Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 12 Şubat 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Mustafa ÖZCAN

Bush'un Goebbels'leri



Dünyanın sulhü sukune ve selamete kavuşabilmesi için hilfu’l fudul (erdemliler ittifakı) tarzında bir ılımlılar ittifakına ihtiyacı var. Her fikrin ılımlısı ve aşırısı olduğu gibi her ılımlı grubun da aşırısı ve her aşırı grubun da kendisine göre ılımlısı vardır. Bu kategorik olmayan ılımlı kanatlar arasında bir buluşma noktası temin edilmelidir. Dünyanın selameti buna bağlıdır. Aksi taktirde, çılgınlar, moronlar, kışkırtıcı ve çığırtkanlar dünyanın sonunu getiriyorlar.

Kışkırcılılar hâlâ etkinler. Buna mukabil sessiz kitle veya çoğunluk diye tabir edilen kesimler organize olmadıkları için seslerini tam olarak duyuramıyorlar. Irak savaşı öncesinde bu kesim sesini duyurmuş ve kamuoyu küresel güç olarak tanımlanmıştı. İşte bu küresel gücün içindeki hayırlı maye veya ılımlıların organize olmaları ve bir araya gelmeleri gerekiyor. Aksi taktirde ‘biz bu filmi daha önce görmüştük’ sahneleri hayatımızdan hiç eksik olmayacak. Tarihin bir kez daha olumsuz anlamıyla tekerrürüne fırsat vermeyelim. Bu ancak herkes görevini yaparsa ve dünya tek yanlıcılara ve zıt benzerlere kalmazsa mümkündür.

Bundan dolayı herkes görevini naeksik yapmalıdır. Burada ihmal edilen bir görev karşı tarafta makes bulmaktadır. Özellikle de herkes kendi grubu içindeki aşırıları dizginlemelidir. Neden her kabileye kendi içinden bir paygamber gönderildi? Çünkü toplumları dışarıdan güç yoluyla veya cebir kullanarak hatta lisanı münasiple hizaya getirmek ve düzeltmek mümkün değildir. Hiçbir peygamber kendi köyünde peygamber olmasa da yine de kendi kavmine gönderilmiştir. Bundan dolayı herkes kendi delisine sahip çıkmalı, zaptetmeli akıllısını da öne çıkarmalıdır.

Irak için bilinen senaryo İran içinde yeniden sahneleniyor. Yine sahnede aynı isimler var. ABD’de gerilemelerine rağmen neoconlar hâlâ ataklar. Yine onlar mahut kışkırtıcılık ve çığırtkanlık vazifelerini icra ediyorlar.

***

Bunlardan birisi ‘o gazeteci’ şeklinde işaret edilen Michael Gordon. Bunlar bütün İslâmî renklere karşılar. Zannederim AKP’yi de İslamofaşist diye nitelendiren ekipte bu isimler de var. New York Times yazarı olan Gordon Irak’tan sonra bu defa da İran’ı hedef göstermiş. Cibilliyetini ortaya koymuş ve görevini icra yapmış. ABD’nin en etkin gazeteleri arasında yer alan New York Times, Irak Savaşı öncesinde Bush yönetiminin Irak’ta kitle imha silah programı bulduğuna dair haberi ilk veren yayın kuruluşu olmuştu. 8 Eylül 2002 tarihinde yani savaştan 6 ay önce yayınlanan haberde Amerikalı istihbarat yetkililerinin Irak’ın nükleer programında kullanılmak üzere bu ülkeye sokulmaya çalışan alüminyum tüpler ele geçirdiği kaydedilerek bu olay, “İşte Saddam’ın kitle imha silah programının kanıtı” diye dünyaya duyurulmuştu.

