Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 12 Haziran 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

M. Latif SALİHOĞLU

Bir tuhaf ilân



Kısa adı TGTV olan bir vakıf tarafından hazırlanan ve önce büyük tirajlı gazetelere verilen, ardından da bilbordlara asılan bir "siyasî ilân" var.

"Demokrasinin yıldızları" başlıklı ilân panosunda, sırasıyla Menderes, Özal ve Erdoğan'ın resimleri yanyana dizilerek konulmuş.

Bu tuhaf ilânın metninde ise, aynen şu ifade yer alıyor: "Onlar, Atatürk'ün açtığı demokrasi yolunda bayraklaşan liderler!"

Çizilen tablo ve kullanılan şu ifadeler, sizce de bir garipliği, bir tuhaflığı açıkça sergilemiyor mu?

* * *

Arkasında çok büyük bir finans desteğinin olduğu anlaşılan bu ilânlı propaganda hakkındaki mülâhazamızı kısa maddeler halinde sizlerle paylaşmak istiyoruz.

1) Atatürk zamanındaki demokrasi denemelerinin tamamı "muvazaa" karakterli olup, iş tam bir çıkmaza sokuldu. Demokrasi (çok partili sistem), tümüyle devre dışı edildi.

2) 1945'te demokrasiye geçiş yapan Türkiye, gerçek anlamdaki demokrasiyi ancak 1950'den sonra teneffüs edebildi. Bu gerçeği ilân sahipleri de zımnen kabul etmiş olmalı ki, ilân kompozisyonuna Atatürk'ün resmini koyamadıkları gibi, onun zamanında başbakanlık yapmış herhangi bir siyasinin resmini koyma cür'etini de gösterememişler. Demek ki, işin içinde bugüne yönelik olarak maksatlı bir mesaj var.

3) Ortaya konulan "Menderes–Özal–Erdoğan" şeklindeki tablo, ne tarihî, ne siyasî, ne de iktisadî realiteyle bağdaşır. Dolayısıyla, ortada kelimenin tam anlamıyla bir çarpıtma var; hem de kasten çarpıtma. Tarihî silsiledeki kasdî kopukluk da işin cabası.

4) Ne Özal, ne de Erdoğan, hiçbir zaman çıkıp da siyaseten Menderes'in, dolayısıyla başkanı olduğu DP'nin devamı olduklarını söylemediler. Hatta, böylesi bir misyonu reddettiler ve "Biz, geçmişteki hiçbir partinin devamı değiliz" diyerek, redd–i misyon ettiler. O halde, şu zoraki yamama ve yapıştırma gayretkeşliği neden?

5) Türkiye'nin seçim atmosferine girdiği şu günlerde, vakıflardan müteşekkil bir vakfın siyasete bu derecede angaje olmasını fevkalâde yadırganır buluyoruz.

6) Bu arada, bazı gazeteciler (meselâ Hürriyet'ten Yalçın Bayer ve Vatan'dan Ruhat Mengi) dünkü köşelerinde aynı konuya değinerek şunu soruyor: "'Menderes'ten bugüne' tablosu içinde Demirel'in ismi, resmi neden yok? Bu ne biçim bir bağlantı böyle?"

7) Bir soru da bizden: Bir gönüllü teşekkül, yani bir vakıf kuruluşu, böylesine riskli, hatalı ve son derece masraflı bir işi yapmaya niçin gerek duyar? Hem, üzerine vazife midir?

GÜNÜN TARİHİ 12 Haziran 1945-66

"Dörtlü takrir"den Keban Barajına

12 Haziran 1945

Türkiye Cumhuriyeti demokrasi tarihinde bir ilk adım olarak kabul edilen "Dörtlü takrir" isimli önerge, parti (CHP) meclisine verildi.

Bu önergenin altında imzası bulunan milletvekilleri ise şunlar: İzmir milletvekili Celal Bayar, İçel milletvekili Refik Koraltan, Kars milletvekili Fuat Köprülü ve Aydın milletvekili Adnan Menderes.

Aynı gün içinde görüşülmeye ve tartışılmaya başlanan önerge, oy çoğunluğuyla reddedildi.

Ancak, parti meclisi bunu yapmakla da kalmadı, önergeye imza koyan milletvekillerini en ağır şekilde cezalandırmaya yöneldi.

Cezalandırmalar zıtlaşmayı, ardından topluca kopmayı ve bir süre sonra da yeni bir parti kurmayı netice verdi.

Dörtlü takrire imza atanların CHP'den ayrılıp yeni bir parti kurmaları hiç de kolay olmadı. Çok ağır ithamlara ve çok büyük tehditlere mâruz kaldılar.

Ancak, yılmadılar ve herşeyi göze alarak 7 Ocak 1946'da Demokrat Partiyi kurdular.

DP, ynı yılın 21 Temmuzunda yapılan genel seçimlerde 61 milletvekili ile Meclis'e girdi.

Ancak, bu 61 milletvekilin yarısına yakın—ama özellikle dindar—kısmı, 1950 seçimlerinden evvel Millet Partisine geçti.

Buna rağmen DP, 14 Mayıs 1950'de yapılan genel seçimlerde kesin bir zafer kazanarak tek başına iktidara geldi.

Fahrî başkanını (Fevzi Paşa) seçimden bir ay evvel kaybeden Millet Partisi ise, büyük bir hezimet yaşadı.

12 Haziran 1966

Fırat Nehri üzerinde inşa edilecek olan Keban Barajının temeli atıldı.

Başbakan Süleyman Demirel tarafından temeli atılan bu baraj, Türkiye'deki barajlar zincirinin en önemli bir halkasını teşkil ediyor.

Keban hidroelektrik santralı, enerji üretimi konusunda da, büyük bir ihtiyacı karşılamaya halen devam ediyor.

12.06.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (09.06.2007) - Sağ'lı-sol'lu siyasetin sonu mu?

  (07.06.2007) - Rumeli seyahati

  (06.06.2007) - Siyasette tarafgirlik marazı

  (05.06.2007) - Siyasette savrulma günleri

  (04.06.2007) - Türkiye–ABD krizleri

  (02.06.2007) - Tereddüt nezlesi

  (31.05.2007) - Dostça mesajlar

  (30.05.2007) - İttihad-ı İslâm (Partisi) -2-

  (29.05.2007) - İttihad-ı İslâm (Partisi) -1-

  (28.05.2007) - Millet Partisinin versiyonları

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004