İşadamı Tuncay Özilhan bir dönem, ekranlara “Çırak” programıyla arz-ı endam etmişti (CNN Türk).
Fakat devam etmedi. Programı yayından kaldırıldı. Tutmadı. Çünkü orijinal versiyonu Amerikan rüyasına dayanıyordu.
Türkiye’de Amerikan rüyası olur mu? Tartışılır...
Programın orijinal versiyonu ABD’li işadamı Donald Trump’lı Çırak’tı. Program uzun bir müddet ratinglerde hatırı sayılır bir rakam elde etti. Şimdi devrini tamamladı.
Özilhan, daha önce TÜSİAD başkanlığı görevini üstlenmişti.
Kimi zaman “reklamlar”da da rol aldı...
Aynı zamanda eski “basketbolcu”lardan Özilhan, şimdi Efes Pilsen takımının başkanı.
Kimileri onun için “Türk komprador burjuvazisinin lideri” der.
Niçin bunları yazıyoruz durup dururken diye sual eden olabilir.
Özilhan aynı zamanda alkollü bir içecek firmasının sahibi. Rusya’da satın aldıkları bira şirketin üretim kapasitesiyle yüzde 18’lik pazar payına bile sahip.
Önceki gün annesi vefat etti. Kocaman gazeteler verilen “taziye” ve bu günkü gazetelerde yayınlanan “başsağlığı” ilanları dikkatimi çekti:
“Hacı Türkan Özilhan” diye isimlendiriliyordu.
“Hacı” vurgulaması acaba insan vefat edince mi bir özellik kazanıyor?
“DAMIZLIK”
Avukat Kezban Hatemi öfkeliydi. Seçim adayların tartışıldığı bir programda, İbrahim Tatlıses’in adaylığını şiddetle kınıyordu.
Öfkesine mi yenildi bilinmez, ağzından “damızlık” benzetmesi çıkıverdi.
“Arkamda 27 kadın var diyen bu adam meclise girmemeli” diyordu. (Çapraz Ateş, Fox TV)
Hararetli tartışmalar gecenin ilerleyen saatine taşınınca, izlemedim.
İzlemediğim bölümlerde ise Tatlıses, telefonla yayına katılarak “damızlık” kelimesine açıklık getirmesini istemiş Hatemi’den.
Tatlıses örf ve âdetlere bağlı bir kişi olduğunu, mağarada doğduğu halde bunu hazmettiğini söylemiş ve:
“Ahlâkî durum dediniz. Aynaya baktığım zaman kendimin ne olduğunu biliyorum. Kezban Hanım, benim nerde ahlâksız olduğumu gördünüz ablacım. Ben size ahlâkı öğreteyim” demiş.
Bu sözlerin üzerine Hatemi, Tatlıses’in iki program önce “Arkamda 27 kadın var” dediğini iddia etti. Yavaş yavaş sinirlenmeye başlayan Tatlıses, Hatemi “ablası”na “kulaklarını yıkatması”nı söylemiş.
Daha sonra, ipler gerilmiş, filan...
Dememiz o ki: Türkiye’de yayınlanan televizyon programları ünlü insanları farklı şekilde yansıtıyor. Kimini “abartarak,” kimini de “olduğunun dışında” göstererek...
Her iki halde, bu sebepler bir ünlüyü yoldan çıkarmak için yeterli sebep.
O yüzden değil mi ki, kendini “ünlü” sananlar “zamanla” “ne oldum” delisi oluveriyor!
08.06.2007
E-Posta:
[email protected]
|