Adını yazdırdı Akhisar’a, Akhisar adıyla anılır oldu… Hisar’da Hilâl guruba gitti… Ebedî iklime uzanan ruhu, bâkî bir hizmetin izlerini bıraktı geride; Hıfz-ı Kur’ân.
Yüzlerce hafız, binlerce Kur’ân okuyan yetişti Hilaliye Kur’ân kursundan… “Ay ışığı” Hilâliye kapısından geçti Nur bahçesine… Böyle kim bilir kaç bin kişi geçti o kapıdan… O kapı kıyamete kadar ışıyacak inşaallah.
79’da garajın karşısında Medrese-i Nuriye’de kalmıştım… Anarşinin bol, Akhisar’ın “küçük Moskova” diye anıldığı yıllar… Birbirimize ‘Bugün sen kime, ne anlattın?’ diye sorduğumuz günler… Dünyanın bize gülmediği, bizim dünyaya dönüp bakmadığımız, hizmetle yandığımız zamanlar… Sıcak samimi dersler, muhabbet ve uhuvvetle kaynaştığımız, şevkle coştuğumuz demler…
Zamanın hükümeti sömestr tatilini 45 güne çıkarmıştı, biz ise Nur mektebinde okumayı tatil etmemiştik; geniş salonda 5–6 kişilik gruplara bölünmüş Nur kitapları sıra ile okuyorduk… İkindiden sonrası müzakere havasında geçerdi; Hocamıza sorular sorar, o da bize sorardı. Ağzından bal değil Nur akardı; saatlerce ders yapsa ne dinlemekten yorulurdunuz, ne de uykunuz gelirdi… “Âlim-i mürşid koyun olmalı kuş olmamalı, zira koyun yavrusuna süt, kuş kay verir”deki mürşid bir âlimdi çünkü…
Âlim edası vardı şahin halinde… Cemâlî ve Celâlî birliktelik okunurdu yüzünden… Durmak ve dinlenmek bilmeden, engellere takılmadan Kur’ân hizmetini hep ileri taşıdı; ne 12 Eylül, ne de 28 Şubat hizmeti inkıtaa uğrattı. En son özel bir lise açmıştı, hafız olanı bu lisede bedava okutuyordu.
Her yıl yapılan hafızlık cemiyeti, Akhisar için manevî bir ziyafetti; bölgeden, Anadolu’dan gelen ziyaretçiler Hilâliye’de Haliliye mesleğiyle buluşurdu… En son vefatından bir iki gün önce icazet alan 32 hafız, hayatının son meyvesiydi…
Vasiyeti Hilâliye’nin sahip çıkılması, Kur’ân hıfzı hizmetinin devam etmesi… Âhir zamanın dehşetli fitnelerinde Kur’ân kalplerden sökülmek istenirken böylesi bir hizmette bulunmak gerçekten çok ulvî bir dâvâ adamlığının şiârı… 60’lı yıllarda yaktığı meşalenin kıyamete kadar yanması için hepimizin yapacağı katkılar var.
Bir Hilâlin gurubu, bin Hilâl olarak doğmalı yeni günde… Karanlığın katmerleştiği, kalplerin kesafet kapladığı günlerde kabımıza çekilip oturamayız elbette… Akhisar’da ve yeni hisarlarda hizmet bayrağını dalgalandırmak; yeni Şahin’lerin görevi… “Kur’ân yeryüzünde cemaatsiz kalırsa, cenneti de istemem” diyen Kur’ân hizmetkârı peşinden gidenlerin her biri, bir Hilâl gibi doğmalı bulunduğu beldede…
Şahin Yılmaz hoca hizmet için yandı, Akhisar’ı bir hilâl gibi aydınlattı… Uzak Hisarlar o ışığa koştu, şimdi sıra ışıksız Hisar kalmaması için çalışmakta… Yılmadan, yorulmadan yürümek Kur’ân’a hizmet yolunda, sonu sonsuzluğa varıncaya dek…
Kabrin Kur’ân nuruyla dolsun, Arşın gölgesinde duranlardan, sırattan geçip cemâlullahla müşerref olanlardan ve bize de şefaat edenlerden olasın hocam.
05.06.2007
E-Posta:
[email protected]
|