Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 16 Şubat 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Halil USLU

Neden Adalet Partisi?



Evden çıkan adama ‘Neden çıktın?’ derler. Evi kapatanlara da ‘Kimler kapattı?’ derler. Bugünlerde sene-i devriyesini kutladığımız, bundan 46 yıl önce 1961 yılında kurulan Adalet Partisi elbette boşuna kurulmadı. “Yeter söz milletindir” sloganı ile yola çıkan ve 14 Mayıs 1950’de iktidara gelen ve Türkiye’ye yep yeni bir çağ açan Demokrat Parti hükümeti maalesef 27 Mayıs 1960 askerî ihtilâlince kapatıldı ve üç büyük devlet adamı hunharca idam edildi. Böyle olunca bu misyonu devam ettiren kahraman insanlar Adalet Partisini merhum orgeneral Ragıp Gümüşpala başkanlığında kurdular. Daha sonra Sn. Süleyman Demirel büyük kongrede bu bayrağı aldı ve büyük bir vatan sevgisiyle Demokrat Partinin başlattığı fakat bitiremediği hizmetleri devam ettirdi.

Demokrat Parti, Adalet Partisi ve bugünkü Doğru Yol Partisi, esasında aynı kökten gelen bir misyonun devamıdır. Her şekliyle devamıdır. Felsefî inanç mefkûresi aynıdır, her türlü hizmet anlayışı ve ülkenin bölünmez bütünlüğü anlayışı, din ve vicdan özgürlüğü vs. hep aynıdır. 46 Ruhu denilen bu misyon, mefkûresi silinmez köklü ve güçlü bir mühürdür. Eserleriyle ve hizmetleriyle Türkiye’de inkârı mümkün olmayan bu aziz sevda, bütün hizmetlerinde maalesef her 10 yıldaki askerî darbelerle karşı karşıya kalmıştır. AB’yi başlatan, Kıbrıs’a hürriyet mührü vuran ve dış dünyada saygıdeğer politikalar husûle getiren bunlardı. İhtilâller ve dahildeki hasutlar olmasaydı bugün Türkiye süper bir güç haline gelirdi.

Demokrat misyon 14 Mayıs 1950 yıllarında iktidara geldiğinde Türkiye’yi bir baştan bir başa, Dünya Bankasından ve bazı devletlerden aldıkları başta “Marşal” yardımları ile şantiye şehri haline getirmişlerdi. Türkiye’nin imarı, inşası yeniden başlamıştı. Bugünkü bütün yollar ve devasa eserler onların çizdiği projelerin devamı, onların mühürleri ve bu misyonun mühürleridir. GAP da bunun içinde, KOP da. GAP, Süleyman Demirel’in gayreti ile hayata geçti. Devasa köprüler ve 300 baraj, 2 bin gölet ve demir çelik tesisi, şeker fabrikaları, çimento fabrikaları ve okullar, üniversiteler vs.ler..

DP, AP ve DYP çizgisinde olanlar veya Türkiye’de siyasî karakteri ve yelpazesi ne olursa olsun insanlar, Demokrat Parti ve onları hedef alan 1960 kanlı ihtilâli üzerinde belki çok konuşuyorlar, yeni yeni belgeseller gösteriliyor. Bunlar bile insanı dehşete düşürüyor. Fakat yine de hadisenin ‘önemli ayrıntıları’ tam bilinemiyor. Çünkü, yaşananlar, işkenceler, hukuk ihlâlleri ve askerî ihtilâllerin açtığı yara ve millet düşmanlığı, bugünkü genç nesle aktarılabilmiş değil. Görülüyor ki, gençlerimiz bu konuda yeterli bilgiye sahip değil. Şimdi seçilme yaşı 25, dört milyon civarında yeni seçmen var. Bu gençler, Türkiye’nin mazisini bilmezlerse nasıl hizmet yapacaklar ve neyin mücadelesini yapacaklar. Onun için merhum Mehmet Akif “Bastığın yeri tanı” diyor.

Özellikle DYP teşkilâtı, 2 bin belde teşkilatında 924 ilçede ve 81 ilde elindeki bütün imkânlarıyla, bir vatanperver inançla Adalet Partisi’nin kuruluşunu panellerle, seminerlerle anlatması elzemdir. Küçük yaşlarımda, Konya hükümet meydanında elini öptüğüm ve idam edildiği dakikalarda kuşların uçuştuğu ve müthiş bir yağmurun üzerine yağdığı aziz Adnan Menderes’i ve onun devamını neden anlatmayacağız? Hiç bu konulara temas etmeyen kişilere Nobel ödülleri verilirken, DP ve AP’yi ve onun mümtaz kadrosunu geniş yelpazede anmamak millet adına, misyon adına bir hicrandır. İnşaallah yapılacaktır.

Hınçlarını, hırslarını alamayanlar Adalet Partisini de kapattılar. Türkiye tamamen bir siyasî kaosun içine girdi, çok zaman ve zemin kaybettirdiler. Acaba bunları yapanlar bir vicdan muhasebesi yapıyorlar mı?

Sevginin neresindeler?

16.02.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (09.02.2007) - Nur mesleğinin istinad duvarları

  (02.02.2007) - Barış ve masum insanlar

  (26.01.2007) - Milliyetimiz bir vücuttur

  (19.01.2007) - Zeytin ve kasem-i Kur'âniye

  (12.01.2007) - 24 kara nokta

  (05.01.2007) - Kelime-i şehadet, hakkıdır

  (29.12.2006) - Erdemli - Mersin durağı

  (22.12.2006) - Akşehir'de sevgi ve hoşgörü

  (15.12.2006) - Neyle kundakladılar Hz. Mevlâna'yı?

  (08.12.2006) - Müjdeci ve müjdeler

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004