Televizyon ve radyoların yayınlarına ‘çeki düzen’ vermek için kurulan Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), televizyon izleyicilerinin şikâyet yağmuruna tutuluyor. İzleyicilerin büyük çoğunluğu mevcut televizyon yayınlarından şikâyetçi. İşin üzücü yanı, zamanında ‘alternatif tv kanalı’ olarak kurulan bazı televizyonlar da ‘yanlış yol’da...
Mevcut haliyle televizyon programlarının ‘zararları’nı saymaya gerek yok. Aralarında ‘faydalı’ yayın yapan az sayıda kanal var, ancak bunlar denizde damla misâli. Dolayısı ile, dile getirilen eleştirilerden alınmalarına gerek yok.
Çok daha iyi olması mümkün olan televizyon yayınlarının git gide ‘kötü’leşmesi, toplumun ruh sağlığını da bozuyor. Başta çocuklar olmak üzere hepimizi tehdit eden bu çok yönlü tehlikeye karşı hangi metodlarla karşı koyacağız?
Varlık sebebi, fertleri ve aileleri bilgilendirmek olan TV’lerin, aksine onlara ‘zararlı’ hale gelmesi düşündürücü değil mi? Kültür ve din konusundaki programlarına yer bulamayan ‘kanal’lar, ‘magazin’e her türlü kolaylığı sunuyorlar. Zaten ‘haberler’in de magazinden ayrılan bir yönü kalmadı...
Radyo Televizyon Üst Kurulu Başkanı Zahid Akman, şu anda birçok ulusal televizyon kuruluşunun, yayın ilkelerine saygı göstermedikleri için lisans iptaliyle karşı karşıya bulunduklarını belirtip, yayıncıları uyarmış. (Bianet.ogr) Akman ayrıca, ekran izleyicilerinden çok sayıda şikâyet aldıklarını ve çok güç durumda bulunduklarını da ifade etmiş.
Yaşanan çelişkiyi ifade etmesi bakımından Akman’ın tesbitleri dikkat çekici: Hem şikâyet ediyoruz, hem de izliyoruz! (Ne yazık ki, TV izlemeyenler ‘azınlık’ta. Şükür, en azından şimdilik biz de bu ‘azınlık’ arasında yer alıyoruz.)
Televizyonlarda ‘izlenme sayısı’ uğruna her türlü kötülüğü yayanlar da aslında bu ‘kirlenme’den şikâyetçi. Ancak işin içinde ‘kirli para’lar olması ve ‘şeytan’ın da kötülerin en büyük destekçisi olması sebebiyle yanlıştaki ısrar sürüyor. Dünyadaki gidişâta baktığımızda televizyonların ‘düşünme’yi tatil ettiği ve netice itibarıyla ‘zararlı’ olduğu yönünde kanaat gelişiyor. Bazı ünlü TV yıldızlarının, kendi çocuklarına tv izlettirmemesi ve bununla—haklı olarak—övünmesine şahit oluyoruz. Bu isimlerden biri de şarkıcı Madonna idi. Kendileri bir ‘batağa’ saplanmış olsa da, çocuklarının aynı batağa düşmemesi için gayret gösteriyorlar ki bu da takdire değer bir davranış olsa gerek.
TV yayınlarından şikâyetçi olan RTÜK Başkanı Akman’ın verdiği örnek hepimizi ürkütmeli: “Bir mankenle bir delikanlı arasındaki ilişki üç gün içinde 80 dakika bir ana haber bülteninde verilirse ciddi bir tehlike var demektir. Onun dışında popüler tanınmış bir kadın ve onun sevgilisi arasındaki bir kavgadaki tokat atma görüntüsü 1 bültende 53 sefer verilmesi söz konusuysa ciddi bir sıkıntı var demektir. Bu kadar duyarsız olunmaması gerektiğini hatırlattık kendilerine...”
İnşallah, ‘ciddî ikâz’ edilen TV’ler insafa gelir. Aksi halde hepimiz tehlikedeyiz...
16.02.2007
E-Posta:
[email protected]
|