Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 10 Temmuz 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Görüş

Kabak çekirdeğini ıslatırsan…

Seçim gezilerinde bu seferki durağımız Trabzon. Bu şehirde seçim havası daha yoğun. İnsanlar ilgili ve ısrarcı. Ancak kuraklık burada da var. İki aydan fazla bir zamandır yağmur yağmıyormuş. Karadeniz ki en fazla yağış alan bir bölge. Buranın halini görünce kuraklığı daha ciddiye alıyoruz. Fakat bulunduğumuz gün bardaktan boşanırcasına bir rahmet yağdı. Trabzonluların yüzü gülmeye başladı.

**

Trabzonlular gündemle daha ilgili dedik. Zira kiminle konuşasınız düşüncesini açıkça anlatıyor.

“Sol bu memlekete bir çivi bile çakmamıştır” diye söze başlıyor Çınar Lokantasının sahibi Polat Çınar. “Ecevit, Yılmaz ve Bahçeli 12 yaşından küçüklere Kur’ân öğrenmeyi yasakladı. Bunları unutur muyuz hiç?” diye devam ediyor.

Yakın bir zamanda babasını kaybettiği için yoldan geçenlerin başsağlığında bulunduğu Polat usta, en çok da millet iradesinin yeterince karşılık bulmadığına üzüldüğünü belirtiyor.

Yağmur hızını arttırıyor. Kendimizi Park Meydan Çay Bahçesindeki şemsiyelerin altına atıyoruz. Bir elinde şemsiye öbürü elinde çay tepsisiyle müşterileri dolaşan garson Orhan Yılmaz da gazeteci olduğumuzu öğrenince bir şeyler anlatmak istiyor. Fakat o daha çok sporla ilgili olduğu için Başbakan Tayip Erdoğan’ın Trabzonspor sebebiyle birkaç kere protesto edildiğinden bahsediyor.

Çayımızı yudumlarken yan masaya bir amca ve dört çocuk oturuyor. Selamlaşmadan sonra Yomralı olduğunu, 25 yıl Almanya’da çalıştığını öğrendiğimiz Ali Said torunlarını gezmeye çıkardığını anlatıyor. Torunları gazoz ve ayran isterken yabancı olduğumuzu öğrenince misafirperverliğin verdiği bir ısrarla bize de bir şeyler ısmarlamak istiyor.

Sonra başlıyor siyaset konuşmaya. Türkiye’deki işsizlikten dert yanan Ali Said, Almanya’da istihdam sağlamaya yönelik çalışmaları anlatıyor. Çalışanın kazanacağını ifade ediyor ve “Kim olursa olsun Allah çalışana verir. Bu Hans da, Tomas da olsa böyledir. Biz çalışmayı hem sevmiyoruz hem de ciddiye almıyoruz” diyor.

Siyasetin ciddi bir iş olduğunu ve ciddiyetle yapılması gerektiğini, istikrarın siyaset için de vazgeçilmez bir ölçü olduğunu anlatan Ali Said amca, yerel şivesiyle bir de örnek veriyor: “Kabak çekirdeğini ıslatırsan kayar, ha bu yana ha o yana!”

Söz bir de başörtüsüne geliyor. Başörtüsü yasağını eleştirirken celalleniyor. “Benim hanımın başörtüsüne ne karışıyorlar? Başını ister açar, ister kapatır kime ne! Almanya’da bile kızlar başörtülü okuyor. Kimse de karışmıyor. Derslerini veremezse sınıfta kalır, o kadar.”

Trabzon sokaklarında gezerken yaşlı biri yanaşıyor yanımıza. 70 yaşındaki Mustafa Yolgeçen, 1946 seçimlerini hatırladığını, “babadan demokrat” olduğunu söylüyor.

“Babadan demokratlığın” hikayesini soruyoruz. Başlıyor anlatmaya: “Ekmeği karneyle alırdık, vergi altında eziliyorduk. Jandarmalar mısırlarımızı bile sayardı. Demokratlar geldi insan olduğumuzu anladık. Allah Adnan Menderes’ten razı olsun. Köylü ondan sonra ayağa kalktı.”

**

Çeşitli illeri dolaşırken gördük ki bazen uzun uzadıya konuşulan, sakız gibi sürekli çiğnenen gündemler Anadolu insanının bir cümlesiyle özetleniyor.

[email protected]

Kemal BENEK

10.07.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004