Abdullah Gül’ün Başbakan Tayyip Erdoğan’a kırgın olduğu yönündeki kulislerin aksine, önceki gün TBMM Başkanlığı seçiminde ikili son derece samimî pozlar verdi. Fakat, birbirleriyle sürekli konuşup zaman zaman tebessüm etseler de yüzlerindeki gerginlik gözlerden kaçmadı.
Anlaşılan cumhurbaşkanlığı seçimi büyük strese sebep olmuş. Kolay değil tabiî. “Bize cumhurbaşkanı seçtirmediler” diye seçim meydanlarında yapılan propagandalara karşılık alınan yüksek oy oranı, şimdi de “seçemiyoruz” stresine yol açtı.
**
İşin detayını bir tarafa bırakarak, farklı bir pencereden konuya bakmak istiyorum. Başbakan Erdoğan ve Abdullah Gül’ün yaşadıkları stresin bence en önemli sebebi, cumhurbaşkanını halka seçtirmede takındıkları ikircikli tavırdır.
Abdullah Gül’ün, antidemokratik 367 oyunuyla önünün kesilmesinden sonra hazırlanan Anayasa paketinin içine, 11. cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi maddesi de eklenmişti. Paket, şimdi 21 Ekim’de yapılacak olan referandumu bekliyor.
Bekliyor beklemesine de 22 Temmuz’dan sonra ortaya çıkan tablo, AKP’nin cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi isteğini de sona erdirdi.
Başbakan Erdoğan’ın daha ilk açıklaması “11. cumhurbaşkanını Meclis seçecek” olmuştu. Bunun sebebi, belki de beklediklerinin üstünde bir oy oranı ve sandalye sayısına sahip olmalarıydı.
Daha kolay ve rahat bir seçim yapılacağı tahmin edilmişti. Bu yüzden referandum paketine, ana muhalefetle birlikte, “kadük” gözüyle bakıldı. Bir iki cılız sesin dışında kimse pakete sahip çıkmadı.
Fakat, beklendiği gibi de olmadı. Başbakan Erdoğan’ın “Meclis’te kolay seçeriz” beklentisi, AKP içinde büyük bir krize dönüşümün ipuçlarını vermeye başladı.
“Abdullah Gül aday olursa kriz çıkar” tehditleriyle, “aday olmazsa bize oy veren milyonlara bunu nasıl izah ederiz” arasında kalan Erdoğan, şimdi kara kara düşünüyor.
**
Siyasette çıkış yolu için sınırsız seçenek bulunur elbette. Her gün onlarca çözüm önerisi ortaya çıkıyor. Fakat anında tıkaçlar devreye giriyor. Taktik savaşları yaşanıyor.
Sonuç en geç 10 gün sonra netleşecek. Zira cumhurbaşkanlığı için adaylık başvurusu 10 gün sonra sona eriyor.
Eğer anayasa değişiklik paketine samimiyetle sahip çıkılsaydı, şimdi yaşanan stres minimum olacaktı.
Her cumhurbaşkanlığı seçiminde birbiri ardına patlayan sun’î krizler son bulacaktı. Halka seçtirmek, Erdoğan’ı da, Gül’ü de sıkıntıdan kurtaracaktı.
Bu seçenek hâlâ canlı. AKP, bu seçeneği göz ardı etmemeli.
11.08.2007
E-Posta:
[email protected]
|