“Sünnet-i Seniyye edeptir. Hiçbir meselesi yoktur ki, altında bir nur, bir edep bulunmasın. Resûl-i Ekrem (asm) ferman etmiş: ‘Eddebenî Rabbî, feahsene te’dibî,’ yani Rabbim bana edebi güzel bir sûrette ihsan etmiş, edeblendirmiş.”
“Evet, siyer-i Nebeviyeye dikkat eden ve Sünnet-i Seniyyeyi bilen, kat’iyen anlar ki edebin envâını [her çeşidini] Cenâb-ı Hak, Habibinde cem’etmiştir [toplamıştır.] Onun için Sünnet-i Seniyyeyi terk eden, edebi terk eder, ‘Edepsiz Allah’ın rahmetinden mahrum kalır’ kàidesine mâsadak olur, hasaretli bir edepsizliğe düşer.”1
Edep timsâli Resûl-i Ekrem (a.s.m.) her konuda olduğu gibi bu konularda da ümmetine en güzel bir örnek olmuş, edebi emretmiş, edeple ilgili nice emir ve tavsiyelerde bulunmuştur. O güzel sözlerine baktığımızda bunu açıkça görebiliriz. İşte bu öğütlerinden bir kısmı:
“Birbirinize sû-i zan etmekten sakının. Çünkü sû-i zan yalandır.”2
Âyette de, “Ey îmân edenler! Zannın birçoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı büyük günahtır”3 buyurulurken yasaklanan zan sû-i zandır. Kesin bir delile dayanmaksızın bir mü’min hakkında gerçeğe aykırı olarak kötü bir zan beslemeye “sûizan” denir.
Yine Allah Resûlü (a.s.m.) buyurur: “Birbirinizin eksiklerini görmeye ve dinlemeye çalışmayınız.”
“Birbirinizin özel ve mahrem hayatlarınızı araştırmayınız.”
Yine bahsi geçen âyette “Birbirinizin gizli hallerini ve kusurlarını araştırmayın” buyurularak konu teyit ediliyor.
“Dünya menfaati için hırs göstererek yarışmayın.”
Hem gelip geçici dünya menfaati, hem de hırs! Yangına körükle gitmek gibi birşey. Kabir kapısından itibaren hiçbir işe yaramayan dünya menfaatine hırsla yönelmek, ebedî saadeti kazanmak, orada makam ve mevki edinmek için verilen bu duyguyu zararlı bir şekilde kullanmak akıl kârı değil.
“Birbirinizi çekiştirmeyin.”
Arkadan çekiştirmeye gıybet deniyor. Peygamberimiz (a.s.m.), “Gıybet, din kardeşini, onun hoşlanmayacağı birşeyle anmandır. Eğer o şey kendisinde varsa onu gıybet etmiş, yoksa iftira atmış olursun” buyurmuştur.
Aynı zamanda bir edep kitabı olan Kur’ân bu kötü huyu “Birbirinizi gıybet etmeyin” diye yasaklarken, “Sizden biri, ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? Bundan tiksinirsiniz” diye şiddetle kınamaktadır.
Demek edep timsâli olan Efendimiz de ve bir anlamda edep kitabı olan Kur’ân da bize edep dersi vermekte ve mükemmel mü’min olmaya teşvik etmektedir.
Dipnotlar: 1. Lem’alar, s. 106. 2. Buharî, Edeb: 57. 3. Hucurat Sûresi: 12..
21.06.2007
E-Posta:
[email protected]
|