Elbette, bir müceddid, bir mütefekkir olarak Said Nursî, İslâmın siyasetini, yâni “yüksek İslâm siyaseti”nin gereklerini yerine getirecektir. Ki, “Kur’ân’ın siyâsetini”1; günümüzde takip edilmesi gereken stratejiyi; İslâm’a cephe alan tüm felsefik akımlara, sistemlere, doktrinlere karşı nasıl bir siyasetin takip edilmesi gerektiğinin çerçevesini çizecektir.
Kur’ân’ın ve Sünnet’in çağımızdaki içtimâî, siyasî stratejisini; hizmet metotlarını da tecdid eden/yenileyen Bediüzzaman; lâhikalarda (ki, Münâzarât, Hutbe-i Şamiye, Divan-ı Harb-i Örfi vs., gibi eserler, Risâle-i Nur Külliyatı’nın temel eserleri olan Sözler, Mektubat, Lem’alar ve Şuâlar’ın bölümleridir) bu vazifeyi bihakkın îfâ etmiştir.
Münâzarât isimli eseri için, “Elhâsıl, şu kitap, tarafımdan cevap, onların cânibinden suâl etmek vazifesiyle mükelleftir. Hem de siyâset tabiblerine (doktorlarına), teşhis-i illete (hastalığı teşhise) dâir hizmet ile muvazzaftır (görevlidir)”2 der.
Değil lâhikaları okumamak, bilakis her vesileyle okumak, anlatmak gerekir. Ancak, risâleleri saklamaya, gizlemeye sarf edeceğimiz enerjiyi; tebliğ şartları olan ve Risâle-i Nur’un ders verdiği gibi, “nezaket, nezahet, güzel mücadele, kavl-i leyyin/yumuşak üslûp” ile anlatılmasına ayırmalıyız. Zira, nasihat bazen damara dokundurur, aksülamel yapar. Özellikle siyasî meselelerde hisler galiptir.
Öyle ise, şahısların üzerine binâ etmeden, temel ölçüleri, prensipleri nazara vermek gerekir. Daha doğrusu, Risâle-i Nur’da nasıl geçmişse, nasıl ders verilmişse, ne kadar yazılmışsa öyle… Kimileri çekinir, gizlenir ve meseleleri nazara vermekten çekinir. Müceddidin görüşlerini yaymaktan niye hicap edelim ki?
“Siyasî meseleler okunur ve anlatılırsa arkadaşlarımız kaçar!” endişesi içinde olanlar müsterih olsunlar. Kur’ân ve Sünnet’in ölçülerini yansıtan Risâle-i Nur’da hakkın ve hakikatin feyzi, gücü vardır. Ayrıca, Kur’ân’ın, Peygamberimize (asm) “Sen hidayete erdirici değilsin, bekçi değilsin, gözetleyici değilsin; sadece tebliğcisin” şeklindeki tavsifini unutmamak gerekir. Risâle-i Nur hakikatlerini tebliğ etmekle vazifelisiniz, yoksa galip etmek, herkese kabul ettirmekle değil! Diğer taraftan, Risâle-i Nur’u taramaya fırsat bulamayan, ancak, temel hizmet stratejisini ve içtimâî ölçülerini öğrenmek isteyenlere kısa bir yol tarif edeceğim: Hizmet Rehberi ile Beyanat ve Tenvirler isimli eserlerin yalnızca “içindekiler” bölümünün başlıkları okunsa bile kâfî.
İşte Risâle-i Nur’un özellikleri ve Üstadın Hizmet Rehberi’ndeki tavsiyeleri ve çizdiği hizmet stratejisi maddelerinden birkaçı:
* “Risâle-i Nur, istikbali de aydınlatan bir Kur’ân tefsiridir”, “Risâle-i Nur, şu zamanın ihtiyaçlarına uygun bir ilaçtır”, “Bu zamanda hilafet vazifesi yapıyor”, “Risâle-i Nur, sadece iman dersi değil, içtimâî ders de verir”, ”Risâle-i Nur, İslâmiyet ve vatan zararına her türlü cereyana karşı koyar”, “Nurcular, bir siyasî cereyana dahil ve tabi olmaz; sadece haklı tarafa yardımcı ve dost olur”, “Risâle-i Nur’un hizmetinde şahsın vazifesi sadece tebliğdir, netice Allah’a aittir”, “Risâle-i Nur’da, herkese ihtiyacı olanı vermek esastır”, “Nur talebesi, kendisi haklı da olsa kardeşini tenkit etmemeli”, “Birbirinin kusurunu örtmeye çalışmalı”, “Birbirine sûi-zan etmemeli”, “Birbiriyle münakaşa etmemeli”, “Birbirine güven duymalı ve yardım etmeli”, “Birbirinin kuvve-i mâneviyesini artırmalı”, “Risâle-i Nur’a sadakat, sebat ve metanetle bağlanmalı”, “Sadakat, sebat ve sıkı irtibat içinde olmalı”, “Manevî fırtınalara karşı dikkatli ve ihtiyatlı olmalı; iman hizmetkârlığını gizlememeli”, “Şer’î meşvereti esas tutmalı”, “Namaz tesbihatını terk etmemeye çalışmalı.”3
Ve gerek imânî, gerek ahlâkî, gerek iktisâdî, gerekse siyasî meseleler, çalkantılar ve baskılarla karşılaştığımızda tenkit, küsme yerine Üstadın şu tavsiyelerine kulak vermeliyiz:
“Sizler, ara sıra, İhlâs ve İktisat lem’alarını ve bazan Hücûmât-ı Sitte risâlesini mâbeyninizde beraber okumalısınız. Sizin şimdiye kadar fevkalâde sebat ve metanet ve tesanüd ve ittifakınız, bu memlekete medâr-ı iftihar olacak ve istikbalini kurtaracak derecededir. Dikkat ediniz, bu yeni fırtına sizin tesanüdünüzü bozmasın.”4
Dipnotlar: 1- İşârâtü’l-İ’câz, Yeni Asya Neşriyatı, s., 84.; 2- Münâzarât, s. 20.; 3- Hizmet Rehberi, s. 22, 24, 50, 53, 54, 116, 110, 110, 210, 215, 216, 217, 218, 225, 245, 248, 252, 253; 4- Kastamonu Lâhikası, s. 172.
28.06.2007
E-Posta:
[email protected] [email protected]
|