Daha önce olumsuz da olsa, eleştiri ve sorulara cevap vereceğimizi duyurmuştuk. Münderecâtımızın müsaadesi nisbetinde bir kısmına yer verebileceğiz.
“Köşe yazılarınızı uzun zamandır okuyorum. Çünkü ben yaklaşık 34 yıllık ‘Yeni Asya’ okuyucusuyum. Sanırım fazla söze hacet yok. Hatta yanılmıyorsam 1999 seçimlerinde İstanbul’dan DYP’nin bir Yahudi asıllı milletvekili—gene yanılmıyorsam—Cefi Kamhi hakkında bir yazı yazmıştınız ve ben de o yazınızdan dolayı sizi tenkit etmiştim. Ama yaklaşık bir aydır çok netameli bir konu olan ‘siyaset’ hakkında zülf-ü yâre dokunduracak yazılar yazıyorsunuz. Yazılarınız cesurca ve dolu dolu. Yani kitabın orta yerinden söylüyorsunuz. Bugünkü yazınızı okuyunca, nasıl tenkid ettiysem, bir de tebrik ve takdirlerimi bildireyim dedim. Cenâb-ı Hak yar ve yardımcınız olsun. Allah kaleminize kuvvet versin. Selâmlar, saygılar. M. Salman.”
***
“Evvela, nazik cevabınız için teşekkür ediyorum. Hiciv dolu bir önceki mesajımdaki eleştirimi anlayışla karşıladığınızı umuyorum. Seviyesiz hakaretlere ve küfürlere tenezzül edilmediği müddetçe her türlü eleştirinin mübah olduğuna inanırım. Demokrat olmanın şartlarından biri de farklılıklara tahammüldür. USA’dan Dr. C. A.”
***
“Son yazdığım düşüncelerden sonra kısmen fikrim değişmekle birlikte kesmiş olduğum aboneliğimi yeniden başlattım. Zira düşündükçe, düşüncelerim her ne kadar kendimce haklı da olsa (bana göre), gerek siyasî, gerek meşrep noktasında duygusallığım daha ağır bastı. Bu vesileyle selâm ve hürmetlerimi sunar muvaffakiyetler dilerim. Oğuz Ş.”
***
“Yaklaşık 1,5 yıl önce bir dostum vesilesi ile camianızla tanıştım, dostumu kırmamak için gazetenize abone oldum. Gazetenizin sadece 2. sayfası, sizin sütununuzun bulunduğu sayfa ve ara sıra diğer sayfalarda da yayınlanabilen imanî ve itikadî yazıları okuyorum. Sizin yazılarınızı da çok beğeniyor ve faydalanıyorum. Hatta bazı yazılarınızı kesip arşivliyorum. 1,5 senedir Üstad’ı okuyorum. Ama, sizin gibi bir siyasî yorum yapmama bu eserler müsaade etmiyor. Yaşar S./Konya.”
(Cevap: Bu ekol ise, 1960’lardan beri okuyor, müzakere, mütalâa ediyor. Üstelik didik didik ederek şerh, izah ve tanzim etmeye çalışıyor. Herhalde fertlerle, kitle arasında bir anlama ve yorum farkı olur!)
***
“Daha önceki yazılarında pek siyasete dokunmadığınız halde son bir aydır siyasî-içtimâî konularda Üstad'dan ve Risâle-i Nurlardan aldığınız siyasî ve içtimaî ölçüleri yılmaz bir şekilde savunuyorsunuz. Allah kaleminize kuvvet versin. Yazılarını takip ediyorum. Hiç sapmadan-saptırmadan, eğip bükmeden doğruları ve Üstadın ve Risâle-i Nur’un ölçülerini günlük kahve siyasetine bulaştırmadan ortaya koyuyorsunuz. ‘Ne Haydar Ağa, ne Haydo, yalnız ve yalnız Haydar’ diyorsunuz. Tebrik ederim. Allah bu seçimi hakkımızda ve ülkemiz için hayırlara tebdil eylesin inşallah... A. Kandil / 4.Levent/İstanbul”
(Cevap: Teşekkür ederim. Siyasî yazılara yoğunlaşmamın sebebi; siyaset mevsimine girişimiz dolayısıyla Bediüzzaman’ın Kur’ân ve Sünnet’ten çıkardığı içtimâî ve siyasî hizmet stratejisini ve ölçülerini nazara vermektir. Şimdi yazmayacağız da ne zaman yazacağız?
14.07.2007
E-Posta:
[email protected] [email protected]
|