Ancak aradan yıllar geçip de Irak’ta en ufak bir kitle imha silahına bile rastlanmayınca New York Times, Savunma muhabiri Michael Gordon imzasını taşıyan bu haber için bir özür yayınladı. Fakat Gordon’un Bush yönetimine altın tepside sunduğu haberler devam etti. Bu tip meslek erbabına İslâm tarihinde ulemau’s sulta deniliyor. Yani sahibinin sesi olan veya bir zamanlar Türkiye’de ünlendiği biçimiyle lakapları’ özköşk’e çıkan gazetecilerin türdeşleri. Bunlara eskiden kralın soytarıları veya İslâm tarihinde ulemau’s sulta veya ulemaurrusum deniliyordu. Bir nevi maiyet memurları veya modern deyimle embedded gazeteciler. Bunlar meslek erbabı arasında bulunabiliyorlar. Bu anlamda Bernard Lewis’in Acem muadillerinden olan Fuad Acemi gibilere ‘self hating propogandist’ de diyorlar. Bunlar stand up türü yazarlar veya gazeteciler. Veya Bush’un Josef Goebbels’leri.

***

‘İyi saatte olsunlar’ın eşanlamlısı olan Goebbels’ler İran konusunda da devredeler. Irak’ta durumun kötüleşmesi üzerine strateji değişikliği kararı alan Bush, bir çalışma grubu oluşturarak yeni stratejinin belirlenmesini istedi. Ancak Irak Çalışma Grubu asker çekilmesi ve Suriye-İran ile diyalog önerince sonuç Bush’un hoşuna gitmedi. Durum böyle olunca Gordon bir kez daha Bush yönetiminin imdadına yetişerek hiç üşenmeden, “Asker çekmek çözüm değil” konulu iki analiz yazısı kaleme aldı.

Gordon’un bu destek haberlerine 10 şubat 2006’da bir yenisi daha eklendi. NYT yazarı, adını vermediği askeri ve diplomatik kaynaklara dayandırdığı haberinde, “Irak’ta kullanılan en ölümcül silahların İran tarafından sağlandığını” duyurdu. İran’a askeri operasyonun tartışıldığı dönemde gelen bu haber hem akılları karıştırdı, hem de savaş karşıtlarının “Gordon yine savaş çığırtkanlığı yapıyor” yorumlarına yol açtı. Gordon’un alüminyum tüpler haberi, dönemin Dışişleri Bakanı Colin Powell’ın 5 Şubat 2003’te Birleşmiş Milletler’de Irak savaşını meşru göstermek için yaptığı sunumunda kaynak olarak gösterilmişti. Michael Gordon, ertesi gün, “Colin Powell’ın bu kanıtlarının ardından Irak Savaşı’na karşı çıkanlar ne yapacaklar merak ediyorum” diye yazmıştı. Gerçekten de İran direnişçilere silah ikmali yapıyor mu? Boston Globe’un yazdığı gibi burada da Bush’un büyük bir çelişkisi mevzubahis. Aynı ‘çelişki’, tutuklanan İranlılar için de geçerli.

Bush, Arap rejimlerinin İran’ın Irak’taki etkisine dair endişelerini yatıştırmak için, İranlı ajanlar konusunda tedbir alacağını söyledi. Fakat, tutuklanan İranlıların Şii milislere istihbarat ve silah sağladığı şüphe götürmese de, bu kaynaklar çoğunlukla ABD’ye saldıran Sünni direnişçilere karşı kullanılıyor. Dolayısıyla İran Irak’a silah sevkediyorsa bu silahlar dolaylı bir biçimde Irak’taki Amerikan müttefiklerine gidiyor. Nejad ile Saddam arasındaki farka gelince: Birisi sandıktan çıkmış diğeri sandığı kendi imal etmişti. Saddam işgali bertaraf etmek için geriye kaçarken Nejad ileriye kaçıyor. Fark bundan ibaret.

12.02.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (11.02.2007) - ‘Tefrikayı besle’

  (09.02.2007) - Parlayan Suud diplomasisi

  (07.02.2007) - Rafsancani ve Chirac

  (06.02.2007) - Siyasî intihar

  (05.02.2007) - Kavganın nedeni

  (04.02.2007) - ‘Harekete geçme zamanı’

  (02.02.2007) - Bölgesel düzen

  (01.02.2007) - Huccetiyye ve Mehdaviye

  (31.01.2007) - ABD-İran savaşı başladı mı?

  (30.01.2007) - Kritik eşik

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004