Siyasî partiler, miting meydanlarından mesaj vermeye devam ediyor. Sandık günü gelip yaklaştıkça, verilen mesajlar da yoğunlaşıyor.
Her ne kadar “meydan mitingleri”nin devrinin geçtiği söylense de, siyasî partiler bu uygulamadan vazgeçemiyor. Çünkü liderler için halkla buluşacak, kitlelere mesaj verilebilecek, bir anlamda ‘gövde gösterisi’ yapılabilcek başka bir mecra yok. Televizyonlar, siyasî mesaj vermek için uygun bir vasıta; ancak orada da kayırmalar olduğu belli. Vatandaş da, kendisinden oy isteyen ‘lider’i dünya gözüyle görmek, hasbihal etmek istiyor...
DP’nin daveti üzerine, Cumartesi günü Trabzon’da düzenlenen mitingi izleme imkânı bulduk. Tabiî ki miting meydanları tek başına bir ‘ölçü’ olmaz ve meydanların ‘sandık’lara ne kadar yansıyacağını kesin olarak söylemek de zor. Ancak eğer bir ölçü olacaksa DP’nin Trabzon mitingini başarılı kabul etmek gerekiyor. Hem kalabalık açısından, hem de meydanı dolduranların mitingdeki konuşmaya katılımı ve tepki vermesi bunun delili sayılmalı.
Cumartesi günü saat 11.00’de başlaması planlanan miting, aşırı yağmur sebebiyle bir saat geç başladı. İstanbul ve Ankara’dan mitingi izlemeye gelen gazeteci arkadaşlarla Trabzon sokaklarında ‘nabız’ yoklarken, bir yandan da, “Acaba miting iptal edilir mi?” sorusunu tartışıyorduk. Çünkü o saatlerde adeta ‘bardaktan boşalırcasına’ yağmur yağıyordu.
Bütün Türkiye ile birlikte, aylardır sıcaktan/ kuraklıktan kavrulan Trabzon’da, o gün yağmur sebebiyle miting düzenlenemeyecek durumdaydı. Miting alanına gelen bazı partililer, ya şemsiye altında ya da kenarlardaki binaların balkonları altında yağmurdan korunmaya çalışıyordu. Hatta çevre ilçelerden mitinge gelen bazı partililer, “Böyle yağmur yağacağını bilseydik mitinge gelmezdik. Bizin köyde yağmur yağmıyordu” diyorlardı. Gökten ‘rahmet’in yağdığı böyle bir günde, Trabzon’daki meydanın dolması ve meydandan yükselen coşku, DP Genel Başkanı Mehmet Ağar’a da moral verdi.
Miting meydanındaki coşku karşısında şaşıranların başında, ‘Karadeniz dalgaları’ndan habersiz medya mensupları vardı. Onları en başta ‘iklim’ şaşırtmıştı. İstanbul ve Ankara’daki ‘sıcak’ havalara aldanıp, tedbirsiz olarak Karadeniz’e gelmişlerdi. Trabzon’daki ilk işleri, birer ‘yağmurluk’ almak oldu. Biz nisbeten ‘tecrübeli’ olduğumuz için Trabzon’a giderken ‘her ihtimale karşı’ ‘mont’umuzu yanımıza almıştık ve işe de yaradı.
Miting meydanında atılan sloganlar ve hazırlanan afişler de Karadeniz insanının ‘pratik zekâsı’nı gösteriyordu. Mahalli deyimlerle süslenen bu afişler, DP Lideri Ağar’ı hem güldürdü, hem de miting konuşması için ‘malzeme’ oldu.
Özelde Trabzon ve genelde de Karadeniz açısından şöyle bir durum daha var: Her ne kadar Anavatan-DYP birleşmesi gerçekleşmediyse de bu bölgede sözkonusu birleşme gerçekleştirilmiş görünüyor. Çünkü DP’nin Trabzon mitingine, Anavatan bayraklarıyla katılan partililer de vardı. Aynı şeyi Rize için de söylemek mümkün. Mesela, Rize Anavatan İl Başkanlığı binası, ‘bağımsız aday’ Mesut Yılmaz’ın posterleriyle süslenmiş... İl yöneticileri fiili birleşmeyi temin etmiş görünüyor. Bu birlikteliğin sandığa ne ölçüde yansıyacağını da 23 Temmuz’da görebiliriz.
Tabiî ki Karadeniz’in başka dertleri de var. Mümkün olursa onları da aktarmaya çalışırız...
10.07.2007
E-Posta:
[email protected]
|