Anayasa Mahkemesi’nin referandum kararından sonra Başbakan Erdoğan’ın ilk açıklaması “11. Cumhurbaşkanını Meclis seçer” olmuştu. Uzlaşma mesajları da vermişti Başbakan. “Uzlaşma” diye diye yeri göğü inleten Baykal’ı ikna edeceğini hesap etmişti.
Baykal’ın uzlaşmaya verdiği karşılıktan önce AKP’nin halkın cumhurbaşkanını seçmesine yol açacak anayasa değişiklik paketine bakışı şöyleydi: “Olağanüstü şartların getirdiği bir paketti. Uygulanma durumu da çok zayıftı. Olağanüstü şartlar ortadan kalkınca bu seçeneğe gerek kalmadı.”
Başbakan Erdoğan’ın referandum tarihi bile belliyken sarfettiği “Meclis seçecek” sözleri de bu bakışın ürünüydü.
Hal böyle olunca CHP de paketin geçersizliğinden dem vurmaya başladı. Ancak Baykal’ın “Meclis dışından biri seçilmeli” sözlerinden sonra AKP yine “halk seçsin” kozuna sığındı. CHP’nin cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini istemediği sır değil. Yalnız AKP’nin de bu konuda samimî olduğunu söylemek çok zor.
Paketin ortaya çıkışını hatırlayalım. 4.5 yıldır iktidardayken “halk seçsin”i gündeme bile almayan AKP, Abdullah Gül seçilemeyince son dakika atağı ile paketi kabul edip Köşke gönderdi. Seçim meydanlarında cumhurbaşkanlığı seçimini bol bol kullandı. Sandık yaklaşınca referandumu unuttu. Baykal’ın açıklaması ile yine pakete sarılmaya başladı.
**
AKP kimi seçer; Sezer’i mi Demirel’i mi?
Söz cumhurbaşkanlığından açılmışken AKP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz ile ilgili bir anekdotu da aktarayım.
Malûm, Ahmet Necdet Sezer ile AKP’nin yıldızı bir türlü barışmadı. Başbakan Erdoğan Sezer ile haftalık olağan görüşmesini bile çoğu zaman yapmazken bazen de usulen Çankaya’ya uğradı.
AKP’nin Sezer hakkındaki görüşleri ortada. Hatta Bülent Arınç Sezer’e oy verdiği için “pişmanım” bile dedi. Buna rağmen şartlar ne olursa AKP yine Sezer’i seçecek biliyor musunuz?
Bir gazeteci arkadaşımız Kapusuz’a soruyor: “Olmaz ya. Cumhurbaşkanlığı için önünüze Sezer ve Demirel gelse kimi tercih edersiniz?”
Kapusuz hiç tereddüt etmeden şu cevabı veriyor: “Tabiî ki Sezer’i.”
**
Eyüp Aşık’ın yorumu
Trabzon’dayken DP’nin birinci sıra adayı, eski Bakan Eyüp Aşık’la kısa süreli sohbet etme imkânımız oldu. Aşık, “DYP ile ANAVATAN’ın birleşememesi ve ardından listelerdeki istifalardan sonra DP komaya girdi. Fakat köklü bir parti olduğu için bunu çabuk atlattı” dedi.
“Bu tür travmaları hangi parti yaşasaydı imkânı yok ayağa kalkamazdı” diyen Aşık şöyle devam etti: “22 Temmuz seçimleri aday olduğum 7. seçim. Bu tecrübeye dayanarak söylüyorum. DP’nin asla bir baraj problemi yok.”
**
Mesajlar…
Son olarak okuyucularımızdan gelen mesajlarla ilgili şunu söylemek istiyorum. Özellikle 27 Haziran 2007 tarihli “Seçmen profilleri” ve 11 Temmuz 2007 tarihli “İktidar, Sezer’i aratacak bir ismi mi seçecek?” yazılarına gelen mesajları mümkün olduğunca cevaplamaya çalıştım. Seçmen profilleriyle ilgili enteresan teklifleri olan mesajları burada tekrar yazmıyorum. Yeri gelince onları ekleriz.
Diğer yazıda ise “nasıl bu kadar emin olduğum” anlamında sorular geldi. İnşallah yazdığımız gibi olmaz. Ama o yazıdaki son cümleyi burada tekrar yazıyorum. Maalesef “süreç bu sonuçlara doğru ilerliyor.”
15.07.2007
E-Posta:
[email protected]
|