Demokratik süreç işledi, seçimler sonuçlandı. Millet tercihini beyan etti. Hayırlı olsun. Şimdi sıra Meclis’te.
Meclis gündeminin ilk sırasında TBMM Başkanlığı seçimi ile Başkanlık Divanının belirlenmesi var. Ardından Cumhurbaşkanlığı seçimi gelecek.
Köşk seçimi, geçtiğimiz dönem ülkede büyük gerilimlere, ardından erken seçime yol açtı. Buna rağmen 11. Cumhurbaşkanının-–referandum bir şekilde sümen altı edilerek—uzlaşmayla seçilmesi bekleniyor.
**
Asıl gündem DTP ve MHP’li bir Meclis’te, Kürt sorununun nasıl bir çözüm ya da çözümsüzlüğe kavuşturulacağında. Her iki partinin Mecliste bulunması gerilimli günlerin olacağı beklentisini de arttırıyor.
**
Bu konuda en kritik vazife, en çok oyu alan AKP’ye düşüyor. Güneydoğuda AKP’ye verilen oyların anlamı; birlik içinde beraber yaşamak isteğidir. Kürt sorununun daha makul bir şekilde çözüleceği beklentisidir.
AKP, özellikle Doğu ve Güneydoğudan aldığı oylarla bu konuda uzlaştırıcı rolü oynamak zorunda. İnisiyatifi ele almak mecburiyetinde.
“Merkez oldum” demekle merkez olunmuyor. Merkez olmak en zor ve en kritik anda doğru kararı vermekten geçiyor.
Tabiî ki AKP’den tek beklenen bu değil. Eğer bunu çözme hususunda adım atabilirse demokrasinin önü açılır. Yoksa geçen dönemden kalma alışkanlığı ile bir meseleyi koz gibi kullanarak diğerlerine bir türlü sıra gelmeyecekse Allah yardımcımız olsun!
Şunu demek istiyorum; İnşallah DTP bahanesi ile “millî birlik ve bütünlük korkusu” öne sürülerek diğer konular göz ardı edilmez. Uzlaşma mesajlarının verildiği bir ortamda bunu beklemiyorum ama maalesef siyaset bunu kullanmaya çok müsait.
**
Aldığı büyük medya desteğine rağmen seçimden istediğini alamayan CHP'de ise işler karışık. CHP kendi derdine düştü. Ancak söz konusu meselede CHP’nin MHP’den farklı bir tavır takınacağını beklemek sürpriz olur. Bu bir niyet okuması değil, ama kuvvetle muhtemel bir tahmin.
**
DP barajı geçemedi ama “düz ovada siyaset” söylemi Meclisin bir numaralı gündemi olacak. Hangi görüşten olursa olsun sivil siyasetin omuzlarında ağır bir yük var. Bu yükü millet yükledi. Millet zıt görüşten partileri Meclise göndererek bit(iril)meyen krizin Meclis çatısı altında sona erdirilmesi görevini verdi. Seçimin en önemli mesajlarından biri de budur.
Cumhurbaşkanlığı seçimi ile sıkça duyduğumuz uzlaşma söylemleri burada da geçerli. Siyaset, en meşrû platform olan Mecliste millet iradesinin önündeki engelleri her türlü tahrike rağmen çözerse demokrasi sınavını başarıyla verecek. Türkiye’nin en büyük problemlerinden biri çözülecek.
Siyasiler milletin beklentisini boşa çıkarmamalı. Meclis en kritik ve önemli meseleyi halledebileceğini ispatlayabilmeli. “Biçare talih”lerine siyasiler de yardım etmeli.
25.07.2007
E-Posta:
[email protected]
|