27 Mayıs doğum gününüz de olabilirdi. Pazar günü dostlarınızın verdiği hediyeleri heyecanla açarken bulabilirdiniz kendinizi.
27 Mayıs ölüm gününüz de olabilirdi. Pazar günü dostlarınız gözyaşlarıyla yolcu ederdi sizi kabristana.
27 Mayıs o çok merak ettiğiniz filmi izlemeye gittiğiniz gün de olabilirdi. Hayalkırıklığı ya da “iyi ki gitmişim” duygusuyla çıkmış olabilirdiniz, Pazar günü sinema salonundan.
27 Mayıs sadece sıcak ve bunaltıcı bir Pazar günü de olabilirdi sizin için. Belki duş alarak, klimanın derecesini biraz daha düşürerek ya da pencereleri açarak azaltabilirdiniz bu sıcaklığı.
27 Mayıs, “Anne, 27’sinde geleceğim” diyen ve uzun süredir görmediğiniz çocuğunuza kavuşma gününüz de olabilirdi. Ona en sevdiği yemekleri hazırlayarak geçirebilirdiniz Pazar gününüzü.
27 Mayıs, “Pazartesi işte olmam lâzım, Pazardan yola çıkmalıyım” diyen yakınınızı yolcu ettiğiniz gün de olabilirdi. Kucaklaşıp vedalaşırken bulabilirdiniz Pazar günü kendinizi.
27 Mayıs, sigarayı bıraktığınız gün olarak günlüğünüze yazacağınız bir gün de olabilirdi. İleride “Ne kadar oldu sen sigarayı bırakalı?” diye soranlara, “Hımmm… Hiç unutmuyorum, 27 Mayıs’ta bırakmıştım” diyeceğinizi gözünüzde canlandırırken bulabilirdiniz kendinizi.
27 Mayıs, heyecanla okuduğunuz romanın sonunu öğrendiğiniz bir gün de olabilirdi. “Vay be, katil demek ki uşakmış ha” diye hayretler içinde son sayfayı okuyup, kitabı kitaplığınızdaki yerine koyduğunuz bu günün Mayısın 27’si olduğunu belki de hiç hatırlamayacaktınız.
27 Mayıs, bir sevdiğinizin kalbini kırdığınız ya da ona kendinizi affettirdiğiniz gün olarak da geçebilirdi kendi tarihinize. Belki ileride sorduklarında veremeyeceğiniz bir tarih olacaktı bu.
27 Mayıs, sıradan bir gün de olabilirdi sizin için. Sizin ve babanız için. Babanız ve dedeniz için.
27 Mayıs deyince size hiçbir şey ifade etmeyebilirdi. Size ifade etmediği gibi, yakın tarih kitaplarına göre de etmeyebilirdi. Onlara ifade etmediği gibi, Türk demokrasisi için de hiçbir anlamı olmayabilirdi.
Ama 27 Mayıs, aradan 47 yıl geçse de unutulmayacak, unutulmaması gereken bir tarih olarak, orada duruyor. Durup seyretmek için değil. selâm durmak için hiç değil. Vah vah diye vahlamak için de değil.
Bir daha yaşanmasın diye.
27 Mayıs, sadece doğum günleri, sigaranın bırakıldığı günler, sevdiklerimize kavuştuğumuz ya da vedalaştığımız günler olarak kalsın diye.
Yeni 27 Mayıslar, 27 Nisanlar olmasın diye…
Orada duruyor…
29.05.2007
E-Posta:
[email protected]
|