Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 15 Şubat 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Görüş

Düşünenlerin gündeminden düşmeyen düşünür: Cemil Meriç

“Hayatını Türk irfanına adayan” bu “münzevi ve mütecessis fikir işçisi”nin kitaplarıyla fakülte yıllarında karşılaştım. Arkadaşımın masasında bir kitap: “Bir Dünyanın Eşiğinde” Yazarının kim olduğunu bilmiyorum. Bir münevver, bir mütefekkir, bir entelektüel olduğunu söylüyorlar. Ölümünün üzerinden bu kadar yıl geçti, ama kimse onu, bu “münzevi ve mütecessis fikir işçisi”ni kendisinden daha iyi tanımlayamadı.

Sahi neydi bu isyankâr adamın niyeti? Belki “idrakimize vurulan zincirleri kırmak, yalanları yok etmek, Türk insanını Türk insanından ayıran bütün duvarları yıkmak”, belki de “muhteşem bir maziyi, muhteşem bir istikbale bağlayan köprü olmak: Kelimeden, sevgiden bir köprü…” Bu engin hoşgörü sahibi adam söz konusu kendisi olduğu zaman en azılı cellâttan daha acımasızdı, “yazdıklarını beğenmez hep bir vicdan azabı ile matbaaya gönderirdi.”

Altıncı dereceden miyop doğan ve otuz sekiz yaşında kör olan Cemil Meriç “yırtık çorapla gezmeye razı olan ve bana şunu al, bunu al demeyen bir kanaatkârlığı sahip” kendisini hizmetkâr addeden bir eşe, sevgi bağları çok güçlü iki evlada ve her daim kendisini ziyaret eden kadim dostlara sahipti. O bir Osmanlı idi. Eve gelen çocukların giysilerinde bir sökük görse belli etmeden “benim eskileri giy de, bahçede oturup çalışalım.” der ve evden çıkarken de gizlice hanımına: “Fevziye biz gelinceye kadar şu delikanlının söküklerini dikiver” diyecek kadar da ince ruhlu bir Osmanlı beyefendisi.

1953’te 12,5 miyop ve ileri derecede hipermetrop olan bu “fikir işçisi”nin eserlerini on beş gün evden hiç çıkmadan satır satır okudum ilahî bir mesajı okur gibi. Okuduklarımı tahlil edip, bir ajandaya notlar aldım. Evden eve taşınmalar ve kayboldu aldığım bütün notlar. Allah’ım bu nasıl bir adam diyordum, düşünce dünyamı, fikirlerimi her şeyimi allak bullak etti. Bazen karşımda bir Marksist duruyor, bazen Rab’den ilham almış bir mutasavvıf, bazen de bir entelektüel. Bu sıradan bir adam değil, bu sağın ve solun adamı da değil, bu kimsenin adamı değil, peki kaypak bir adam mı? İşte o hiç değil! Düşünen ve düşündüğünü eğip bükmeden dosdoğru söyleyen adam: “Cemil Meriç”

Kitaplarını okumamdan bu yana sekiz yıl geçti, bir dergi alıyorum: “Tarih ve Düşünce” Başlık: “Ziya Gökalp Ezelî Çıraktır!” Kim demiş? Cemil Meriç. İçimde yeniden bir şeylerin depreştiğini hissediyorum. Aradan bir ay geçiyor. “Cemil Meriç’ten Hilmi Ziya Ülken’e İntihal Suçlaması!..” “Doğu Batı”yı alıyorum o da ne! “Bir Mâbed Bekçisi: Cemil Meriç” Dücane Cündioğlu içimdeki Cemil Meriç sevgisini yeniden yeşertti. Yeniden okuyorum bu “Mabed Bekçisi”ni.

İletişim Yayınları Cemil Meriç’in bütün eserlerini 1992’den beri yeniden yayımlıyor. Onuncusu “Kırk Ambar 2” birçok tartışmayı da beraberinde getirdi. 18 Eylül 2006 tarihli Aksiyon “Kırk Ambar 2”yi polemik konusu yaptı. Oğlu Mahmut Ali Meriç “Kırk Ambar 2”nin önsözünde metinlere müdahale ettiğini ifşa edince eleştiri oklarının hedefi oldu. Hilmi Yavuz: “Belli konularda müdahale etmelisin demiştim…” diyerek destek çıktı Mahmut Ali Meriç’e. Cemil Meriç’in sekiz yıl sekreterliğini yapan Halil Açıkgöz: “Tek kelimeyle hakkı var, müdahale de eder, şerh de koyar” diyordu. Ümit Meriç de: “Babam yaşasaydı bundan farklı bir metin ortaya çıkmayacaktı” diyerek destekçi oldu ağabeyine. Polemiğe “Picasso’nun tablosunu değiştirmek gibi bir şey” diye farklı noktadan yaklaştı Alev Alatlı. Mustafa Armağan ise: “Varislerinde olan telif hakkıdır, te’vil değil!” diyerek metinlere müdahale etmesini eleştirenlerdendi. Cündioğlu: “Cemil Meriç külliyatı kaldı mı?” sözüyle belki de son noktayı koydu.

Sol pek sahip çıkmadı bağrından çıkan bu “münzevi ve mütecessis fikir işçisine”. Ahmet Turan Alkan “Doğu ve Batı Arasındaki Cemil Meriç”i yazdı, Mustafa Armağan “Bulutları Delen Kartal”ı ve “Düşüncenin Gökkuşağı” hazırladı. Necmeddin Şahiner “Cemil Meriç’le Nur Sohbetleri”ni ve Dücane Cündioğlu “Bir Mabed Bekçisi” ve “Bir Mabed İşçisi”ni yazdı. Kültür Bakanlığı, Murat Yılmaz’ın editörlüğünde birçok yazarı bir araya getirerek Cemil Meriç’in anısına bir kitap hazırladı. Kitaplarının önce Ötüken’de basılması bile açıklıyordu aslında her şeyi. Yani hep muhafazakâr, milliyetçi ve İslamcı çizgiden destek buldu Cemil Meriç.

“Bu Ülke”nin bir insanı olarak yeniden okuyorum bu “münzevi ve mütecessis fikir işçisi”ni. Siz de okuyun.

[email protected]

Şefaattin DENİZ

15.02.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004