Milletvekili genel seçimlerine sayılı günler kaldı. Siyasî partiler, propaganda çalışmalarını hızla sürdürüyorlar. Meydanlarda, bir yandan ‘cumhurbaşkanı kim olacak?’ tartışması yapılırken, bir yandan da ekonomik vaadler sıralanıyor. Seçim vaadleri içerisinde ‘hak, hukuk, insan hakları’ şeklinde özetlenebilecek ‘temel konular’ maalesef yeterince yer almıyor.
Aslında cumhurbaşkanlığı seçimleri bu seçimlerin ‘birinci gündem maddesi’ olması gerekmiyordu. Çünkü, meclis tarafından anayasa değişikliği yapılarak cumhurbaşkanını ‘halka seçtirmek’ kararı alındı. Ama ortaya çıkan neticeye bakılınca, bu değişikliğin uygulanması zor görülüyor. Liderler ve uzmanlar, 11. Cumuhurbaşkanının yeni meclis tarafından seçileceği, ancak 12. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilebileceğini söylüyorlar. Tabiî o güne kadar anayasada yeni değişiklikler yapılmazsa...
22 Temmuz seçimlerinde yeterince gündeme gelmese de ‘gizli’ bir gündem daha var: Başörtüsü yasağı... İktidar partisi, devam eden kanunsuz yasağı gündemine almazken, mecliste yasağı savunan CHP; meydanlarda aynı yasağı savunma cesareti bulamıyor. CHP’nin meydanlarda yasağı savunması bir yana, hazırladığı afiş ve ilânlarda ‘başörtülü’ler ön sırada yer alabiliyor. (CHP ilânı için bakınız: Cumhuriyet, 13 Temmuz 2007) Hatta bazı illerdeki CHP milletvekili adayları ‘seçmen’lere başörtüsü bile dağıtmaya başlamış!
İlgili haber şöyle: “Yozgat’ta farklı bir seçim çalışması yürüten CHP teşkilâtı, vatandaşlara başörtüsü dağıtıyor. Kadın Kolları İl Başkanı, bu girişimin sebebini şöyle açıkladı: ‘CHP’nin cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki tutumu sebebiyle başörtüsü karşıtı gibi gösteriliyorduk. Bundan rahatsızlık duyduğumuz için gittiğimiz yerlerde eşarp dağıtmaya başladık. (...) İşçilere, tek tek başörtüsü hediye eden Kadın Kolları İl Başkanı, CHP’nin kesinlikle başörtüsüne karşı olmadığını iddia etti.” (Zaman, 13 Temmuz 2007)
Partilerin seçim çalışmalarına müdahale edecek değiliz. Ancak CHP’nin bu davranışı iki şeyi gösterir: Birincisi: Türkiye’de milletten ‘oy’ isteyen partiler, milletin rağmına iş yapamaz, yapmamalı. Çünkü, ortada bir ‘Türkiye gerçeği’ var. İkincisi: CHP, ‘oy’ isterken başörtüsünü savunuyor, ancak Ankara’ya, gidince yasağı savunarak ‘çirkin siyaset’ yapmış oluyor.
Doğru olan, millete başörtüsü dağıtmadan yasağa karşı çıkmaktır. Bu hadise, CHP Lideri Baykal’ın geçmiş yıllarda yaptığı Bosna seyahatini hatırlattı. O tarihde Bosna’yı ziyaret eden Baykal, Bosna’lı kadınlara ‘başörtüsü’ dağıtmıştı! Bosna’da, Yozgat’ta başörtüsü dağıt; Ankara’ya gelince bunu unut! İşte yanlış siyaset bu!
CHP’nin yaptığı şey, bir doğruyu göstermesi bakımından da dikkat çekici. Bu davranış, “Türkiye gerçeği”ni bir defa daha tasdik ediyor. Nedir bu gerçek: Türkiye’de yaşayanların büyük ekseriyeti Müslümandır ve inançlarına saygı istiyor! Türkiye’yi ‘idare’ etmek isteyenler, milletin taleplerine kulak vermeli, onların rağmına iş yapmamalı...
Seçim zamanı “Türkiye gerçeği”ni gören CHP’nin, Ankara’ya gidince de bu “gerçeği” unutmamasını arzu ederiz... “Türkiye gerçeği”ni unutanı millet de unutur ve unutmuştur.
14.07.2007
E-Posta:
[email protected]
|