Ülkemizde turizm, önce sahil şeritlerinin keşfedilmesiyle ve buraların turizme açılmasıyla başladı ve gelişti. Sayfiye yerlerinin zaman içinde doygunluğa ulaşmasıyla turizm faaliyetleri rotasını bu sefer iç kesimlerdeki bakir yerlere çevirdi. Zaman içerisinde arz-talep dengesine göre turizm gözünü zirvelere dikti. Bugün ülkemizde de dağ ve yayla turizmi revaçta olan kültürel faaliyetlerin başında geliyor.
Coşandere Turistik Tesislerinin Müdürü Kasım Şahin sorularımızı cevaplandırdı.
*Bu tesis ne zaman kuruldu?
Coşandere Turistik Tesislerinin temeli 1986 yılında Osman Şahin tarafından atıldı. 1987 yılında küçük bir işletme olarak hizmete açılan tesisimiz, bugün 200 kişilik kapalı 200 kişilik açık alan olmak üzere toplam 400 kişiye aynı anda hizmet verebilecek restaurant kapasitesine ulaşmıştır.
Coşandere Turistik Tesisleri 2000 yılında sekiz adet bungalov tipi ev inşa edip ve iki adet tarihî seranderi restore ederek müşterilerine konaklama alanında da hizmet vermeye başlamıştır. O tarihlerde 40 kişilik olan yatak kapasitesi bugün yapılan otel ile yatak sayısını 115’e çıkarmıştır.
*Hizmetlerinizden bahseder misiniz?
Coşandere Turistik Tesisleri lokanta hizmetinin yanı sıra pansiyon ve otel hizmetleri de vermektedir. Sekiz adet bungalov tipi ev 40 kişi kapasiteli, 35 odalı otelimizde 70 kişi kapasiteli olmak kaydıyla toplam 110 kişiye konaklama alanında hizmet vermektedir. Bütün odalarda duş-tuvalet, televizyon, minibar, saç kurutma makinesi, telefon, internet mevcuttur.
* Alabalık tesisiniz de var galiba?
İşletmemiz 1990 yılında Karadeniz mutfağının lezzetlerini mönüsüne katarak bölgede ilk defa yöresel yemekleri yapan tesis olmuştur. Kara lahana çorbası, Yoğurtlu Mısır Çorbası, Kara Lahana Dolması, Kuymak, Hamsili Kaygana ve daha birçok yöresel yemeklerle ızgara çeşitleri, taze alabalık ve meşhur Coşandere Sütlacı da mevcuttur. İnsanlar dinlenmek ve tatil yapmak için gittiği yerde başka çevre ile karşılaşıyor. O çevrede bir müddet yaşamak durumunda kalıyor. Öncelikle herkesin farklı bir dinlenme ve tatil anlayışı var. Kimisi medyatik tatil yörelerini tercih ederken, kimileri de tabiatla içiçe olabileceği, rahat huzurlu, sakin, kafasını dinleyebileceği yerleri tercih etmektedirler.
Bu zamanda insanın kendisine yatırım yapması lâzım. İnsanların dinlenmesini gerekli kılmaktadır. Hele kalabalık, çevre ve gürültü kirliliği ortamında stresle çalışmak ve hayatını bu şekilde sürdürmek zorunda olanlar için olmazsa olmazlar arasındadır. Ancak dinlenmek içinde çalışmak lâzım. Tabiki çalışarak dinlenebilecek ortamlarda olabilir.
*Dağ ve yayla turizmini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ülkemizde turizm, önce sahil şeritlerinin keşfedilmesiyle ve buraların turizme açılmasıyla başladı ve gelişti. Sayfiye yerlerinin zaman içinde doygunluğa ulaşmasıyla turizm faaliyetleri rotasını bu sefer iç kesimlerdeki bakir yerlere çevirdi. Zaman içerisinde arz-talep dengesine göre turizm gözünü zirvelere dikti. Bugün ülkemizde de dağ ve yayla turizmi revaçta olan kültürel faaliyetlerin başında geliyor.
*Tesis olarak insanlara hizmet amacınızı anlatır mısınız?
Bizim amacımız insanları çalıştığı bunaltıcı ve sıkıcı ortamdan geldiklerini düşünerek, ek dinlenmesini ve rahatlamasını sağlamaktır. Bölgesel farklılıktan dolayı da daha çok istifade ettiğini, ruh ve beden sağlığı açısından faydalı olduğunu düşünüyoruz.
Bu sebeple dinlenmeyi dahi teknik olarak yapmalıyız. Buna göre teknik dinlenmeyi bir işi bitirdikten sonra, sevdiğimiz başka bir işe başlamak şeklinde formüle edebiliriz.
Bu bölgelerdeki tatiller hiçbir iş yapmamak şeklinde değildir. İnsanların çoğu dinlenmeyi hiçbir iş yapmamak olarak anlasa da aslında beyin yorulursa beden dinlenmeli, beden yoruluncada beyin dinlenmeli diye düşünüyorum.
*Bölgedeki turizmi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bölgemizde turizm yavaş yavaş gelişmeye başlayan ve bacasız sanayi haline gelecektir. Bu noktadaki ısrarlı duruşumuz ondandır. Ekonomik anlamda da büyük rantların döndüğü global bir pastadır. İnsanlar dinlenmek için başka yörelere gidiyorlar. Diğer bölgelerden gelen insanlar “Biz sizi böyle bilmezdik, bölgenize, misafir perverliğinize hayran olduk” sözlerini sadece turizm söyletebilmektedir. Klişeleşmiş, söylemlerle olmuyor. Yaşamak, görmek gerekiyor.
Ayrıca turistik altyapı ve üst yapıların, ortamın güzelliklerini bozmayacak tesislerine özen gösterilmelidir.
* Kendiniz turlar düzenliyor musunuz?
Coşandere Turistik Tesisleri, Karadeniz’de yaz ve kış turizmine bir ilk getirerek profesyonel ekipmanları ve özel arazi araçları ile tam donanımlı aktiviteleri misafirlerimize sunuyoruz. Buna, Safari Karadeniz Turları diyebiliriz.
*Yayla safari turları
Haftalık turlarımız; Trabzon, Coşandere, Fosiya Mezrası, Sumela Manastırı, Altındere Vadisi, Larhan Deresi, Istama Mezrası, Paprza Yaylası, Kusera Yaylası, Kuştul Manastırı, Kuştul Vadisi, Figanoy Yaylası, Lişer Yaylası, Şolma Yaylası, Diaver Yaylası, Taşköprü Yaylası, Seyfihanlar, Hanzariye Boğazı, Çakırgöl, Deve Boynu.
|