Çok geç kalınmış olsa da geleneksel san'atlarımızın temel taşlarından Karagöz – Hacivat’ı daha bilimsel temellere oturtmak ve gelecek nesillere güncel malzemelerle kalmasını sağlamak üzere üst üste önemli adımlar atılıyor. Bu önemli adımlardan ilki aslında yılın ilk günlerinde atılmıştı. Karagöz- Hacivat’ın Kâr-ı Kadim Oyunlarının arşivlendiğini müjdeleyen A.A mahreçli haber şöyleydi: “Uluslararası Kukla ve Gölge Oyunu Birliği (UNIMA), geleneksel gölge oyununu yaşatmak ve genç kuşaklara aktarmak amacıyla Hacivat ve Karagöz’ün klasik oyunlarının görüntülerini arşivledi. UNIMA Türkiye Millî Merkezi, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle hayata geçirdiği proje kapsamında, gölge oyunu ustaları Metin Özlen, Orhan Kurt ve Tacettin Diker’in sahnelediği; ‘Mal Çıkarma, Ferhat ile Şirin, Karagözün Ağalığı, Balık, Mandıra Sefası, Karagöz’ün Bekçiliği, Karagöz’ün Pehlivanlığı, Salıncak, Hain Kâhya, Kayık, Sahte Esirci, Kanlı Kavak, Ters Evlenme, Cinli Yazıcı, Kanlı Nigar’ adlı oyunları 2 kopya olarak filme çekti.
Hazırlanan kopyalardan biri UNIMA Türkiye Milli Merkezi’nde kalacak, diğeri ise Kültür ve Turizm Bakanlığı arşivlerine gönderilecek. Maddî destek bulunduğu takdirde eski ustaların oyunları CD ve DVD halinde hazırlanarak piyasaya da arz edilecek.”
Daha bu güzel, sevindirici gelişmeyi sizlerle paylaşmaya fırsat kolluyordum ki ikinci ve daha sevindirici yeni bir haber geldi dostlardan… İstanbul’da bir “Karagöz Atölyesi” açılıyordu nihayet… Açıldı da…
Derslerin; İstiklal Caddesi, Olivio Geçidi Sokak Rejans Binası Kat: 1/Beyoğlu adresindeki
“Tarih ve Toplum Bilimleri Enstitüsü” binasında gerçekleştirileceğini, bu çalışmayla ilgilenmek isteyenlerin Zeki Tombak’a; 0(212) 2516053 veya 0536 5666408 numaralı telefonlarla ulaşmaları gerektiğini de hemen belirteyim…
Açılışı 10 Şubat’ta yapılan atölyeyle ilgili olarak yapılan basın açıklamasından, amacı ve yapılacak çalışmaların boyutunu daha sağlıklı öğrenmemiz mümkün: “Karagöz san'atı, yıllarca süren bir usta- çırak ilişkisinin sonucunca ortaya çıkan birikimle yeni nesillere aktarılan bir san'attır. Ancak her şeyin çok büyük bir hızla gelişip değiştiği bu çağda bu tür eğitim söz konusu olamamaktadır.
Daha önce denenmiş kısa süreli kurslar da yıllarca süren birikimin içinde fark edilmeyen çok önemli unsurları katılımcılara aktarmakta zorlanmıştır. Çünkü Karagöz san'atçısı bir yazar, bir ressam ve aynı zamanda bir yönetmendir.
Bu düşünceden hareketle; Tarih ve Toplum Bilimleri Enstitüsü olarak Türkiye’de ilk kez; Karagöz sanatında temel san'at (resim), müzik, geleneksel oyunculuk ve Karagöz derslerinin birbirinden net olarak ayrıldığı bir ‘Karagöz Atölyesi’ düzenliyoruz. Atölyenin san'at yönetmenliğini, Orhan Kurt, Metin Özlen ve Ünver Oral gibi Türkiye’nin yaşayan en büyük Karagöz ustaları yapıyor. Atölyenin müzik yönetmenliğini ise Doğan Dikmen gerçekleştiriyor. Planlanan bu ‘Karagöz Atölyesi’, çalışma başlıklarını bölerek sağlayacağı donanımla birkaç yıllık temel birikimi kısa bir sürece sığdıracağı iddiasındadır.
Kursun amacı; katılımcılara ‘Karagöz Müziği, Karagöz oynatımı, Karagöz Tasvirlerinin Yapımı’ gibi konularda donanım kazandırmaktır. Bu düzenli eğitim sürecinin yanı sıra, akademik çevrelerin ve konu ile ilgili araştırmacıların, Tarih ve Toplum Bilimleri Enstitüsü seminer salonunda gerçekleştirecekleri sunumlar da bu sürecin bir parçası olacaktır.
İşte ‘Temel San'at’ eğitiminde çizim teknikleri ve geleneksel resim sanatı iki ayrı eğitici ve tamamlayıcı bir programla Tülay Ekler ve Barış Baş tarafından yapılacaktır. Müzik eğitimi temel solfej ve Karagöz müziğine ait repertuarın öğrenilmesi aşamalarıyla gerçekleşecektir. Çalışmalar yaşayan Karagöz ustalarının katkıları yanı sıra Doğan Dikmen’in san'at yönetmenliğinde Levent Çelik tarafından yapılacaktır. Geleneksel Oyunculuk uygulama ve kuram karışık olarak Savaş Aykılıç tarafından sunulacaktır. Taklit üslûp ve gelenek konusunda Karagöz ustalarının katkıları olacaktır.
