Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 17 Haziran 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Abdurrahman ŞEN

Karagöz perdesi’nden alınacak ibret!



Osmanlı toplumuna “toplumsal kimlik” noktasından baktığımızda, en ufak ayrıntıların bile düşünüldüğünü ve hiçbir işlemin sebepsiz gerçekleştirilmediğini görüyoruz.

Bizlerin sadece Ramazan ayına hapsettiği “Karagöz”ün Osmanlı’nın son günlerine kadar her yaş grubuna hitap eder tarzda oynatıldığını söyleyeyim önce…

Sonra da eski ustalar arasında yaygın olan, Karagöz’ün pîri kabul edilen Şeyh Küşterî hakkındaki bir rivâyeti, Hayalî Küçük Ali’nin ağzından Enver Behnan Şapolyo’nun aktarımıyla dinleyelim: “Şeyh Küşterî, Horasan illerinden Bursa’ya gelen mutasavvıf, âlim bir şeyh idi. Kendisi Ahmet Yesevî tarikatinden idi. Bursa’ya gelerek, Karaşeyh mahallesine yerleşerek burada bir zaviye açmıştır. Pek az zamanda kendisine yüzlerce mürit bularak, bunlara ders vererek irşada başlamıştır.

Bir gün dersini bitirdikten sonra müritlerinden birisi kendisine şu suali sormuştur:

‘- Üstat, bize irşatlarınızla hak yolunu anlattınız… Biz bunlarla uhrevî âlemi anladık. Fakat bu dünyevî âlem ve hayat nedir?’, deyince, hemen Şeyh Küşterî başından sarığını çözerek, odanın bir köşesine derhal bir perde kurdu. Müritlerine dönerek;

‘- Bu perdenin dört köşesi şunlardır: Şeriat, tarikat, hakikat, marifet köşeleridir.’ dedikten sonra dört kenarlı olarak perdenin her dıl’ını üçe bölerek oniki bölüm yaptıktan sonra;

‘- Bu bölümler de oniki imamdır!’ dedikten sonra bu perdenin arkasında bir meş’ale yaktı. Sonra sağ elini meş’ale ile perde arasına tutarak bir gölge yaptı. Sonra müritlerine;

‘- İşte mollalar!... Şu gördüğünüz perde dünyadır. Arkasında yanan meş’ale ise ruhtur. Şu elimin gölgesi de cisimdir.’ dedikten sonra, meş’aleyi ‘püf’ diyerek söndürdü. Sonra;

‘- Şu yanan meş’aleye (püf) denince sönüyor. Bu bir ruhtur. Meş’ale sönünce derhal cisim kayboluyor. İşte hayat budur. Ruh sönerse, cisim de kaybolur. Yalnız bâki kalan perdedir. Perde dünyadır. İşte insanlar bu perdede oynayan birer hayallerdir.”

İsterseniz bu güzel yorumu, eski hayal ustalarının, Hacivat’a okuttukları bir perde gazeliyle tamamlayalım: “Evvelâ resmeylemiş resmeyleyen resmi zılâl / Perde kurdum, şem’a yaktım, gösterem zıllü hayal / Fâni dünya kesretine aldanıp etme cidal / Kâinatın sırrını bilsin deyü ebvabı hal / Pîrimiz Şeyh Küşterî talim etmiş perdede / Ehli hal olanlar anlar, gayrıya bilmek muhal”

17.06.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (03.06.2007) - Necip Fazıl’ı anlayabilmek - 4

  (27.05.2007) - Necip Fazıl’ı anlayabilmek-3

  (20.05.2007) - Necip Fazıl’ı anlayabilmek-2

  (13.05.2007) - Necip Fazıl’ı anlayabilmek-1

  (06.05.2007) - Geleneksel tiyatro günleri 2 yaşında!

  (29.04.2007) - Karagöz’ü tanımazsak olacağı bu!

  (22.04.2007) - Dün… Bugün… Yarın!

  (15.04.2007) - “Haber müdürlerinden küçük bir rica” yetseee...

  (18.02.2007) - Karagöz’ün yüzü artık gülüyor...

  (11.02.2007) - Mevlânâ’yı anlamaya çalışmak

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004