Türkiye genelinde 824 bin 551 öğrencinin katıldığı Ortaöğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı (OKS) sonuçları Pazartesi günü açıklandı. Her imtihan sonrasında olduğu gibi bu imtihan sonrasında da ‘birinci’ler de, ‘sonuncu’lar da oldu. Ancak ortaya çıkan netice değerlendirildiğinde, eğitim sisteminin çok büyük problemleri olduğu görülüyor.
OKS imtihanına katılan 27 bin 277 kişi ‘ham puan barajı’nı aşamamış. Bunun yanında; İstanbul gibi büyük şehirlerin eğitim konusunda ‘büyük’ olmadığı da ortaya çıkmış oldu. Elbette her konuda büyük olmak İstanbul için ‘şart’ değil, ancak küçük illerin başarı sıralamasında ön sıraları paylaşması eğitim sisteminin sıkıntısını gösteriyor.
Sonuçların açıklanmasıyla birlikte durum değerlendirmesi yapan eğitim sendikaları başkanları, haklı olarak sistemin ‘imdat çığlığı attığını’ söylüyorlar. Tabiî ki eğitim sistemi sadece bugün imdat çığlığı atmıyor. Kökü yıllara dayanan ihmaller neticesinde bu noktaya gelindi. Önemli olan, problemin varlığını kabul etmek ve çare aramak...
Eğitim sistemiyle ilgili tartışmalar yıllardan beri devam ediyor. Bilhassa, üniversite giriş imtihanları sonrasında ortaya çıkan tablo eğitimcileri endişelendiriyor. Hiçbir soruya doğru cevap veremeyen lise mezunlarının olduğu bir eğitim sisteminde, endişelenmek gerekmez mi?
Genç bir nüfusa sahip olmakla haklı olarak övünüyoruz. Ancak bu nüfusu gerektiği şekilde eğitebildiğimiz söylenemez. Bu problem bir kişinin değil, hepimizin problemidir. Öğrenci, veli ve okul işbirliğinden söz ederiz; ancak ne hikmetse bunu gerçekleştirmek için gerekli adımları atmayız.
Eğitimde zaman zaman ‘sistem’ değişikliği oluyor, ancak bugüne kadar bu değişiklikler de çare olmadı. Acaba yanlış tercihler mi yapılıyor? Zaman zaman ‘eğitim şûrâları’ da düzenleniyor, ama ya alınan kararlar uygulanmıyor ya da yanlış kararlar alınıyor. “Yok, bunların hiçbiri yapılmıyor, biz doğru olanları yapıyoruz” diyenler varsa; ortaya çıkan bu neticeye bir açıklama getirmek durumundadırlar.
Mevcut durumdan memnun olan bir var mı? Öğretmen şikâyetçi, veli şikâyetçi, öğrenci şikâyeçi. O zaman bu yanlış ‘sistem’ niçin hâlâ devam eder?
Tıkanan eğitim sistemi bir an önce masaya yatırılmalı ve uzman eller bu gidişe bir çâre bulmalı. Aksi halde, eğitimdeki bu gidiş hayra alâmet değil.
Üniversite imtihanlarında ya da diğer imtihanlarda ‘sıfır’ alan aslında öğrenciler değil; öğretmenler, veliler ve eğitim sistemidir. Başarı da, başarısızlık da eğitim sisteminin sonucudur.
Ne edip etmeli, eğitim sisteminin çocuklarımızı ‘öğütmesine’ müsaade etmemeliyiz.
11.07.2007
E-Posta:
[email protected]
|