Namazın kerâmeti
Günlerdir gündem liseli gençlerin namazı ile meşgul. Çantasında piknik tüpüyle sınıfı basıp arkadaşlarını rehin alan öğrenci bile bu kadar konuşulmadı. Öğretmenini bıçaklayan, birbirlerini yaralayan, kız meselesi yüzünden arkadaş katili olan liseliler bile medya tarafından bu kadar rağbet görmedi. Uyuşturucu, alkol, sigara gibi kötü alışkanlıkların tuzağına düşen gençlerle bile bu kadar ilgilenilmedi.
Mevzu herkes tarafından mâlum olduğundan tekrar etmek istemiyorum. Ancak bu olaydan hepimizin çıkarması gereken sonuçlar vardır. Öncelikle sevinmeliyiz ki, gençliğini ve hayatını imanla ve namazla kurtaran bahtiyar gençlerimiz de var. Böyle bir gençlikle millet olarak ne kadar iftihar etsek azdır.
Bu olaydan okul idarecilerinin çıkarması gereken sonuç; öğrenciler neden bodrum katlarında, sıra üstlerinde zor şartlar altında namaz kılmak zorunda kalsınlar? Öğrenciler talep etsin ya da etmesin, her okul idarecisinin namaz gibi bir farzın ve ihtiyacın yerine getirilmesi için uygun ortam temin etmesi gerekir.
Anne ve babaların çıkarması gereken sonuç ise, çocuklara küçük yaşta din eğitimi verilmelidir. Her anne baba çocuğuna namaz kılmayı öğretmelidir. Bunu başarabilirlerse, gelecekte onlar için endişelenmelerine ve üzülmelerine gerek kalmaz. Çocuklarının ahlâkından ve kötü alışkanlıklar edinmeyeceğinden emin olurlar. Ne yazık ki bu olaydaki anne, kızının namaz kılmasından muzdarip ve müşteki oluyor.
Birey olarak çıkarmamız gereken sonuç; hangimiz namazı etrafımızdaki namaz kılmayan yakınlarımıza yeteri kadar tavsiye ettik, onları namaza teşvik ettik? Demek ki bundan sonra bu konuda daha çok çalışmamız gerekiyor.
Toplumun beyin takımı diyebileceğimiz yazarlarımızın bu konuda çalışmalara çoktan başladığını namazın önemini anlatan yazılara eğilmelerinden anlıyoruz. Bu olay olmasaydı namaz gibi üzerimize borç olan bu ibadetin güzelliği bu kadar anlatılmayacaktı belki. Meğer en güzel ve en önemli konuyu çoğumuz ihmal etmişiz.
Bu olayın bir başka sonucu ise, namaz kılan gençlerin diğer arkadaşlarına güzel bir örnek teşkil etmesidir. Öyle ya, hep kötüyü mü örnek alsın gençlerimiz? Eminim bundan sonra namaz kılmasını bilmeyen gençler de bir an önce öğrenmek için gayret sarf edecek ve namaz gençler arasında hızla yaygınlaşacaktır.
Tarih bize göstermiştir ki, ne zaman dine ve dindarlara bir taarruz olmuşsa, sonuç hedeflenenin aksine hakikatlerin daha da parlaması şeklinde tahakkuk etmiştir. Danimarka’daki karikatür krizini hatırlarsınız. Sonrası ise tahmin edemeyeceğimiz kadar sevindirici olmuş, planları tersine dönmüştü. Kur’ân-ı Kerim en çok satılan kitaplar arasında yerini alırken, her gün onlarca insan Müslüman olmaktadır. Yine hâla devam eden başörtüsü yasağında, yasak hiçbir zaman caydırıcı olmadığı gibi, tesettürü tercih ederek başını örtenlerin sayısı her geçen gün daha da artmaktadır.
Bir anda gündemimize oturan “liseli gençlerin namazı” konusunda da kim bilir daha sayamadığımız nice güzel sonuçlar gizlidir. Gençlerin namazını yasa dışı bir eylemmiş gibi lanse etmeye çalışanların planları çoktan tersine dönmüş ve hakikatler meyvelerini vermeye başlamıştır. Bütün bunlar olsa olsa namazın kerâmetidir.
|