Kalbimiz, olumlu ve olumsuz enerji boyutlarını potansiyel çekirdek olarak ihtivâ eden muhteşem bir “güç üretim” merkezidir. Zira, kalbimiz, gayb (metafizik) âlemleriyle irtibat kuracak, sayısız sırlara ulaşacak ve anlayacak şekilde dizayn edilmiştir.
Göz, maddî âleme açılan, kalp ise mânâ âlemlerine açılan1 ve her tarafı görebilecek kabiliyette yaratılmış bir penceredir.2
Akıl, eşyanın, fenlerin sırlarına ulaştığı gibi, kalbimiz de ne kadar temiz ise, iman nuruyla ne derece aydınlanırsa, ibadet ve zikirle işletilirse, alıcı ve verici gücü o nispette yükselir.
Samimi, saf, arı, duru insanın kalbi bir ayna gibidir. Kimi zaman doğru rüyalarla gayb âleminden haber alır ve ilhamlara mazhar olarak metafizik âlemlerden haberdar edilir. Kimi zaman daha derinlere dalıp, daha yükseklere kanatlanabilir. Rüyalarımızda seneler öncesinden meydana gelecek olayları görmemiz gibi, kalbî duyguları yoğun olanlar ve kalp aynasını parlak tutanlar, gayb âleminde bulunan gelecekle ilgili arşive girebilirler.
Rabbanî bir lâtife olan kalbimiz, maneviyatın bütününü canlandırır, iman nuruyla aydınlatır.3
Nurânî, yani, serapa lâtif enerji yumağından yaratılmış bir cevher olduğundan, biyolojik cephesiyle bedenin en ücra köşelerine kan pompalayıp hayat düğümü olurken, gönül cephesiyle de mânâ âlemleriyle irtibatı sağlayan bir santral olur.
Ürettiği elektro-biyo-manyetik enerji türleri de hem vücudun en ücra köşelerine, hem de irtibatlı bulduğu metafizik âlemlere yayılır. Bu dalgalar sevgi, şefkat, ümit, sevinç, ihlâs gibi olumlu veya öfke, düşmanlık, kıskançlık, kin, nefret gibi olumsuz duygulardır.
Kalbimiz, vücudumuzun en güçlü ve geniş elektromanyetik alanının üretildiği İlâhî bir sistemdir. Bu çerçevede, teknolojik cihazlarla yapılan ölçümlerde; kalpte elektrokardiyogram olarak (EKG) ölçülebilen elektrik alanı, beyinde kaydedilen elektroencephalogramdan (EEG) genlik (amplitud) bakımından ortalama 60 misli daha büyük; manyetik bileşeni de, beyinde üretilen manyetik bileşenden yaklaşık 5000 kere daha güçlü olduğu tesbit edilmiştir. Dolayısıyla dokular tarafından emilerek yok edilemez ve kalbin ritmik aktivitesi ile üretilen kan basıncı, ses basıncı ve elektromanyetik dalgalardaki değişiklikler, vücuttaki her organ ve hücre tarafından algılanmaktadır.4
İnsan kalbini ne nispette dizayn ediliş gerekçesine göre işletir, zihin/beyin ve zekâ dalgalarıyla birleştirir, odaklaştırabilirse, etkisi de o oranda olur. Bu bağlamda, olumlu duygular, bedenimizdeki enerji dengesini sağlarken, olumsuz duygular bu dengeyi alt-üst eder. Öfke, kin, nefret ve düşmanlıktan doğan aşırı korku, heyecan, endişe ve kısacası stres gibi.
Dipnotlar: 1- Muhakemat, s. 119.; 2- İşârâtü’l-İ’câz, s. 79.; 3- Lem’alar, s. 22.; 4- İşârâtü’l-İ’câz, s. 78.
29.05.2007
E-Posta:
[email protected] [email protected]
|