MÜSİAD’ın dâveti üzerine 9-10 Şubat tarihlerinde Gaziantep’teydik. MÜSİAD, isabetli bir uygulama ile derneğin Genel İdare Kurulu (GİK) toplantılarını her defasında şubesinin bulunduğu farklı bir ilde yapıyor. Bu anlamda MÜSİAD’ın son GİK’i de Gaziantep’te yapıldı.
İki gün süren toplantılarda çok önemli konular tartışıldı. Asıl gündem Gaziantep’in ‘sıkıntıları’ olmakla beraber, toplantıya katılan MÜSİAD Şube Başkanlarının tesbitleriyle bütün Türkiye’nin benzer sıkıntıları yaşadığı anlaşılmış oldu.
İlk gün yapılan “Gaziantep Sanayisinin Başarı Temelleri” konulu panelde, Gaziantep’in sanayi şehri olduğu gözler önüne serildi. İkinci gün Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen’in de katıldığı toplantıda ise ağırlıklı olarak ‘dış ticaret’ konuşuldu.
Gaziantep’te büyük bir başarı var. Ama bu başarı, tesadüfen kazanılmış bir başarı değil. Temelleri yıllar önceye dayanan, istikrarlı bir büyüme sözkonusu bu ilimizde. Bütün bu başarılarına rağmen, Gaziantep’in de ciddî sıkıntıları var. En başta, komşu ülkelerle ticarette sıkıntılar yaşıyor. Bir de komşu illerin ‘teşvik kapsamı’na alınmasına rağmen, Gaziantep’e bu imkânın tanınmaması tepkilere sebep oluyor.
Gaziantep, 4 büyük organize sanayi bölgesine 5.’yi ilâve etmenin hesaplarını yapıyor. Pek çok konuda Türkiye’deki üretimin yüzde 50’sini bu ilimiz karşılıyor. Meselâ, Türkiye’de üretilen makarnanın yarısı burada üretiliyor. Sadece makarna mı? Gaziantep başka pek çok üretim sahasında da kendisini ispat etmiş.
Organize Sanayi Bölgesindeki panelde konuşan Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Mehmet Aslan, başarılarının altında “paradan para kazanmayı düşünmemeleri” fikrinin yattığını söyledi, ki bu yaklaşım bizce çok önemsenmelidir. Hemen her gün faiz belâsının Türkiye’yi hangi felâketlere sürüklediğiyle ilgili açıklamalar duyuyoruz. Ülkemizin fakirleşmesinin temelinde de bu hastalık var. Maalesef ‘paradan para kazananlar’ı sistem de destekliyor ve ortaya çıkan büyük ‘faiz’ faturasını hep beraber ödüyoruz. Oysa tam aksini yapıp, paradan para kazananlar değil; yatırım ve istihdam sağlayanlar desteklenmeli değil midir?
Gaziantepli sanayiciler hükûmetten ‘maddî destek’ten ziyade ‘manevî destek’ bekliyorlar. Onlara göre sınır ülkeleriyle olan ticaretin yolu açılsa, Gaizantep başarısına yeni başarılar katacak. Bu tesbitlerinde de haklı olduklarını, bu güne kadar ortaya koymuş oldukları başarılar gösteriyor.
Üzerinde dikkatle durulması gereken bir nokta da, şu ana kadar uygulanan ‘ambargo’ların özelde Gaziantep’e genelde de Türkiye’ye verdiği zararlar. Konuyu gündeme taşıyan Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Aslan, “20 yıl boşa geçti. Bütün ambargoların faturasını biz ödedik. Suriye’ye çok yakın olmamıza rağmen aramıza sun’î dağlar örüldü. Irak ve İran ile ticarette hâlâ sıkıntılar yaşıyoruz. Komşularımızla ticaretin yolları mutlaka açık tutulmalı”dır şeklinde konuştu.
Panel konuşmacılarından Enver Mıhçıoğlu da Gaziantep’in başarılarını anlatırken; “Biz beşerî sermayemize de sahip çıkıyoruz. İkinci kuşak birinci kuşağı, üçüncü kuşak da ikinci kuşağı aşmış durumda” diyordu. Gaziantepli sanayicilerin işaret ettiği bir nokta da dikkat çekiciydi: Gaziantep’e hiç devlet yatırımı olmadığını dile getiren sanayiciler “İyi ki de yok. Yoksa biz de şimdi bir KİT’de çalışıyor olabilirdik” şeklinde konuştular.
Evet, gözlerin devlet kapısı yerine özel sektör kapısında olması Gaziantep’i sadece Türkiye’nin değil, Ortadoğu’nun cazibe merkezi haline getirmiş. Darısı diğer illerimizin başına...
12.02.2007
E-Posta:
[email protected]
|