Ne diyordu şair:
“Yaş otuz beş yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.” (Cahit Sıtkı Tarancı)
Bu söz ünlü oyuncu, manken ve aktör Yaşar Alptekin için şöyle söylenir:
“Yaş üç...
Yolun başı.”
Peki bu söz Alptekin için niçin farklı söylenir?
Çünkü Alptekin’in, Merhum Sakıp Sabancı’nın cenazesinin hemen ardından yaşadığı “dönüşüm”ün tarihidir bu...
*
Önceki gün manken, aktör Yaşar Alptekin’in yeni çıkan kitabının tanıtımındaydım. Bu kitap yeni bir “doğuş”un ürünüydü:
“Namazla Yeniden Doğdum.”
Bildiğiniz gibi birkaç ay evvel evvel Alptekin’i kendi programıma konuk etmiş (Medya Masal, Hilal TV) ve bu sütundan sizlere neler konuştuğumuzu ana başlık halinde aktarmıştım.
Daha sonra onunla yapılan birçok radyo ve televizyondaki söyleşileri takip ettim.
Alptekin, “Namazla Yeniden Doğdum”da bahsettiği gibi şöyle diyordu:
“Üç yaşındayım. Namazdan önceki yıllarımı yaşanmış saymıyorum. Eski hayatımdan bugüne pişmanlıklar, günahlar ve acılar kaldı...”
“Hidayet yolunda ilerlemek, Rabbimin bana bağışladığı ne büyük lütuf...”
“Namaz muhteşem bir ibadet... En Büyük Sevgili’yle buluşma.”
Kitapta;
Çocukluğundan, yaramazlığına, İstanbul rüyasından, şöhrete ve oradan “intihar “ girişimine kadar... bir çok özel konu satırbaşlarıyla yer almış.
Ve ardından:
“Hidayet.”
Geçmişini çöpe atan adam, böylelikle camiden camiye koşan adam oluyor.
Lafı uzatmadan:
Bu kitap özellikle gençler tarafından okunmalı diye düşünüyorum.
Namazla bir “insan”ın tekrar nasıl doğduğuna şahit olacaksınız.
“MY WAY...” HERKES KENDİ YOLUNA
“My Way” ünlü Amerikalı şarkıcı Frank Sinatra’nın ünlü şarkısı. “Benim Yolum” bu günlerde Habertürk’te sık çalınıyor. Çünkü Habertürk’ün sahibi Ufuk Güldemir ölmeden önce “My Way”ın kendisi için çalınmasını istemiş.
Habertürk günboyunca onunla ilgili “özel yayın” yaptı. Cumhurbaşkanından, siyasi parti liderlerine kadar birçok önemli isim, “taziye”lerini sundu ekrandan.
Onu tanımıyorum. Yüzyüze hiç görüşmedik. Bir medya patronu olan Güldemir’i en iyi, kendi anlatır düşüncesiyle onun söylediklerine bir baktık:
“Ben ahireti bu dünyada yaşadığımıza inanırım. Öleceğim diye dindar olmadım, olmam. Son dört ayda da korkmadım, büyüdüm.
“...Samimi hissim şu: Ben, ne zaman öleceğini bilen şanslı insanlardan biri olarak kabullendim kendimi… Hazırlıklarımı ona göre yapabilirim, yaptım. Hayatta her şeyi mücadeleyle kazandım. Ölümü de böyle karşılayacağım.”
“İnançlı insanlar, sanırım bu devreyi daha kolay geçiriyor. Benim gibi pozitif bilimlere inananlar içinse, daha zor.”
“Ölünce ne olacağım?” diye merak etmiyorum. Cenneti de cehennemi de yaşadım. Sadece ölümün kendisini merak ediyorum. Jurnalistik bir merak bu, uhrevî değil...” (Ayşe Arman, Hürriyet)
Güldemir “kendi yolunda” ölüme yürüdü.
12.06.2007
E-Posta:
[email protected]
|