Son aylarda terörün yeniden tırmanması ve onlarca askerimizin ‘mayın patlaması’ neticesinde şehit olması terörle mücadelede ‘yöntem’ tartışmasını başlatmıştı. Konunun uzmanı bazı yazarlar, terörle mücadele eden ‘er’lerimizin yeteri kadar eğitim alıp almadığını sorgulamıştı.
Dün ‘akredite’ gazetelerde, terörle mücadelede görevlendirilen ‘komando er’lerin gerekli eğitimi aldığına dair haberler yer aldı. ‘Yetkililer’ bunu söylüyorsa, vatandaşa düşen buna inanmaktır. Ancak, teröristlerin kurduğu ‘tuzak’lar neticesinde şehit olanların sayısının çok olması endişelere sebeb oluyor.
Terörle mücadelede dikkat çeken bir nokta da, terörün bitme noktasına geldiği düşünüldüğü anlarda bir anda yeniden alevlenmesidir. Son iki aya baktığımızda, neredeyse her hafta terör hadiselerinin yaşandığı ve onlarca vatan evladının şehit olduğu görülüyor. Seçim döneminin başlamasıyla birlikte terör hadiselerin alevlenmesi tesadüf müdür, yoksa belli mihraklar bu yolla Türkiye’yi ‘çıkmaz sokaklar’a sürüklemek mi istiyor?
Yetkililerin, ‘terörle mücadelede eğitim eksiğimiz yok’ beyanlarına elbette itibar etmek durumundayız. Ancak bu beyanların gerçek hayatta da tesirinin görülmesi gerekir. Terörle mücadele, hele lele ‘gerilla tipi terör’le mücadele elbette kolay değildir. Kim ki terörle mücadeleyi ‘kolay iş’ olarak görür ve öyle değerlendirirse, yolun başında hata etmiş kabul edilir. Ancak bu mücadele ‘zor’ olmakla birlikte ‘imkânsız’ da değildir. ‘Gerilla tipi terör’le mücadele eden ilk ülke elbette Türkiye değildir. Dünya bu terörle nasıl mücadele ediyorsa, Türkiye de o şekilde mücadele etmeli, mutlak sûrette terörü yenmelidir.
Medyaya yansıyan haberlerin birinde de mayın patlamalarına karşı yeni tedbirler alınacağı ifade edilmiş. (Hürriyet, 27 Haziran 2007) Son aylarda meydana gelen can kaybında en büyük sebep ‘mayın’lar olduğuna göre, bu konuda da adım atılması elbette isabetli olur. Türkiye, bu mücadelede gerekli olan maddî ve manevî imkânlarını elbette seferber etmelidir ve ediyor da. “Terörü maddî imkânlarımız olmadığı için engelleyemiyoruz” şeklindeki bir gerekçeyi kabul etmek mümkün değil. Çünkü Türkiye, en zor şartlarda bile bu mücadele için elinden geleni yapmıştır ve yapmalıdır da. Bütün maddî ve manevî tedbirler alındıktan sonra da terör sona ermeyebilir. Öyle bir durumda, ‘Biz elimizden geleni yaptık, fakat netice böyle oldu’ denilse buna da itiraz eden çıkmaz.
Türkiye’de eleştiri konusu olan, bu imkânların tam olarak kullanılıp kullanılmadığıdır. Son beyanlar, eğitim noktasında gerekenlerin yapıldığı şeklinde. Konunun uzmanları da bu beyanları kabul ve tasdik ediyorsa mesele yok. Çünkü hadiseyi sadece medyaya yansıyan fotoğraflar ve açıklamalarla değerlendirmek yanıltıcı olabilir. “Başka ülkeler daha kısa süre eğitim veriyor, biz ise dafa uzun süre erlerimizi eğitiyoruz” şeklindeki beyan, dünya ölçülerinde kabul edilen bir beyan ise mesele yok. Değilse bu konular gündemi meşgul etmeye devam eder.
Kanlı ve insafsız olan terör örgütleriyle mücadele; ancak ‘özel eğitimli personel’le mümkün olur. ‘Ehil’ olanlar da zaten bunu söylüyor...
28.06.2007
E-Posta:
[email protected]
|