Ankara’nın en kalabalık merkezle-rinden Ulus’taki Anafartalar Çarşısı’nda meydana gelen terör hadisesi, yine korkulu dönemleri hatırlattı. Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkanvekili Bülent Orakoğlu, eylemin amacını ve hedeflerini Yeni Asya’ya değerlendirdi.
* Ulus’taki terörle ne amaçlanmış olabilir?
Bu aslında beklenen bir şey. Çok ciddi, profesyonelce hazırlanmış bir terör eylemi. Bir de Ankara’nın en önemli merkezlerinden Anafartalar’da yapılmış olması, uluslararası silâh fuarının güzergâhı üzerinde olması eylemin çok önceden planlandığını gösteriyor.
*Bunlar olayı sıradan bir eylem olmaktan çıkarıyor mu?
Kesinlikle. Mersin’de canlı bomba tek başına patladı, İstanbul’da patlamadan ele geçirildi. Ancak Anafartalar’da başardılar.
*Hedeflerine ulaştılar mı?
Terörün baş hedeflerinden biri toplumda korku meydana getirmektir. İnsanları normal alışkanlıklarının dışına itmektir. Duyuyorum, meselâ “alış veriş merkezlerine gitmeyin” diye söylentiler var.
*Bir korku başladı insanlarda tabiî…
İngiltere’de de böyle şeyler olmuştu.
*Bunun siyasî amacı olabilir mi?
6-7 ay önce istihbarat örgütlerinin PKK’nın topluma yönelik eylemlerini büyük kentlere kaydıracakları şeklinde uyarıları vardı. Hatta İçişleri Bakanlığı da eylemlerin kırsal alandan metropollerde, insanların yoğun olarak bulunduğu mekânlarda olacağı yönünde uyarmıştı
*Terörde bir strateji değişikliği mi yaşanıyor?
PKK son birkaç yıl içinde ciddi bir zaafa uğradı. Güvenlik güçleri operasyonlar yaptılar. Dikkat ederseniz Türkiye’de son siyasî cinayetlerde tetikçiler bulunuyor. 12 Eylül öncesi hiç bulunmazdı. Şu anda tetikçiler bulunuyor, ama tetikçiler bizi ya dindarlar üzerine ya da milliyetçiler üzerine götürüyor. Bu da bir konsepttir. Tetikçilerin çok bilinçsiz ve savundukları konularda bilgisiz oldukları da görülüyor zaten. Burada hedef toplumu katmanlara bölmek.
*Tetikçileri kimler yönlendiriyor?
Bu tip insanların zaafları çok profesyonelce kullanılıyor. Hepsi başı boş, maceraperest, meşhur olmak isteyen insanlar. Çeşitli şekillerde elde ediliyorlar. Olaylarda kullanılan silâhlara bakın. Meselâ glock marka silâhlar Avusturya ve Portekiz menşeli. Buralardan ABD’ye satıldıkları ortaya çıktı. Amerika da açıklama yaptı “750 bin silâh aldık. Bunları Irak’taki polislere verecektik, bunların 600 bini yok oldu” dediler. Bu bilinenler. Kim bilir bilemediğimiz daha ne kadar patlayıcı ve uzun menzilli silâhlar vardır. Terör olaylarında kullanılan silâhların Irak’tan çıkışlı olması enteresan. Ve bunların Amerika’nın kontrolündeki depolardan çalınmış olması da enteresan.
*Amerika Türkiye’nin Kuzey Irak’a girmesini istemiyor, ancak bu son terör hadisesi ile Türkiye’nin Kuzey Irak’a girme isteği artacak. Bu bir anlamda çelişmiyor mu?
Türkiye son zamanlarda yapmış olduğu operasyonlarla az buçuk girdi oralara zaten.
*O zaman “girmeyin daha kötüsü olur” mesajı mı verilmek isteniyor?
PKK’nın 2002’den sonra eylem yapmaması, 2004’ün sonlarında eylemlerinin tırmandırılması tamamen PKK’yı kullananların oynatması. Türkiye’ye içerde ve dışarıda getirtilmek istenen sonuçlar var. Bugün dünyada yükselen milliyetçilik ve din olguları tahrip edilmek istenmektedir. Küresel saldırılara karşı insanlar dine ve milliyetçiliğe sarılıyorlar. Bu tarz olaylarla insanlar suçlu pozisyonuna itiliyorlar. Ayrıca son yaşadığımız olaylarla, Irak’taki mezalimi kapatma yoluna gittiler. Biz oraları unuttuk. Irak’ta her gün yüzlerce kişi ölüyor, ama unuttuk.
*Türkiye kendi derdine düşsün diye mi düşünülüyor?
Esas amaç, Türkiye’yi içerde kendisi ile uğraşır hale getirmek. Bir de cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde Türkiye laik-anti laik kamplaşmaya ciddi bir şekilde ayrıldı, mitingler de bunu perçinledi.
*Türkiye’de siyasetçiler, sivil ve askerî bürokrasi, bahsettiğiniz oyunlara karşı birlik sergileyebilecek mi?
Hem bürokratik irade, hem de sivil siyasî irade-mecliste olanlar olmayanlar-birlik beraberlik içerisinde olmalılar. Çünkü bu olayların devam etme gibi bir durumu var. Ulus’taki eylem başlangıç gibi görünüyor.
* Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt da benzer bir açıklamada bulunmuştu?
Bu bomba patlayana kadar, Türkiye’deki siyaset mekanizmaları üzerinde bir sürü oyunlardan bahsediliyordu. Terörle bir anlamda siyaset dizayn edilmeye çalışılıyor. Kendi kafalarına göre bu tür eylemlerle birilerini götürüp, birilerini getirmeye çalışıyorlar. Milletle devlet arasında güvenin azaltılmasına çalışıyorlar. Ayrıca, Türkiye’nin dış politikası açısından da, meselâ İran’a yapılacak bir operasyonda Türkiye zorla müdahil olmaya zorlanıyor.
Muhtıra ile ilgili Amerika’nın tavrına baktığınız zaman ABD muhtırayı desteklemiştir. 10 gün sonra hafif bir dönmüştür, ama önemli değil o. Muhtıra ile ABD’nin istediği farklı bir şey vardı. Bitirdiğim kitabıma bunu da yazacaktım, ama size söyleyeyim; Amerika fiilî bir müdahaleden yana gözüküyordu.
*Amerika daha ilerisini mi istiyordu?
Tabiî.
*Büyükanıt’ın muhtıradan habersiz olduğu şeklinde iddialar da vardı?
Yani bir işin başında olmakla, her şeyin sorumlusu siz olmazsınız. Nokta Dergisi yazdı; 2004 yıllarında başlamıştı bu. Burada kuvvet komutanları, başta Genelkurmay Başkanı, sağduyulu davranışlarıyla bu olayın hafif bir şekilde atlatılmasını sağladılar diyebiliriz. Amerika tamamen darbe bekliyordu. Muhtıranın da arkasında genç subaylar sendromunu tetikleyen bir takım güçler var. Bunlar aynı, değişen bir şey yok.
[email protected]
| 
