız ödülün adı nedir?
Ödül’ün orijinal adı “The 11th Annual John M. Kinney Pediatric Nutrition Award”. Türkçesi ise “11. John M. Kinney Çocuk Beslenmesi Ödülü”.
*Ödülü ne zaman ve nerede aldınız?
27 Ocak 2007 tarihinde Phoenix Arizona, U.S.A, Hyatt Regency Otel’de düzenlenen ödül töreninde aldım.
* Ödülü veren kuruluşun ismi nedir?
Nestle Nutrition Institute in conjunction with the Nutritional Sciences, Education & Researd Fund (NSERF) Nutrition: The International Journal of Applied and Basic Nutritional Sciences
* Nasıl bir ödül töreni düzenlendi?
27 Ocak 2007 akşamında adı geçen otelde üst düzey yöneticiler, editörler, hakemler ve adına ödül verilen John M Kinney’in de bulunduğu yemekli bir ödül töreni düzenlendi. Önce Nutrition dergisinin editörü ödül ile ilgili konuşma yaptı. Daha sonra hakemlerden birisi ödülün neden bizim çalışmamıza verildiğine dair konuşma yaptı. Daha sonra sahneye dâvet edildim, plaket ve ödül verildi. Sonra kısa bir konuşma yaptım. En sonunda adına ödül verilen John M. Kinney programdan ve çalışmalardan memnuniyetini bildiren bir konuşma yaptı. Tören sonunda editör, benim yaşımdaki birisinin bu ödülü aldığı için ayrıca sevinip gururlandığını da ifade etti. Çünkü salonun en genç dâvetlisi bendim.
* Bu kuruluş ödül verilecek kişileri nasıl belirliyor?
Kuruluşun bir hakem kurulu var. Bu kurul, uluslar arası Nutrition dergisinde 2 yıl boyunca yayınlanan çocuk beslenmesiyle ilgili bütün çalışmaları değerlendirerek puanlamaya tabi tutuyor. En yüksek puanı alan makale ödüllendiriliyor. Dolayısıyla benim birinci isim olduğum çalışma bu ödülü hak etti.
*Ödül alan çalışmanız hakkında bilgi verir misiniz?
“Breast milk provides better antioxidant power than does formula” yani “Anne sütü, mamadan daha güçlü antioxidan koruma sağlıyor” isimli çalışmamızdı. Bu çalışmada sadece anne sütü ile beslenen ve sadece mama ile beslenen bebeklerin kanlarında total antioxidan kapasite ve oksitatif stres ölçümleri yaptık.
*Kimler bu ödülü alabilir?
Bu ödülü alabilmek için öncelikle İngilizce olarak yayınlanan Uluslar arası hakemli bir dergi olan Nutrition dergisinde yayınlanabilecek orijinal bir çalışmayı yapmak, bunun bu dergide yayınlanmayı hak etmesi gerekiyor. Ondan sonra asıl zorluk başlıyor. 5 kişiden müteşekkil uluslar arası akademik kuruldan da en yüksek oyu alması lâzım...
*Daha önceden Türkiye de buna benzer ödül alan olmuş mu?
Benim bildiğim kadarıyla yok...
*Sizin gibi ödül alanlar oldu mu? Hangi kategorilerde ödül verildi.
Çocuk beslenmesi dalında yalnızca ben aldım. Erişkin beslenmesi dalında iki ödül daha vardı onlardan birisini Avustralya’dan diğerini de Kanada’dan bir araştırmacı aldı.
*Ödül almaya gidişiniz ve seyahat maceranızdan kısaca bahseder misiniz?
Önce tebrik maili aldım ve törene dâvet edildim. Ayrıca dergi editörü yine İngilizce olarak çalışmanın hikâyesini istedi. O andan itibaren vize ve pasaport işlemlerine başladım. Hiç bilmediğim bir yere nasıl gidebileceğimi, orada nasıl konaklayabileceğimi internetten belirledim. Bu arada arkadaşlarımızdan Oktay Kaplan Bey’in bacanağı Halil Hasar Bey’in de bu şehire yakın bir şehirde ikamet ettiklerini öğrendim. İnternet vasıtasıyla görüştük. 26 Ocak 2007’de İstanbul’dan 15 saatlik uçak yolculuğu ile Phoenix’e vardık ve bizi Halil Hasar Bey karşıladı. Otele yerleştik.
