İslâm tarihi boyunca Allah’ın adını yüceltmek ve dini dünyaya yaymak için çalışan kahraman insanlar, en büyük güçlerini parada, pulda ve kalabalıklarda değil, ihlâs ve samimiyette bulmuşlar.
Allah’ın rızasını esas maksat yapan nice cihangir kumandanlar, az bir kuvvetle kendilerinden birkaç kat orduları mağlûp etmişlerdir. Asr-ı Saadetteki savaşlar ilk örnekler olduğu gibi, Malazgirt Meydan Muharebesiyle Anadolu kapılarını İslâma açan Alpaslan da öyledir. Bir Cuma günü elli bin kişilik ordusuyla, iki yüz bin kişilik Bizans ordusunu yenmiş ve Romen Diojen’i esir almayı başarmıştır.
Dört yüz kırk dört çadırlık bir aşiretten, yirmi iki milyon kilometre karelik Osmanlı Devletini ortaya çıkaran, üç kıt'ada hâkimiyet kurup, hükümranlığını altı yüz yirmi beş sene devam ettiren ecdadın gücü de yalnız Allah’ın rızasına dayanmalarıydı. Ne zaman fitne ve ihtilâf içlerine girdi ve tarafgirlik hastalığına tutuldular, o zaman da tarih sahnesinden silinip gittiler. Emeviler, Abbasiler, Selçuklu ve Osmanlılar gibi devletler bunun en açık şahitleridir.
“Ben, Allah yolunda cihad etmekle vazifeliyim. Galip etmek, mağlûp etmek Allah’ın vazifesidir. Onun vazifesine karışmam” diyerek Allah’a tam teslim olan ve harp tekniklerinin en mükemmellerini tatbik ederek, Moğol imparatoru Cengiz Han’ı defalarca mağlup eden Celâleddin-i Harzemşah, sonunda içerden gelen ihanetler yüzünden mağlûp ve şehit olmuştur.
İslâm Tarihini çok iyi bilen ve son çağın mânevi kumandanı olan Bediüzzaman Hazretleri, en büyük kuvvet kaynağı olarak samimi ihlâsı görmüş ve bilfiil yaşamıştır. Allah’ın rızası dışında olan her türlü hâl ve hareketlerden alabildiğine uzak durmuştur. İkinci bir kuvvet kaynağı olarak da tesanüdü göstermiş ve “İhlastan sonra en büyük kuvvetimiz tesanüddür” açıklamasında bulunmuştur. Enfal Sûresi 46. âyetiyle ikaz yapmıştır. Yani “İhtilafa düşmeyin, sonra cesaretiniz kırılır, kuvvetiniz elden gider.” Birbiriyle boğuşanların müsbet hareket edemeyeceğini de belirten Üstad, her vesileyle ihlâs ve tesanüde dikkat çekiyor. “Hayat, vahdet ve ittihadın neticesidir. İmtizaçkârâne ittihat gittiği zaman, mânevî hayat da gider. Tesanüd bozulsa, cemaatin tadı kaçar” tespitlerinde bulunan Bediüzzaman, ihlâs ve tesanüd üzerinde âdeta titriyor.
Bu hususta, Şuâlar’da geçen mesleğin temel noktalarından biri çok dikkat çekicidir. “Gaflet ve dünyaperestlikten çıkan dehşetli bir enaniyet, bu zamanda hükmediyor. Onun için ehl-i hakikat,—hatta meşrû bir tarzda dahi olsa—enaniyetten, hodfüruşluktan vazgeçmeleri lâzım olduğundan, Risâle-i Nur’un hakiki şakirtleri, buz parçası olan enaniyetlerini şahs-ı mânevide ve havz-ı müşterekte erittiklerinden, inşallah bu fırtınada sarsılmayacaklar. Evet, münafıkların ehemmiyetli ve tecrübeli bir plânı, böyle her biri birer zabit, birer hâkim hükmündeki eşhası, müşterek bir meselede böyle kaçınmak ve birbirini tenkit etmek asabiyetini veren sıkıntılı yerlerde toplattırır, boğuşturur, mânevî kuvvetlerini dağıttırır. Sonra, kuvvetini kaybedenleri kolayca tokatlar, vurur. Risâlei Nur şakirtleri, hıllet ve uhuvvet ve fenâ fi’l-ihvan mesleğinde gittiklerinden, inşallah bu tecrübeli ve münafıkâne planı da akîm bırakacaklar.” (Şuâlar, s. 267)
Zübeyr Ağabey “Kardeşlerim! Siz problemlerin kökünü kazımak istiyorsunuz. Bu, mümkün değil. Burası imtihan dünyası. Problemlerin biri biter, diğeri başlar. O biter, başka biri daha başlar. Bu, böyle devam eder gider” diyormuş. Üstad da “Sizi kaç defa altın mı, bakır mı diye denemek için üç dört eleklerle elemek kader iktizâ etti ki, bu hadise başımıza geldi” açıklamasını yapmıştır.
Şuâlarda geçen tek cümlelik bir ikaz mektubu, her zaman kulağımızda bir küpe olmalı diye kanaatim var: “Aziz kardeşlerim! Evvel âhir tavsiyemiz; tesanüdünüzü muhafaza; enâniyet, benlik, rekabetten tahaffuz ve itidal-i dem ve ihtiyattır.” (Şuâlar, s. 262)
Bu temel prensiplerle birlikte, suyu getirenle testiyi kıranı fark etme basiretini göstermeli ve tesanüdü bozmaya sebebiyet veren her türlü hareketleri de ferasetle keşfedip tedbiri alınmalıdır. Her zaman Allah’ın inayeti altında olduğumuz da hatırdan çıkarılmamalıdır.
23.05.2007
E-Posta:
[email protected]
|