Cemaat içindeki fertler diğer fertleri tenkit edemez, etmemelidir. Çünkü,—faraza hata varsa da—onların da payı vardır. Tıpkı aile fertlerinin veya hükûmetin bakanlarının birbirini tenkit etmemesi gerektiği gibi. Ancak, birbirine var güçleriyle yardım ederler.
Meşveret konusunda da dikkatten kaçan nokta şudur: Cemaat, meşveretle bir hata ederse, fertler bin hata eder. Ayrıca, meşveret hata ederse bir sevap, isabet ederse, iki sevap alır. Fert, isabet de etse, meşveretten, cemaatten ayrıldığından mes’uldür!
Siyasî kararlar da meşveretle verilir.
Önce belirtmeliyim:
Hiç şüphesiz hepimizin asıl hedefi siyaset, DP veya başka bir parti değil; Üstadın çizdiği siyasî ve içtimâî stratejinin doğru, sağlıklı olarak anlaşılması ve uygulanmasıdır.
Meseleler yeni değil. Üstad içtimâî ve siyâsî meseleleri 1907-1908, 1910-1911’lerde ortaya koymuş, Münazarat ve Hutbe-i Şamiye isimli eserlerinde kitaplaştırmış, daha sonra Lahikalarda da temel siyasî şablonları çıkarmıştır. Cemaat bunları okuya geliyor. Aynı zamanda üzerinde müzakere ve mütalaalarla, en küçük meşveret heyetlerinden başlamak üzere, en geniş daireye kadar hizmet ve siyaset stratejisi oluşur ve herkes bu politikaya uygun hareket eder.
Peki, niye “İllâ meşveret, illâ meşveret?” diyoruz. Zira; Peygamberimizin (asm) ve Asr-ı Saadet’in meşveret sistemini çağımıza fiilen de taşıyan Bediüzzaman, “Bu zaman, ehl-i hakîkat için, şahsiyet ve enaniyet (ben demenin, benlik yapmanın, bencenin) zamanı değil, zaman, cemaat zamanıdır”1; “Nur cemaatinde istişare ve meşveret esastır”2; “Mümkün olduğu kadar geçici rüzgârlara ehemmiyet vermeyiniz, bakmayınız. Zaten mabeyninizde samîmî tesanüt ve meşveret-i şer’iye, sizi öyle şeylerden muhafaza eder. İçinizdeki şahs-ı manevinin fikrini, o meşveretle bildirir”3; “Dikkat ediniz, küfr-ü mutlakı müdafaa eden gizli komite içinize parmak sokmasın. Benim komşudaki koğuşa parmağını soktu, beni azap içinde bıraktı. Şimdi siz, mâbeyninizde münakaşasız bir meşveret ediniz. Kararınızı kabul ederim”4 diyerek hizmet stratejimizi çizmiştir.
Dipnotlar: 1- Hizmet Rehberi, s. 159.; 2- a.g.e., s. 175.; 3- Kastamonu Lâhikası, s. 95.; 4- Şuâlar, s., 289.
21.06.2007
E-Posta:
[email protected] [email protected]
|