Hafta sonu, iki günlük YENİSİAD programındayız. Ankara Kızılcahamam’da Yeni Sanayici ve İş Adamları Derneği’nin “Bahar Dönemi İstişare Toplantısına” katıldık. Bu satırları okuduğunuzda çalışmalar devam ediyordu.
Genel Başkan Ömer Şevket Sipahi, modern dünyanın ortak aklıyla ekonomik ve sosyal meseleleri sivil yapılar bünyesinde çözmeye çalıştıklarını belirtti. Açış konuşmasında, YENİSİAD’ın taşıdığı farklı özellikleriyle mensuplarına maddi ve manevi katkılarının yanı sıra esas yüce davasına hizmet etmeyi hedeflediklerini belirtti.
Maddi organizasyonların mana yüklü olmasına atıfla, hak dostunun sözlerini aktardı: “Mal da yalan, mülk de yalan / Var biraz da sen oyalan” gerçeğini hatırlatmaktan da geri durmadı.
Katılımın geniş tabanlı ve farklı illerden olduğu programda, çeşitli sektörlerde üyelerin kişi ve kurum tanıtımları kısaca yapıldı. Katılımcılar birbirlerini kabiliyet ve başarılarıyla da tanımanın fırsatını buldular.
YENİSİAD, emekleme döneminin ardından kurumsal bir kimliğe bürünme aşamasında. Kalkınmanın ekonomik gücünü temsil etmeye çalışıyor. Bunu da başkanın ifadesiyle “mümtaz kuruluş” olma gayretiyle açıklıyor.
Cuma’dan başlayıp Pazar günü biten (15-17 Haziran) program, belli aralıklarla farklı konu ve konuklarla konuşmacılardan seminerler alıyor. Bu meyanda müzakere için yeterlice zaman bırakılmış.
Sosyal aktiviteler, üyelerin mensubiyet pekişmesi ve beraberce hizmet alanlarına göre oluşabilecek ticari işbirliklerinin de zemini oluşturuluyor.
Bediüzzaman’ın ifadesiyle “teavün ve teşrik-i mesai” bağlamında yardımlaşmayı ve birlikte yeni müşterek girişim alanlarına yönelmenin, ya da bunun fikrini imal etmenin hoş ve sıcak iklimini yaşıyorlar.
İlk seminer “Ekonomik Açıdan Girişimcilik” konusundaydı. Uluslararası pazarlama alanında öğretim üyesi Prof. Dr. Eyüp Sabri Erdil hocamız konuşmacıydı. Teşebbüs hakkının, müteşebbis olma ruhunun, kabiliyetlerini geliştirip, cesaret ve risk alma kültürü ile beraber çalışma yoğunluğunun gerekliliğine değindi.
Girişimci olmanın bir kültür meselesi olduğunu, girişimci ile kültür ilişkisini kurarak izah etti. Bu anlamda tevekkülün tembellikten ayırt edilerek, çalışmayı esas alan ve emek yoğunluklu gayretin bir parçası olması gerektiğine işaret etti.
Resmi “öğreti”lerin ve eğitim sisteminin de girişim ruhuna müsaade edecek bir yapı taşımadığını belirtti.
Demokrasi kültürünün ilk yılları olan 1950-60 yıllardan itibaren hür teşebbüsün ve ticaretin cesaretlendirildiğini ve teşvik gördüğünü ifade ederken, bugünkü köklü ticari ve sanayi kuruşlarının o dönemde tohumlarının atıldığına dikkat çekti.
Dinlediklerimizden, 24 Ocak kararlarıyla birlikte serbest piyasa ekonomisinin yeni girişimci ihtiyacını ortaya çıkardığını da görüyoruz. Nitekim, ikinci kuşak sanayici ve işadamlarının 1980 sonrası ve 90’lı yılların Gümrük Birliği ile uluslararası piyasaya açılma dönemine geçildiğini fark ediyoruz.
Esnaf/zenaatkâr, fırsatçı, dinamik ve takipçi olmak üzere dört tip girişimci tahlilinin yapıldığı müzakereli seminerde, öğrendiklerinden herkes hoşnuttu.
Hakan Yalman’ın feyizli semineri ve kapanış değerlendirmesi yapacak olan iş adamı Mücahit Yıldız’ın açılımlarıyla programlar sonlanacak.
Sivil toplum kuruluşlarının kendi mesleki alanlarında bu tür etkinliklerinin hem ihtisaslaşma, hem de bireyin taleplerini karşılama ve demokratik kültürün oturmasına ciddi katkı yapacağını düşünüyorum. Başarılarının devamını diliyorum.
Organizasyonu kutluyorum.
17.06.2007
E-Posta:
[email protected]
|