Bazen zordur yazmak. Sanki yazılabilecek her şey yazılmış, söylenebilecek her şey söylenmiştir. “Artık yeni şeyler söylemek lâzım cancağızım” diyen Mevlânâ’yı mahçup bir yüz ile hatırlamak ve “üzgünüm” diyerek boynunuzu bükmekten başka birşey gelmiyordur elinizden.
Dinlediğiniz her şarkının birbirine benzemesi, her filmin kendinden öncekilerin üstüne yeni birşey söylememiş olması, her yeni romanın aslında biraz eski olması güçlendirir bu duygunuzu.
“Kâinatta söylenebilecek her şey söylendi” sözleri çınlar kulaklarınızda.
Birbirine benzeyen binaların üstüste yığıldığı şehirde, birbirinin aynı kıyafetlerle dolaşıp, benzer kelimeler kullanan insanlarla beraber yaşıyorsunuzdur.
Televizyonlar aynı dizileri, aynı haberleri, aynı hayat görüşünü ve aynı bakış açısını döndürüp duruyordur ekranınızda.
On yıl önce konuşulanlarla bugün konuşulanların farklı olmaması, hayata dair, siyasete dair, Cumhuriyete, laikliğe ve demokrasiye dair söylenenlerin hep birbirinin tekrarı olması da zorlaştırır işinizi.
İddialar da aynıdır, iddialara karşı söylenenler de.
Suçlamalar da aynıdır, savunmalar da.
Günün anlam ve önemine dair konuşmalar, içine “güncel göndermeler” sosu katılsa da hep eskidir.
Yeni olan belki biraz isimlerdir, belki biraz resimlerdir, belki biraz saç tipi ve rengi, belki biraz üslûp ve yöntemdir.
Çerçeve bazen süslenir, bazen sadeleştirilir, bazen klasik, bazen modern olur; ama içinde hep aynı tablo vardır.
Bazen zordur yazmak. Biraz bundan zordur; biraz da, herkesin aslında sadece kendi bildiklerini söylemeye devam ettiğini, söylenen hiçbir sözün başkalarının sözleri üstünde bir etki bırakmamış olduğunu bilmekten dolayı zordur.
Meydanlarda, televizyonlarda, gazete sayfalarında, on gün sonra hatırlanmayacak sözler söylendiği için zordur.
Birileri dün söylediğinin tam tersini bugün rahatlıkla söylerken, eski sözleri kendilerine hatırlatılmadığı için zordur.
Evet bazen zordur yazmak, konuşmak, birşeyler anlatmaya çalışmak. Birşeyler... Yeni birşeyler anlamak, öğrenmek istemeyen, ezberlerini bozarak zihnindeki konfordan vazgeçmeye niyeti olmayanlara birşeyler söylemek zordur.
Ama rahat bir vicdanla başını yastığa koymak, bütün değişmeyenlere rağmen, birilerinin seni dinlediğini bilerek yazmak, yine de güzeldir.
Hem de çok güzel...
21.05.2007
E-Posta:
[email protected]
|