En büyük sıkıntı zaman farkı oldu. Orası ile Şanlıurfa arasında 10 saat zaman farkı var. Ne gece, ne de gündüz doğru dürüst uyunuyor. Orada kaldığımız 5 günde toplam 2 günlük uyku kadar uyuyamadık. Tabiî bu durum insanı çok etkiliyor. En önemli sıkıntılardan birisi de domuz ürünlerinin bulunmadığı veya bulaşmadığı yiyecekleri bulmak oldu. Ancak Halil Hasar Bey ve eşi sayesinde yemek yiyebildik... Onların misafirperverlikleri için gazeteniz vasıtasıyla ayrıca teşekkür ediyorum.
*Ödül almak için özel bir çalışmaya girdiniz mi? Böyle bir ödül bekliyor muydunuz?
Hayır özel bir çalışmam olmadı. Orijinal ve güzel çalışmaydı, ama böyle bir ödüle lâyık görüleceğini doğrusu düşünmüyordum.
*Bu çalışma hangi yönüyle ödüle lâyık bulundu?
Bebek ve çocuk beslenmesini direkt ilgilendirmesi yönüyle ödüle lâyık görüldü. Şimdilerde özellikle gelişmekte olan ülkelerin insanları, teknolojik gelişmeleri göz önünde bulundurarak reklâmların da etkisi ile mamaları anne sütüne göre daha vitaminli ve besleyici bulabiliyorlar. Gerçekten mama ile beslenen bebekler bazen ve zahiren daha kilolu ve besili görünüyor. Bazen ufak bir sebepten hatta hiç sebep yokken bile anne sütü kesilerek mamaya geçilebiliyor. Bu çalışmamızda, kutusu içinde iken anne sütüne göre 10-20 kat fazla vitamin bulunduran mamanın, kana geçtiği zaman anne sütünün çok gerisinde kalmış olduğunu gösterdik. Bu netice de çalışmayı ödüle lâyık kıldı.
*Sizin akademik bir ünvanınız yok. Devlet Hastahanesinde çalışan bir Çocuk Hastalıkları Uzmanı olarak böyle çalışma ve ödülü nasıl başardınız?
2000’li yıllarda kariyer çizgimi ciddî bir şekilde sorgulamaya başladım (veya olmayışını) ve yıllardır planladığım gibi üniversiteye geçmeye karar verdim. Bu gerçekleşmedi ancak yine de üniversitede olmadan da bir şeyler yapabileceğimi biliyordum. Bunun için öncelikle İngilizcemi belirli seviyeye getirdim. Mevcut şartlarda yapabileceğim çalışmalar üzerinde araştırmalar yaptım. Daha önceden tanıştığımız Harran Üniversitesi Biokimya Bölümünden Prof. Dr. Abdurrahim Koçyiğit ve Prof. Özcan Erel beylere bilimsel çalışma projeleri götürdüm. Onlar da projelerimi beğenerek destek verdiler ve laboratuvarlarında mümkün olan bütün analizleri yapabileceğimi belirttiler. Bu ödül bu projelerimden birinin mahsulü.
*Buradan anladığım kadarıyla başka çalışmalarınız da var, onlardan kısaca bahseder misiniz?
Sigara içilen ortam havasını soluyan çocuklarda sigaranın zararları ve anne karnında sigara dumanına maruz kalan bebeklerdeki sigaranın zararları ile ilgili çalışmalarım oldu. Bunlar da uluslar arası dergilerde yayınlandı. Ayrıca çocuk gelişmesi ve aşılamaları ile, çocuklarda verem hastalığı ile ilgili çalışmalarım da yayınlandı. Yine bebek beslenmesi ile ilgili başka çalışmalarımız da halen devam ediyor.
*Bildiğimiz kadarıyla Devlet Hastahanelerinde aşırı bir hasta yoğunluğu var, ayrıca hastahanenizde idari görevlerinizin de olduğunu biliyoruz. Bu kadar iş yükünün arasında böyle çalışmaları nasıl başarabiliyorsunuz? Nasıl vakit bulabiyorsunuz?
Kısaca zamanı verimli kullanarak. Niyet tamam olup, gayret edilince Allah sebepleri yaratıyor, önünüz de açılıyor. Neticede çalışma da oluyor, kısmet olunca ödül de oluyor elhamdülillah.
*Sizin bu çalışmanız tıp camiasında nasıl bir tesir icra etti.
