Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 04 Temmuz 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Sami CEBECİ

Hizmet amaçlı piknikler



Cemiyetin imanını kuvvetlendirmek ve tahkikî yapmak için çeşitli vesilelerle programlar tertiplenmesi, uzun zamandır devam eden geleneklerimizdendir.

Seminer, konferans, anma programları, panel, ulusal Risâle-i Nur kongreleri gibi faaliyetlere, son yıllarda geleneksel piknik toplantıları da ilâve oldu. Birkaç ilin ilçeleriyle gerçekleştirdiği bu geniş katılımlı piknik programlarına, dışarıdan çağrılan kişilerin de iştirâkiyle verimin daha fazla arttırılması hedefleniyor. Ailelerin ve cemaat fertlerinin kaynaşmasına ve karşılıklı kuvvet verilip alınmasına vesile olan bu programların daha da yaygınlaştırılması genel arzumuzdur.

Bu faaliyetler cümlesinden olarak, Samsun ili ve çevre ilçelerin dâveti üzerine Pazar günü gönül dostlarımızla birlikte olduk. Lâdik ilçesine yakın büyükçe bir gölet çevresindeki piknik alanında oldukça kalabalık bir grup vardı. Aile boyu herkes oradaydı. Çocuklar kendi aralarında oynarlarken, bir taraftan malzemeler hazırlanıyor, diğer taraftan Risâle sohbetleri yapılıyordu.

Öğle namazına kadar süren sohbet, Nurların yeteri kadar günlük okunması, takvâ esaslarına dikkat ederek günahlardan uzak durulması, mevcut hizmetlere iktifâ etmeyerek hizmet halkasının genişletilmesi, derslere gelinirken mutlaka yeni insanlar getirmenin bir vazife telâkkî edilmesi, özellikle genç nesillere yönelik programların arttırılması, vazife taksimi çerçevesinde hizmetlerin komisyonlar mârifetiyle paylaşılması, istişâre heyetlerinin irâdesini hâkim kılarak “Ben” yerine “Biz” mantığının geliştirilmesi, ihlâs, uhuvvet ve tesânüt hakikatlerinin aramızda yaşanması için her türlü feragat ve fedakârlığın yapılmasının lüzumu, ruhu aslîden olan geleneksel karakterimizi korurken yeni hizmet vesilelerine açık olmamızın gerekliliği, yeni insanları cezbeden şeyin bilgiden çok ilgi gerçeği olduğu gibi konuları paylaştık.

Öğle namazı ve ikram faslından sonraki ders ve sohbetimiz içtimaî ve siyasî konular üzerineydi. Genel seçimin çok yakın olması az veya çok herkesi ilgilendiriyordu. Ancak, gördüğüm kadarıyla gönül dostlarımız her şeyin farkındaydı. Çok yanıltıcı kuvvetli propagandalar onları sarsmamıştı bile. Üstadın “Bu vatanda şimdilik dört parti var” mektubunu okuduk. Zira, isim değiştirmekle hakikat değişmiyordu. Milletin ve bürokrasinin yüzde altmış veya yetmişi tam dindar olmadan, din adına yahut dindar kimlikle başa geçilmesi doğru olmazdı. Çünkü dini siyasete âlet etmeye mecbur olunurdu. O kimlikle illâ siyaset yapılacaksa, Demokrat Partiye yardım edilecek ve muhalif ve muârız olunmayacak ve başa geçmeye çalışılmayacaktı. Aksi takdirde, bu durumdan en çok din ve dindarlar zarar görecekti. Bu tehlikeleri zaten fiilen yaşıyorduk. Anayasayı değiştirecek bir güce erişen şimdiki mevcut iktidar, bu hususta en küçük bir adım atmamıştı. Başörtüsü, İmam hatipler, Kur’ân Kursu yaş sınırlaması ve çok şikâyetçi olduğu YÖK konularında sınıfta kalmıştı. En kuvvetli olduğu zamanda bir şey yapamayanlar, bundan sonra zaten hiç yapamazdı. Dindar cumhurbaşkanı seçtireceğim derken süreci doğru yönetemeyen, uyuyan fitneyi uyandıran, 367 dayatmasını öngöremeyen, seçtiremeyince de suçu dört milletvekili bulunan bir muhalefet partisine yükleme açıkgözlülüğü yapan ve hiç hak etmediği halde mağdur ve mazlûm rolünü oynayan, “İktidar olduk fakat muktedir olamadık” itirafında bulunduğu halde, yine milletten tek başına iktidar isteyen bu dindar siyasetçilerin tavrı, gönül dostlarımızı şaşırtmamıştı. Karadeniz sahillerinin bu metin, sebatkâr ve kahraman dâvâ adamları, Üstadın, Demokrat Parti’yi dersleriyle, talebeleriyle ve bütün kuvvetiyle niçin desteklediğini çok iyi biliyorlardı. Demokrat partiye dost, yardımcı ve nokta-i istinat olma özelliklerini koruyor ve kale gibi dik duruşlarını devam ettiriyorlardı.

Program sonu vedalaşarak Ankara’ya döndüğümüzde, bir hizmete katılmanın mutluluğunu yaşıyorduk.

04.07.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (27.06.2007) - Okuma programları

  (20.06.2007) - Değer mi hiç?

  (13.06.2007) - Dünya ve âhiret dengesi

  (06.06.2007) - Ölümün gülen güzel yüzü

  (30.05.2007) - Okuyucu ve yazar buluşması

  (23.05.2007) - En büyük kuvvet kaynağı

  (16.05.2007) - Küçük dairedeki büyük vazifeler

  (09.05.2007) - Fedâkârlık

  (02.05.2007) - Hırs duygusu

  (25.04.2007) - Adana ve Antakya konferansları

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004