Öteden beri söylerim. Gezi ve seyahat programlarının ilki TRT’de başladı.
Ve Gezelim Görelim (TRT 1), sessiz sedasız ekranlarda yayınını sürdürüyor.
Nuray Yılmaz, hiç cıvıtmadan, temiz Türkçesi ve mütevazı yapısıyla yıllardır programı tek başına götürüyor.
Bu bakımdan iki kez tebrik etmek lâzım.
Birincisi;
Önceki hafta AB grubunda 8’inci program oldu. Yani diğer kanallarda aynı saatte Kurtlar Vadisi ve Özcan Deniz’in başrolünü üstlendiği Kader programının karşısında elde ettiği başarıdan dolayı...
İkincisi;
Popülizme bulaşmadan sürdürdüğü istikrarlı çizgisiyle...
SKY TÜRK’E YAKIŞTI MI?
Haberi Vakit gazetesinde gördüm. Gazeteci Yazar Ömer Lütfü Mete katıldığı bir programda miting görüntülerini değerlendirirken sesini kesmişler.
Kendisine yöneltilen bir sual üzerine şöyle demiş Mete:
“Ben bu rüzgârların siyasete çok fazla bir etkisinin olacağını, çok fazla bir şey getireceğini zannetmiyorum. Bu rüzgârla beraber seçime girersek, siz zannediyor musunuz ki, DSP-CHP ittifakına yani sola yüzde 20’nin, yüzde 22’nin üzerinde bir getiri sağlayacağını? Mümkün değil. Mümkün değil, hiçbir şekilde bu olmayacak. Nedir bu şamata, neye yarıyor bu şamata? Solda birliğe ne getirecek bu şamata? ....Bu mitinglerin neden olduğu mağduriyet dalgası muhakkak büyük avantaj sağlayacak” demiş ve eklemiş:
“Bu mağduriyet dalgasının artarak çoğalmasını sağlamaya çalışıyorlar.... Bu vurgularla birliğe hizmet edilmiyor” diye devam ediyordu ki, konuşmasına son verildi.
Bu bir teknik arıza mı, yoksa “bilerek” kasıtlı mı kesildi?
Bilmek hakkımız sanırım.
MAGAZİNİN HALİ PÜRMELALİ
Ne demiştik: Fox TV’nin bütün programları kavga üzerine kurulu. Bunun farkında olmadan olduğuna inanmıyorum. Özellikle “kurgu”landığı inancım var.
“Bir Dilek Tut”ta kavgasız bölüm yok. Hele “Magazin Mahkemesi.” Düşman başına. Deniz Akkaya, Prof. Yalçın Küçük’ün bir sözünü almış “Zülfü Livaneli” diyor, başka birşey demiyor. Susturmak ne mümkün. Böyle bir programa, böyle bir programcı. Kel başa şimşir tarak. Bir diğer husus, baştan beridir Bekir Hazar’ı o programa yakıştıramadım. Yine aynı kanalda “Çapraz Ateş”te tecrübeli gazeteci Nazlı Ilıcak bile sinirlerine hakim olamadı ve Reha Muhtar’la tartıştı. Seviyenin çıtası düşüverdi.
Dönelim magazine.
Magazin diye birşey kalmadı. Bunu kim mi söylüyor, yılların magazin yazarı Savaş Kalafat...
Diyor ki:
“Hiç kimse alınmasın. Resmen dibe vurduk. Eskiden magazin gazetecileri olarak bir adımız, hatta gücümüz vardı. Şimdi ne kaldı diye baktığınızda dibe vurduğumuzu görüyorum… Yani hiçbir şeyimiz kalmamış.”
Övünmek gibi olmasın, biz bunu baştan beri söylüyorduk.
23.05.2007
E-Posta:
[email protected]
|