Türkiye dünya devletleri içerisinde nadide bir ülkedir. Dünya kültüründe bir mozaiktir. Türkiye’nin her karış toprağı kayda değer derinlikte ve üzerinde maddî ve manevî sahalarda çalışılacak bir vatan parçasıdır. Peygamberler, Sahabeler, evliyalar, hünkârlar, şehid ve şühedalar diyarıdır. Seyrine doyum olmayan 814 bin km²’lik müstesnâ bir ülkedir. Bazı mekânlarını temâşâdan gözlerim yaşarır. Bu güzel Türkiye’nin takriben 924 ilçesi ve 3250 civarında belediye, belde ve merkezi vardır. Bunlardan biri Seydişehir ilçesidir. Seydişehir Konya’nın 31 ilçesinden bir tanesidir.
İl olmaya namzet ilçelerimizden, meşhur alüminyum tesisleriyle Türkiye’ye damgasını vuran bu güzel ve şirin ilçemizin kuruluşu milâdî 1310 yıllarına dayanır. Avrasya şimal bölgesinin Horasan şehrinden irşad için gelen ve cedd-i mübarekeden olduğu söylenen “Seyyid Harun Hazretleri”nin ikametleriyle “Seydişehir” ismini alır. Gayet münbit bir araziye sahip olan ve 1150 rakımlı ve 2207 km²’lik Seydişehir merkezi ilçe 55 bin nüfusa ve 39 köy ve kasabaya sahiptir.
Böyle bir beldenin cengâver fertleri ve er kişileri, Yeni Asya gazetesi temsilciliği ve bu beldenin faal Belediye Başkanı Sn. İbrahim Halıcı, şahsımdan bir konferans vermemi uzun zamandan beri talep etmekte idiler. Nasip geçen haftaya isabet etti. Mevlânânın 800. doğum yılı olması münasebetiyle, bu yıl bütün dünyada UNESCO tarafından “Hz. Mevlânâ Ve Sevgi Yılı” ilân edildiği için, biz de bu yıl bir çok il ve ilçede verdiğimiz “Mevlânâ’dan Bediüzzaman’a sevgi” konu ve başlıklı konferansımızı burada da verdik.
Belediye konferans ve düğün salonunda tertiplenen geceye başta Konya ili olmak üzere yakın ilçelerden katılımlar oldu. 500 kişilik salonun tamamen dolduğu, Sn. Belediye başkanı, bürokratlar, eğitim camiası, cemaatlerin önde gelenleri, basın mensuplarının iştirak ettiği program, Kur’ân-ı Kerim tilavetiyle başladı. Gecenin takdim ve açış konuşmasını Eğitimci Sn. İbrahim Kaygusuz yaptılar. Hem yaz mevsimi ve hem de gece olmasına rağmen programa iştirak ve ilgi çok memnuniyet verici idi.
Dinleyicilerin dikkatini dağıtmadan, konunun mânâsından dışarı çıkmadan, kendi üslubumuzla ve sevgi şemsiyesi altında bir saatlik konuşmamın özetinde dedik ki: Hz. Mevlana 7 asır önce Divan-ı Kebîr eserinin bir rubaisinde diyor ki: “Canında bir can var, o canı ara. / Beden dağında bir mücevher var, o mücevherin madenini ara. / Ey yürüyüp giden sufi, gücün yeterse ara / Ama dışarıda değil, aradığını kendinde ara” Çağımızın Mevlânâ’sı kabul edilen Hz. Bediüzzaman ise 1927’lerde 24. Söz’de “Muhabbet, şu kâinatın bir sebeb-i vücududur, hem şu kâinatın râbıtasıdır, hem şu kâinatın nurudur, hem hayatıdır. İnsan kâinatın en cami’ bir meyvesi olduğu için, kâinatı istilâ edecek bir muhabbet, o meyvenin çekirdeği olan kalbine derc edilmiştir.”
Hz. Bediüzzaman ise “Aşk-ı mecâzî ve aşk-ı hakikî”den dem vurur. Aşk-ı hakîkî zararsız sevgidir. Hz. Mevlânâ “Aşksız insan kanatsız kuşa benzer” der. Karakolda biten aşk var. Kâbe’de devam eden aşk var. Hapishanede biten aşk var. Seccadede devam eden aşk var. Kara sevda! Neyin kara sevdalısı olacağız? Fahr-ı Kâinat’ın (asm) kara sevdalısı. Hz. Mevlânâ’nın ve Hz. Bediüzzaman’ın. O zaman cennet-âsâ olur. Sevgi kişiden başlar, cemiyete yayılır. Elektrik enerjisinin kontrolü var ve olmalı. Peki sevgi enerjisinin kontrolü yok mu?
Millî Eğitim Bakanı açıklıyor: Türkiye’de 2006 itibarıyla okullarda günde ortalama 21 olay yargıya ve disipline intikal etmiş. Em. Gnl. Md.lüğü 2006 yıl raporunda açıklıyor: Türkiye’de her 39 saniyede bir suç işlenmiş. Türkiye’de 30 bin sokak çocuğu bulunuyor. Devlet bakanlığı açıklıyor: Türkiye’de son 5 yıl içinde aile içi şiddetten, 1300 civarında kız ve kadın öldürülmüş. 2007 yılı itibarıyla 220 bin resmî boşanma dosyası mahkemelerde bulunuyor ve artış devam ediyor. Sevgiyi bunlardan kim alıp götürmüş? Evvelâ bunu inşâ edeceksiniz. Sevginin ve imanın olmadığı yerde, neyi arıyorsunuz.
Emeği geçenleri ve vesile olanları gönülden tebrik ediyorum. Sevgiyle kalınız...
22.06.2007
E-Posta:
[email protected]
|