Karagöz dersleri bütün bu temel eğitimi birleştiren, Karagöz kültürü, Karagöz tasvirlerinin yapımı ve Karagöz oynatımı konusunda donanım sağlayacaktır. Alpay Ekler’in yönlendireceği çalışmalarda çoğu zaman ustaların bizzat katılacağı çalışmalar yapılacaktır.”
Kendi öz yurdunda yıllarca boynu bükük duran Karagöz ve perdedâşı Hacivat’ın yüzünü atılan bu kıymetli adımlarla güldüren herkesin yüzünü de en kısa zamanda Allah (cc) güldürür inşallah!
“KARAGÖZ, ‘ÇOCUK OYUNU’ DEĞİL!”
Zaman zaman kişiler ya da kimi kurumlar tarafından başlatılan kimi çalışmaların ilk adımlarda tökezlediğini üzülerek hatırlıyoruz… Bu “Karagöz Atölyesi” çalışmasına biraz göz atınca hemen görüyoruz ki gerçekten de Karagöz ve Hacivat daha önce bu kapsayıcılıkta ele alınmış değil.
Bu önemli başlangıçta Orhan Kurt, Metin Özlen ve Ünver Oral gibi ustaların yanı sıra emeği bulunan genç san'atçı Alpay Ekler’le nokta Dergisi’nin geçen sayısında yapılmış olan söyleşi de burada hatırlanması gereken bir metin olarak duruyor.
Nokta Dergisi’nden Yonca Cingöz’ün soruları ve Alpay Ekler kardeşimin cevapları şöyle:
“Soru: Karagöz Okulu’nun oluşturulma sürecinden bahseder misiniz? .
Cevap: Karagöz Okulu’nu, bugüne kadar yapılan çalışmalara, eğitime bakış açısına ve gölge oyunu kahramanlarının bugün canlandırıldığı karakterlere bakarak tasarladık. Günümüzde -eski metotla–15–20 sene bir Karagöz ustasının yanında yardakçı kalarak san'atı öğrenmeye imkân yok. Bir de özellikle yerel yönetimlerin ve başka kuruluşların Karagöz’ü bir vitrin oluşturmak için kullanmaları nedeniyle çok ucuz işler yapıldı. Kasete ustaların bantlarını koyup oynatanlar çıktı. Kendi sesiyle oynatmaya çalışan ama tasvirlerini başka yerlerden edinenler oldu. Oyunları gelenekten kopuk olarak yazanlar oldu. Bir bozulma, yozlaşma oldu. Bu kursun amacı Karagöz san'atçısı yetiştirmek, ama bununla birlikte Karagöz san'atçısının ne olduğunu da ortaya koymak. Karagöz san'atçısı müzik, resim ve tiyatro bilmek zorundadır.
Soru: Eğitim nasıl olacak?
Cevap: Eğitimin ilk bölümünde temel bilgiler aktarılacak; ikinci bölümde ise ileri teorik bilgiler ve uygulama eğitimi verilecek. Karagöz kültürü, söylenceler, tarihçe, bu konudaki ustalarla ele alınıp; tasvirlerin yapımı, oynatımı, gösterilecek. Karagöz’ün en büyük ustaları Tacettin Diker, Orhan Kurt, Ünver Oral ve Metin Özlen burada bulunacaklar. Bugüne kadar ‘Ustalar bu işi öğretmiyor, kendine saklıyor.’ diyenlere de bir cevaptır bu kurs.
Soru: Karagöz’ün dünyada önemli bir yeri var. Türkiye’de neden bilinmiyor?
Cevap: Dünya gölge oyunu denildiği zaman iki gelenek akla gelir: Biri Endonezya’da Cava ve Bali Adası’nın ‘Wayang Kulit’ gölge oyunu, diğeri de Karagöz. Anlattığım yozlaşma nedeniyle Türkiye’de oyunun ismi bile değişti. Bu oyunun adı Karagöz Oyunu’dur. Genellikle devrimci ve ilerici kesim, bilmediğinden bu oyunla ilgilenmez. Muhafazakâr kesim de çok iyi bildiğinden ilgilenmez. Cumhuriyet’in ilk yıllarında eğitim amaçlı kullanılmış, daha sonra tümüyle çocuk oyununa indirgenmiş.
Soru: Karagöz’ün günümüz hayatına ayak uyduramadığını düşünüyor insanlar...
Cevap: Karagöz karakterlerinden Tuzsuz Deli Bekir’in günümüzde binlerce örneği var. Haraç isteyeninden tutun, yeraltında bir şeyler satanına kadar. Üstten bir girişi vardır Karagöz’ün, basar senin üzerine, alır seni o dünyadan başka yere götürür, orada seninle bir iletişim kurar.”
18.02.2007
E-Posta:
[email protected]
|