Osmanlı toplumuna “toplumsal kimlik” noktasından baktığımızda, en ufak ayrıntıların bile düşünüldüğünü ve hiçbir işlemin sebepsiz gerçekleştirilmediğini görüyoruz.
Bizlerin sadece Ramazan ayına hapsettiği “Karagöz”ün Osmanlı’nın son günlerine kadar her yaş grubuna hitap eder tarzda oynatıldığını söyleyeyim önce…
Sonra da eski ustalar arasında yaygın olan, Karagöz’ün pîri kabul edilen Şeyh Küşterî hakkındaki bir rivâyeti, Hayalî Küçük Ali’nin ağzından Enver Behnan Şapolyo’nun aktarımıyla dinleyelim: “Şeyh Küşterî, Horasan illerinden Bursa’ya gelen mutasavvıf, âlim bir şeyh idi. Kendisi Ahmet Yesevî tarikatinden idi. Bursa’ya gelerek, Karaşeyh mahallesine yerleşerek burada bir zaviye açmıştır. Pek az zamanda kendisine yüzlerce mürit bularak, bunlara ders vererek irşada başlamıştır.
Bir gün dersini bitirdikten sonra müritlerinden birisi kendisine şu suali sormuştur:
‘- Üstat, bize irşatlarınızla hak yolunu anlattınız… Biz bunlarla uhrevî âlemi anladık. Fakat bu dünyevî âlem ve hayat nedir?’, deyince, hemen Şeyh Küşterî başından sarığını çözerek, odanın bir köşesine derhal bir perde kurdu. Müritlerine dönerek;
‘- Bu perdenin dört köşesi şunlardır: Şeriat, tarikat, hakikat, marifet köşeleridir.’ dedikten sonra dört kenarlı olarak perdenin her dıl’ını üçe bölerek oniki bölüm yaptıktan sonra;
‘- Bu bölümler de oniki imamdır!’ dedikten sonra bu perdenin arkasında bir meş’ale yaktı. Sonra sağ elini meş’ale ile perde arasına tutarak bir gölge yaptı. Sonra müritlerine;
‘- İşte mollalar!... Şu gördüğünüz perde dünyadır. Arkasında yanan meş’ale ise ruhtur. Şu elimin gölgesi de cisimdir.’ dedikten sonra, meş’aleyi ‘püf’ diyerek söndürdü. Sonra;
‘- Şu yanan meş’aleye (püf) denince sönüyor. Bu bir ruhtur. Meş’ale sönünce derhal cisim kayboluyor. İşte hayat budur. Ruh sönerse, cisim de kaybolur. Yalnız bâki kalan perdedir. Perde dünyadır. İşte insanlar bu perdede oynayan birer hayallerdir.”
İsterseniz bu güzel yorumu, eski hayal ustalarının, Hacivat’a okuttukları bir perde gazeliyle tamamlayalım: “Evvelâ resmeylemiş resmeyleyen resmi zılâl / Perde kurdum, şem’a yaktım, gösterem zıllü hayal / Fâni dünya kesretine aldanıp etme cidal / Kâinatın sırrını bilsin deyü ebvabı hal / Pîrimiz Şeyh Küşterî talim etmiş perdede / Ehli hal olanlar anlar, gayrıya bilmek muhal”
17.06.2007
E-Posta:
[email protected]
|