* Emin Üstün bize kendinden bahseder mi?
Bolu’nun Gerede kazasında dünyaya geldim. Makine mühendisiyim. 16 yıldır Emin Otomotiv olarak faaliyet gösteren bir şirketim var. Başka şirketlerimiz de oldu. İnşaat, yatak, nakliye, radyo gibi... Ama daha ziyade Emin Otomotiv olarak tanınıyoruz.
* Otomotiv sizin soy isminiz gibi oldu galiba?
(Gülüyor) Evet öyle oldu. Artık Emin Otomotiv olarak anılıyorum. Biliyorsunuz otomobil bir dönem insanların çok zor alabildiği bir şeydi. 90’lı yıllarda 20 milyona peşin alabildiğin bir otomobili, banka kredisiyle, ya da galerilerden vade farkıyla 40 milyona alabiliyordunuz. Biz böyle bir dönemde getirdiğimiz elbirliği sistemiyle 20 milyonluk bir otomobili 25-26 milyona mal ediyorduk. Bunu gören insanlarımız bize ciddî şekilde iştirak ettiler.
* Bu proje nasıl ortaya çıktı?
20 milyonluk bir arabayı 40 milyona almak aklıma yatmıyordu. Buna bir usul getirelim dedik. Hem hanımların altın günlerini, hem de Anadolu’daki imece usûlünü içeren bir sistem geliştirdik. Yirmi kişiyi bir araya getirip her ay bir araba alıp bu arabaları noter huzurunda yaptığımız çekilişle sahiplerine teslim edelim istedik. Bu o zaman çok talep gördü. O dönemde bizden sonra 150-200 firma daha açıldı Türkiye’de. Bu sistem sayesinde kırk bin insan araba sahibi oldu.
* 16 yıllık dönem içinde bir çok kriz dönemi yaşadı Türkiye. Siz Emin Otomotiv olarak kriz dönemlerini nasıl atlattınız?
İnsan aklı eğer deneyim elde ederse, bütün problemlere çözüm üretebiliyor. Bütün mesele güven meselesi. Biz tüm planlarımızı güven meselesi üzerine kurduğumuz için, bütün çalışmalarımızda emniyeti esas aldık. Emniyet için ayırdığımız paralarla arsalar alıyoruz. Sıkıştığımız zamanlarda bu arsaları satarak, önemli gelirler elde ettik. Arsa alırken de İstanbul’dan, Antalya’dan, Konya’dan, yani değer yapacak yerlerden alıyoruz arsaları. Bu arsalar, beş-altı yıl içerisinde on kat prim yaparak sıkıntılı zamanlarımızı atlatmamızda işimize yarıyor. Bütün mesele insanlara karşı mahcup olmamak.
* Biliyorsunuz gençler geleceğe yönelik çok umutlu değiller. Başarılı bir iş adamı olarak gençlere neler tavsiye edersiniz?
İnsan önce kendi yeteneğini keşfetmeli ve bu yetenekleri ölçüsünde projelerini geliştirmeli. Hekimoğlu’nun sevdiğim bir sözü vardır; Amerika’ya mı gitmek istiyorsunuz, önce sandalyeden kalkmalısınız. Bu projeleri adım adım gerçekleştirebilirsiniz. Bir insan ne tarz bir proje yaparsa yapsın, onu parçalara ayırır, planlar ve yavaş yavaş yapmaya başlarsa, Cenâb-ı Hakk’ın da yardımıyla başarır. Ama dediğim gibi, öncelik insanın kendini tanıması. Bir ev mi yapmak istiyorsunuz, projeniz olmadan iki ya da üç kat yapabilirsiniz; o da yıkılabilir. Ama projeniz varsa, ne yapacağınızı biliyorsanız yüz katlı bir proje de yapabilirsiniz. Gençlere tavsiyem üşenmemeliler, kendilerine olan güvenlerini kaybetmemeliler ve en önemlisi kendilerini tanıyıp geliştirmeliler.
* “Emin Evim” yeni projeniz. Bahseder misiniz?
İnsanların görünürde iki büyük ihtiyacı var. Ev ve otomobil. Evlensek de, evlenmesek de ev ihtiyacımız her zaman var. İnsanlar ya peşin alarak ev sahibi oluyorlar, ya da banka kredileriyle… İnsanlar bugünün şartlarıyla yılda 18-20 faizlerle ev alabiliyorlar. 100 bin liralık bir ev için 250 bin lira ödemeniz gerekiyor. Biz öyle bir proje yapalım ki, herkes ev sahibi olsun dedik.
Müşterilerimiz bizim evlerimizden alabildiği gibi, kendi buldukları evi de alabiliyorlar. Diyelim ki, Bursa’dan bir ev almak istiyor müşterimiz; bizim Bursa’da evimiz yok. O zaman kendi belirlediği evi alabiliyor. Bizimle çalışan müteahhitler de var. Bu evleri de proje olarak müşteriye sunuyoruz, kararı müşterimize bırakıyoruz.
* Diyelim ki, bana birinci ayda çıktı, arkadaşıma 20. ayda çıktı. Bu arada ev fiyatları artış gösterdi bu durumda ne olacak?
Eğer müşterilerimiz enflasyon oranında ödeme yapmak isterlerse, biz onların taksitlerini devletin belirlediği enflasyon oranında belirliyoruz. Müşteriye tüm kolaylıkları sağlıyoruz. İlk önce vermeleri gereken 10 bin TL’yi bile bir kaç ay içinde ödeme imkânı tanıyoruz. Dünyadaki bütün sistemlerde zamanla her şey artar. Bizim sistemimizde zamanla ödediğiniz miktar düşüyor. İlk ayda çıkan kira veriyor, diğer aylarda çıkanlar sıraları gelene kadar kira alıyorlar. Birinci ayda çıkan 1000 TL ödeyecekken, evi en son çıkan ayda 600 TL ödüyor.
* Tapu sistemi nasıl oluyor?
Evi şahsın adına almaya gidiyoruz. Henüz borcu bitmediği için de ipotek koyuyoruz. Böylece diğer 99 kişinin de hakkını korumuş oluyoruz.
* Türkiye’de şartlar malûm. İnsanlar işlerinden her an ayrılabilirler. Bu durumda sistemden ayrılmak istediklerinde kolay ayrılabiliyorlar mı?
Ayrılmak istediklerinde ödemelerini yapıyoruz. Büyük ayrılmalar yaşandı kriz dönemlerinde. O gibi durumlarda sıraya koyuyoruz ödemeleri. Ama diğer durumlarda onun problemini çözecek şekilde üç ay içerisinde ödemeleri yapıyoruz.
* Mortgage sistemini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dünyanın her yerinde uygulanan sistem mortgage. ABD’de uygulanan yıllık faizler yüzde beş. Böyle olmasına rağmen yedi yüz milyon dolar geri tepti, ödeyemediler. Türkiye’de bu sistemin uygulanabilmesi için faizlerin düşük olması lâzım. Biz mortgage sisteminin alternatifi bir sistem ürettik. İnsanlar niye faizle ev alsınlar? Ya da ödeyemediklerinde niye protestoyla karşılaşsınlar? Biz iyi bir alternatifiz.
| 
