Çok eski geçmişe, çok derin kültüre sahip ve çok cihetlerle Türkiye’ye ve dış dünyaya ses veren Trabzon, 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilerek Osmanlı Devletine katılmıştır. Yavuz Sultan Selim’in valilik yaptığı, Kanuni Sultan Süleyman’ın doğduğu ve 1868 yılında vilayet olan Trabzon, Türkiye’mizde ayrı bir değer. Böyle değerli bir şehrimizden, Yeni Asya Temsilciliği tarafından “Bir değer olarak demokrasi ve hoşgörü” başlıklı bir konferans dâveti aldım. Kendilerine geçtiğimiz hafta Trabzon Ticaret Odası konferans salonunda muhatap olduk.
Hasan Kücek’in açış ve takdim konuşması yaptığı, eski bakanlardan Eyüp Aşık’ın, siyasî parti temsilcilerinin, cemaatlerin önde gelenlerinin ve can dostlarımızın katıldığı gecede, kendi üslûbumuzla, mevcut birikimimizle rakamsal ve çeşitli misâllerle özetle dedik ki: “Dünyada 193 devletin 140’ı sandığa gidiyor, gidilen çok yerlerde de sancılar var, gidilmeyen yerlerde daha çok sancılar var. Hoşgörü hakimiyetinde ve gerçek demokrasinin tecellîsinde bu zorluklar kalkacaktır. Kur’ân’ın Asr Sûresi’nde “hakkı tavsiye edenlerin” kazançlı olduğu buyrulmuştur.
Bir kavim, bir aşiret, bir ilçe, bir Trabzon bir değer. İçlerindeki bir değersiz kişi için o kavme ve hatta o beldeye zulmetmek, hoşgörünün ve demokrasinin dışındadır. Fikirlerin hürriyeti, hakkın tecellisi, insanın öz hakkıdır. Vatana, millete, mukaddesata, ezan ve bayrağımıza, sancağımıza hakaret etmedikçe ve silâhlı eylemlere çanak tutmadıkça, kişi her fikrini sunmalıdır, yargılanması hoşgörü ve demokrasi dışıdır.
Dünyada 7 milyar, Türkiye 73 milyon. Bu büyük ailenin hepsi birer değer, fakat her birinin bakış değerleri farklı. Yunus Peygamber (as) var, merhum Yunus Emre var, bir de Yunus balığı var. İsimler aynı, fakat değerleri farklı. Eğer değerleri karıştırırsak hoşgörü de kaybolur, demokrasi de kaybolur. Değer kelimesine baktığımızda; karşımıza çok kelimeler çıkar: Kıymet, baha, erbab, yüksek vasıf, kalite, ehliyet, kabiliyet, güçlü, itibar, kadın, erkek, eğitim, mukaddes mefhumlar, maharetli, demokrasi, cumhuriyet, başörtüsü, selâm, vatan, bayrak, ezan, insan, hayat, aşk, muhabbet, spor, basın, talebe, okul, il, ilçe, insan vs.
Hoşgörü ve demokrasinin neşv ü nemâ bulacağı temel unsur, din ve imandır. Bunların hepsini, son din olan ve son mukaddes kitap olan İslâm ve Kur’ân’da Rabbimiz derc etmiştir. Meselâ: Maide Sûresi 32. âyet “Masum ve günahsız bir kişiyi öldürmek bütün insanlığı öldürmektir.” Bunun ışığında Hz. Mevlânâ “Bir kişiyi kurtarmak, bütün insanlığı kurtarmaktır” ve Hz. Bediüzzaman “Mü’minin ruhunda adâvet, kin, vahşet yoktur. En büyük bir düşmanıyla bir nev'î kardeşliği vardır”, Hz. Yunus Emre ise “Gönül yıkma, Kâ’be’yi yıkmış olursun” diyor. Bunları yakaladığımız zaman ülkelerin rengi değişecektir. Asr-ı Saadet modeli budur, beşeriyet buna ulaştıkça hoşgörü ve gerçek demokrasi hâkim olacaktır. Katma değer vergisi olur da, bu hakikatlerin değeri olmaz mı?
Dünya Sağlık Örgütü’nün tesbitlerine göre, yılda 56 milyon kişi çeşitli sebeplerden ölmektedir. Dünyada 200 milyon çocuk insanlık dışı şartlarda çalıştırılıyor, 100 milyon çocuk sokaklarda yaşıyor... Türkiye’de son 5 yılda aile içi şiddet sonucu 1300 kadın ve kız öldürülmüş. “Irak’a demokrasi getireceğiz” diyenler kan ve katliâm getirdiler. Ortadoğuyu ateş çemberine soktular. Yaşamayanlar yaşatamazlar. Dünya ailesinde yalnız 2000 yılında, bir milyon kişi intihar etmiş. 300 milyonluk ABD’de her 4 aileden biri boşanıyor. 1 milyar 300 milyonluk Çin’de zulme uğrayan kadınlar büyük çoğunlukta. Hz. Mevlânâ “Görmedim arpa ekenin buğday biçtiğini” diyor. Elbette ne ekersen, onu biçeceksin. Gerçek hoşgörü ve demokrasi için mücadele edenler vardır ve olacaktır inşaallah.
Trabzonlular bırakmadılar, düğünlerde, yaylalarında, okuma programlarında konuşmalar yaptım, kendilerini çok aktif ve heyecanlı buldum. Onları ayrı bir makalede yazacağım. Emeği geçen başta A. Şahintürk, İ. Seyda, M. Er ve bütün can dostlarına binler tebrik ve teşekkürler...
29.06.2007
E-Posta:
[email protected]
|