Sosyal projeksiyonlar hazırlanırken, kayda değer olan bazı noktaları dikkatinize sunmak isterim:
a- Toplumun beklentilerine, önceliklerine önem verilmelidir.
b- İnsan merkezli talepler haritasını ortaya çıkarırken, toplum içinde bireyi ve bireyin içinde toplumu yaşatacak bir denge kurulmalıdır.
c- Gelecekten ne anladıkları ve gelecek kavramına neyi yerleştirmek istedikleri bilinmelidir.
d- Değişen süreçler ve hedeflenen zaman aralığı bilinmelidir.
e- Sağlıklı bir kıyasla dünyanın realiteleri ile uyumlu ve yeni sonuçlara açık dinamik bir öngörü geliştirmelidir.
f- Yeni insan çerçevesi ve yeni dünya olgusu hakkında felsefî ve teknolojik arka plan analizleri olmalıdır.
g- Bilimin son verileri ve yöntemleri ile muhtemel sonuçlar arasındaki tutarlılık çizgisi ve yükselen değerler dikkate alınmalıdır.
Yukarıdaki kriterlerle Risâle-i Nur’u incelediğimizde;
a- “Cemiyetin selâmeti”/toplumun güvenliği adına dünyasını ve ahiretini fedâ ettiğini beyan eden Bediüzzaman’ı görmekteyiz. Bu yönüyle, toplumu okuma, günümüzü yorumlama ve ihtiyaçlarına cevap verme konusunda çok hassas ve müşfiktir. “Cemiyetin iman selâmeti”ne çalışır.
Beşeriyeti bir cemiyet olarak değerlendirir. Toplum/âmme vicdanını bir kıstas olarak mütalâa eder. Efkâr-ı âmmeyi/kamuoyunu, yönlendirici ve rehberlik edici görür.
b- Hedefinde insan ve onun merkezinde kalbin sığınağı iman vardır. “İnsanın mahiyeti ve yaratılış gayesi” ana mevzudur. Yaratıcı adına her şeyi yorumlar ve insanla muhatap eder.
İnsanın temel ihtiyaçları, ortak yönleri, fıtrat farklılıkları, uyum ve çatışma çelişkileri, âlim ve zalim sınırları, tepe ve çukur çizgileri ile hayatın amacına yönelik meraklarına cevap arar.
Akıl, kalp, ruh, vicdan, nefis, beden, lâtifeler, hayaller, tasavvurlar ve niyetler bağlamında karmaşık, zor, bilmece dolu insan muammasını inceler, çözer ve bu asır insanını tereddütler kavşağından kendi güzergâhına yönlendirir.
“İnsan projeksiyonlarını en iyi tahlillerle ortaya koyma bahtiyarlığı, bu yüzyılda en çok Bediüzzaman’a nasip olmuştur” dersek, mübalağa etmiş olmayız.
c- Bediüzzaman’ın istikbal yorumları, ona kattığı şevk kimyası, ümit aşısı ve inanç hamuru tam bir gelecek haritasıdır. Siyasî, sosyal, ekonomik açıdan birey ve toplum projeksiyonlarını istikbal tanımında nazara verir.
“Mazi derelerinden istikbalinize uzanan telsiz telgraflarla” mesajını geleceğe taşır. Bulunduğu dönemin mazi tarlasına gömülü halini tasvir ederken, aynı zamanda elektronik çağın iletişim harikası intikal mucizesine ait olağanüstü geleceğin araç ve yöntemlerine işaret eder.
Tam bir projeksiyon maharetiyle geleceği resimler. Hâkimiyetin İslâm hakikatine emanet bir gelecekle müjdelendiğini söyler. Hürriyetle eşdeğer bir kavram olarak istikbali selâmlar. İnsanın mücehhez olacağı iman ve fazilet eksenli, huzur dolu bir dünya tasavvurunu ve inancını belirtir.
d- Bediüzzaman, vehbî ilimle geleceği okuma, yorumlama ufkunun yanı sıra ilmî dirayetinin geleceği yaşama ve beklenen sonuçlara zihni müheyya eden iman ve kararlılık hali, iddiasının ciddiyeti ve hizmetinin azameti açısından en büyük projeksiyonudur. Çağın projeksiyon üssüdür. Oradan bakmak, bakanların keyfiyetine anlam katmıştır.
Yüzyılı saran projeksiyonlarında, ezelî hikmetin ilim ve “marifet şuâları” ile önümüzü aydınlatan bir keşif dürbünüdür.
04.07.2007
E-Posta:
[email protected]
|