“22 Temmuz’da tuzakları bozalım” broşüründe yer alan, sözün ne kadar doğru bir tesbit olduğunu son günlerde yaşanan hadiseler ispatlıyor. Altı gün sonra yapılacak seçim gerçekten her haliyle ilginç bir seçim oluyor. Seçime karar veriliş sürecinden aday belirlemede solda siyaset yapanların sağ partilerde, sağ partilerde olanların sol partilerde liste başı yapılmalarına kadar Türkiye bir dizi ilginçliği beraber yaşıyor.
Bu seçimi ilginç kılan bir gelişmede CHP ile MHP’nin “seçim kardeşliği” oluyor. Öyle bir kardeşlik ki adeta aralarından su sızmıyor. Meydanlarda, televizyon programlarında birbirleri aleyhine konuşmamaya özen gösteriyorlar. Öylesine ki, bazı çevrelere göre daha şimdiden seçimden sonra “koalisyon ortağı” olmuş.
Bu “kardeşliğin” ilk adımları “solu birleştirme mitingleri” dediğimiz mitinglerde atılmıştı. Bu mitingleri MHP de hararetli desteklemişti. MHP ve CHP yakınlaşması öyle ileri götürüldü ki, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal Sivas’a gelişinde MHP’liler tarafından karşılandı. Baykal’ı karşılayan MHP il teşkilâtı bu yakınlaşmayı, “Son zamanlardaki ulusalcı çıkışı bizimle” derken, Baykal, “Milliyetçilik bizim altı okumuzdan biri. Gelin CHP’ye destek olun” diyerek MHP’lilere “kardeşliğini” göstermişti. Şimdi MHP’den istifa edenler CHP’ye, CHP’den istifa edenler MHP’ye katılıyor.
Bu işaretlerden biri de, CHP İstanbul milletvekili aday adayı Yavuz Akgün, Cumhuriyet Gazetesi’ne verdiği ilândaki “CHP=MHP” yakıştırması olmuştu.
Seçimden sonra—tabiî MHP barajı aşarsa—CHP-MHP koalisyonu için partinin genel başkanları yarım ağızla yalanlasalar da kesin bir şekilde “olmayacak” diyemiyorlar. Baykal, “Her parti tek başına iktidara gelmek için çalışıyor. Ancak yarın ne olur, ülkenin içinde bulunduğu şartlar neyi gerektirir bilmiyorum” derken, Bahçeli, sadece “tek başına iktidar” diyor. Koalisyon yapmayacaklarını söylemekten kaçınıyor.
CHP listelerinden seçime giren DSP’nin Genel Başkanı Zeki Sezer de “CHP ve MHP adına konuşmak bana düşmez, ama koalisyon neden olmasın? Tabiî ki olabilir” diyerek bu koalisyona destek veriyor.
Bu tezgâhın en büyük destekçisi de Cumhuriyet yazarı İlhan Selçuk… Selçuk, yazılarında öylesine MHP’yi övüyor ki, şaşırmamak elde değil. Önce, “MHP aslına rücû etti, milliyetçilik şiarını benimsedi...” demişti, peşinden bu sözlerini eleştirenlere de şunu söylemişti: “Ben, laik Atatürk Cumhuriyeti’nin bütünlüğü için dün bana işkence etmiş olanlarla bugün el ele vermeyi yurtseverliğin gereği sayıyorum.”
83 yaşındaki Selçuk’un bu sözleri MHP’yi hayli memnun etmiş ki, Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şandır, “Aydınlar ve diğer kesimler, kendi siyasî kimliğini değiştirmeden, ideolojilerinden vazgeçmeden, MHP’ye destek vererek millî ve yerli iktidarı işbaşına getirme kararında” diyerek bu memnuniyetini dile getiriyor. MHP’lilerde bu destekten öylesine memnun ki, bu gazeteye sayfalarca ilân veriyor. Hem de İlhan Selçuk’un yazdığı sayfaya…
Bu duruma hayli şaşıranlardan birisi de Okay Gönensin, “Çok uzun yıllar boyunca Cumhuriyet okurlarının ülkücüler tarafından dövüldüğünü, öldürüldüğünü İlhan Selçuk unutmuş görünüyor. Hatta kendisine işkence yapılmasından sorumlu bazı kamu görevlilerinin daha sonra MHP saflarında bulunmasını da unutmuş ve MHP’yi affetmiş görünüyor” diyerek hayret ifadelerini dile getiriyor. (Vatan, 06.07 2007)
MHP’lilerin şimdi şu sorulara cevap vermeleri lâzım: Tuncay Özkan ve İlhan Selçuk’un MHP’ye oy istemeleri anormal değil mi? Bunun ardında bir tezgâh ya da oyun yok mu? Bir zamanlar iki karşı kutbu oluşturan bu iki parti, şimdi niye aynı kategoride değerlendiriliyor? 1999 seçimlerinde olduğu gibi bugün de MHP’nin omuzlarında sola başbakanlık makamı sunulması oyunun parçası mı? Bu partiye oy verecekler bu soruların cevabını bulabildiler mi acaba? Şimdilik bulamazlar… Buna cevap vermemek, bu tezgâhı kabullenmek demektir. Ya da, “Yok birbirimizden farkımız ama biz MHP’liyiz” mi diyecekler? Diğer yanda da bu “kardeşliği” kullanarak oy kapmaya çalışan AKP var. Son yıllarda olduğu gibi siyaset mühendisleri yazıyor, birileri oynuyor. Ulusalcılar miting günlerinde bir slogan üretmişlerdi: “Sağcılar MHP’ye, solcular CHP’ye versin...” diye. Şimdi de bunun karşılığında şu slogan söyleniyor: “Ver oyunu MHP’ye gitsin CHP’ye…”
Millet altı gün sonra kararını verecek ve siyaset mühendislerinin üç partili Meclis ya da CHP-MHP koalisyonu tezgâhını bozacaktır. CHP-MHP tezgâhına ve bu tezgâhtan medet umanlara geçit verilmemeli…
15.07.2007
E-Posta:
[email protected]
|