Çalışma, dergide en çok okunanlar sırasına girdi, dünyadaki bir çok sağlıkla ilgili haber sitelerine konu oldu.
*Tıp alanına katkısı ne derecede olur?
Her gün dünyada küçük büyük yüzlerce çalışma yayınlanıyor. Bu saha bir derya gibi. Biz de bu deryada bir damla olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu çalışma ile dikkatleri anne sütüne bir kez daha çekebilmek bizim için çok büyük başarıdır...
*Bu ödüllendirmenin asıl sebebi, medyatik mi, bilime katkıda bulunmak mı?
Ödül töreninde bir fotografçı dışında basından hiç kimse çağrılmamış olması işin medyatik olmadığının en önemli delillerindendir. Benim gördüğüm kadarıyla asıl maksat teşviktir...
*Böyle ödüller genelde büyükşehirlerde (İstanbul gibi) alınıyor. Şanlıurfa’dan böyle bir ödül alınmasını nasıl yorumluyorsun?
Evet genel olarak bu tür ödüle lâyık çalışmalar İstanbul gibi dünyanın önde gelen araştırma merkezleri tarafından alınıyor. Ancak burada bizim avantajlı olduğumuz durum Harran Üniversitesi Biokimya Laboratuvarı ve değerli hocaları ile ortak çalışma yapabilmemiz. Gerçekten bu bölümde her yıl onlarca uluslar arası makalelerin çalışmaları yapılabilmektedir. Güçlü bir bilimsel kadroları ve bilgi birikimleri ile cihazları mevcut...
*Bu vesileyle anne sütü ile beslenme hakkında okuyucularımıza pratik bilgiler verebilir misiniz?
Ufak tefek beslenme problemleri bir yana çok önemli beslenme problemleri bile olsa anne sütünden vazgeçmemeleri gerekmektedir. Anne sütünün kesilerek mama ile beslenmeye geçmeyi gerektirecek zorunlu haller bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar azdır. Bunların başında ağır psikiyatrik hastalıklar ve tüberküloz hastalığının bulaşıcı dönemi gelmektedir. Ancak biz hekimlik hayatımızda, çocukların tedavisinde kullandığımız ilâçları aynısını veya benzerini kullandığı için anne sütünü kesen bir çok aile tanıyoruz. En önemli anne sütü kesilmesi sebeplerinden birisi de anne sütünün yeterli olmadığı düşüncesinin annenin zihnine yerleşmesidir. Bu kanaat bir defa oluşunca etraftaki insanların da telkinleri ile mamaya başlanıyor, bundan sonra maalesef anne sütü hızla azalarak kesiliyor.
Bütün bunları göz önünde bulundurduğumuzda bizim annelere ve ailelere tavsiyemiz şöyledir: Her ağlama acıkma ağlaması değildir. Bebeğiniz yeterli kilo alıyorsa (zayıf bile olsa ve etraftakiler ne derse desin) anne sütü yetmektedir, anne sütüne devam edilmeli ve ek gıda ve mama verilmemelidir. İkincisi anne sütü olur olmaz sebeple kesilecek bir gıda değildir. Anne sütünün kesilmesini tavsiye eden bir hekim bile olsa aileler, ilgili hekime ısrarla anne sütüne devam etmek istediklerini belirtmelidirler. Ayrıca annenin kullanacağı ilâçlar çocuklarda da kullanılabilen ilâçlarsa, kesinlikle anne sütüne devam etmeleri gerektiğini bilmelerini isterim.
*Okuyucularımıza en son mesajınız ne olur?
Hem çocuk hekimi olmam dolayısıyla, hem de ödül vesilesiyle bir kez daha hatırlatmak isterim ki; bebekleri desteksiz oturabilene kadar muhakkak surette sadece anne sütü ile beslenmelidir.
Dr. Ali Ayçiçek kimdir?
1969 yılında Burdur Tefenni Başpınar Köy’ünde doğdu. İlk ve Orta öğrenimi burada tamamladı. 1985 yılında Burdur Lisesi’nden, 1991 yılında Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. 1997’de Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’nda uzmanlığını alarak Şanlıurfa Viranşehir Devlet Hastahanesi’nde Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı olarak çalışmaya başladı. 2001 yılında Şanlıurfa Çocuk Hastahanesine naklen tayin oldu. Halen bu görevini sürdürmektedir. Evli ve üç çocuk babasıdır.
|