Çok muhteşem, komplike, girift ve antika bir yaratılışa sahip kılındık. Ruhumuz onlarca duygu, binlerce his ve lâtifelerle donatılmış. Ayrıca, şiddetli merak, ateşli sevgi, dehşetli hırs, müthiş öfke gibi onlarca pozitif-negatif duygu ve hislerle örülmüş. Vücudumuzda psiko-fizyolojik bağlarla da ruh-beden birlikteliği sağlanmış.
Duyu ve duygularımızı ve hayatın akışı içinde otomatik olarak yaptığımız normal işleri imanımızla şuurlu bir biçimde programlayabiliriz. Çünkü inancımız/imanımız düşüncelerimizi, düşüncelerimiz de şartlı refleksi, onlar da alışkanlıkları, onlar da fizyolojik yapımızı etkiler ve harekete geçirir. İmanımızın gücü, düşünce düzeyimizin yüksekliği, niyetlerimizin kararlılığı, şuurumuzun genişliği oranında ruhumuzu geliştirir, duygularımızı kontrol edip programlayabilir, hikmet dairesinde olağanüstü haller gösterebiliriz.
Kuantumla ilgili olan enerjimizin bu türü, madde ile etkileşir, zihin tarafından modüle edilebilir ve zihin ekranında bilgi kaydedebilir. Manyetik özelliği olan fırın, televizyon ve bilgisayar gibi elektronik cihazları ses, bakış ve vücut ısımızla açıp kapatabiliriz. Ampule yaklaştığımızda yanmasını ve uzaklaştığımızda sönmesini sağlayan sensor sistemi, nazara örnek olabilir.
Japonya’da, sakatlar için 40 metre mesafeden göz enerjisi ile kanalları değiştirilebilen televizyonlar yapılmış. Bu sistemi, başka cihazlara da uygulamak ve mesafeyi daha da uzatmak mümkündür.
Bazıları olumlu veya olumsuz enerjilerini gözleriyle gönderirken, bir kısmı ise, nefesleriyle veya elleriyle gönderebilmektedir. Çünkü sadece gözlerimiz değil ellerimiz, beynimiz ve hatta nefesimizle de enerji yayarız. İşte, nazar da, ruh ve manyetik güçle oluşturulan bir etkidir. Gönderilen siyah enerjiyle muhatapların ruh dengesi bozulabilir, hatta onlara maddî zararlar da verilebilir. Bir kısım elektrik cihazlarının, hassas elektronik sistemleri bozması gibi…
Negatif duygular bizi ezer, enerjimizi tüketir, direnme gücümüzü kırar.
Elektro-biyo-manyetik dalgalar veya sair hassas elektronik cihazlarla insan beynini ve düşünce dalgalarını telepatik olarak okumanın mümkün olduğunu hemen herkes bilmektedir. İşte nazardan da, yüksek bir iman kalkanı ile kurtulabiliriz. Yukarıda zikrettiğimiz duâ, bizim bu yöndeki menfî duygularımızı nötrleştirir, törpüler, yönlerini değiştirir veya etkilerini azaltır. Hiç şüphesiz güçlü duygu, sağlam karakter, kuvvetli inanç da nazarı tesirsiz kılar.
İman enerjisi ne kadar güçlü ise, dışarıdan gelebilecek olumsuz duyguların enerjisi o nispette engellenir. Zira iman, aynı zamanda bütün enerji boyutlarını şuurlu olarak kullanma ve yönlendirebilme gücüdür. Tahkikî iman ise, savunmaya yönelik bir enerji kalkanı oluşturur, elektriği geçirmeyen maddeler gibi, beynimizi ve düşüncelerimizi sararak korur.
26.05.2007
E-Posta:
[email protected] [email protected]
|