Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 22 Temmuz 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Yasemin GÜLEÇYÜZ

Prof. Dr. Akgündüz: “İslâm inancı Avrupa’da hızla yayılıyor”



Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, ülkemizdeki “beyin göçmenlerinden” bir tanesi. Şimdilerde Hollanda Rotterdam İslâm Üniversitesi Rektörlüğü vazifesinde bulunmakta.

Geçtiğimiz günlerde Ümraniye Belediyesinin Kutup Yıldızı Sağlık Gönüllüleri Derneği işbirliği ile hazırlanan “Avrupa ve Türkiye’de Gelecekle ilgili Yeni Persfektifler” başlıklı konferansa konuşmacı olarak katılan Akgündüz, Avrupa’da yaşanan toplumsal problemlerle ilgili önemli açıklamalarda bulunmuş. Özellikle insan ilişkilerinde büyük bir erozyon yaşandığını belirten Akgündüz, bunun zamanla daha büyük sonuçlar doğuracağını vurgulayarak Hollanda’daki müşahedelerini şöyle özetlemiş:

“Avrupa’daki sosyal sıkıntılar, Hollanda’da da kendisini gösteriyor. Aile tükenmek üzere. Toplumsal ilişkiler büyük ölçüde aşınmış durumda. Avrupa büyük bir arayış içindedir. Avrupa toplumlarının genelinde ciddî bir erozyon var. İlişkiler her geçen gün daha fazla yozlaşıyor ve bireyselleşiyor. İnsan ilişkileri toplumsal paydalardan ziyade, tamamen kişisel çıkar ve hesaplar üzerinde yoğunlaşıyor. Küreselleşme dediğimiz olgu, dünyayı her geçen gün daha fazla etkisi altına alıyor. Avrupa ülkeleri toplumsal çöküşün eşiğinde. Bu yüzden İslâm inancı, Avrupa’da hızla yayılıyor. AB sürecinde millî değerlerimizi muhafaza etmeliyiz.”

Doğru söze ne denir?

Anne sütü mucizesi

Bilim adamları anne sütünün faydalarını saymakla bitiremiyorlar…

Anne sütü için “canlı organizma” hatta “bir organ” tanımlaması yapanlar dahi mevcut.

Bebek maması üzerine çalışan gıda mühendislerinin söyledikleri ilginç: “Bizim için altın standart anne sütüdür. Fakat anne sütü çok karmaşık yapıda. Biz ancak anne sütü moleküllerinin fonksiyonlarını taklit etmeye çalışıyoruz…”

Hal böyleyken hiçbir rahatsızlığı olmadığı halde, çocuğunu sütünden mahrum eden annelerin kulakları çınlasın!

Anne sütüne dair bilgiler:

Bir litre anne sütü için memeden 500 litre kan geçer.

Doğumdan sonraki ilk altı ay yalnızca anne sütü verilmelidir. (Su verilmesi bile sakıncalı, çünkü bebeği tok tutar.)

Anne sütü içindeki maddeler bebeğin bağışıklık sistemini kuvvetlendirir.

Anne bebek arasındaki iletişimi kuvvetlendirir.

Emzirme doğum sonrası kanamaları azaltır ve anne rahminin eski haline gelmesini kolaylaştırır.

Emzirdikten sonra anne kendini daha mutlu hisseder.

Stres anne sütünü azaltır. İş stresi yüzünden, çalışan annelerin çoğu bebeğini yeterince emziremez.

Rahmet-i İlâhiyenin kan ile fışkı arasından aciz yavrulara anne şefkati eşliğinde sunduğu bu leziz gıda için ne kadar şükredilse az değil mi?

Lüks hastalığı

Batılı düşünürler, tüketimin bir hayat tarzı olarak nitelendirildiği Batı toplumlarında, büyük alış veriş merkezlerini “Kapitalizmin tapınakları” olarak tanımlıyorlar.

İhtiyacı olsun, olmasın alış veriş yapmayı hayatının en önemli faaliyeti olarak gören insanlar ise bu tapınakların tâbir-i caizse müridleri hükmünde (!)…

Bunlar arasında sadece ve sadece lüks ürüne müptelâ olanlar da mevcut!

Dünya markalarının son modelleri, en pahalı kıyafetler ve saatler, servet değerinde parfümler… Luxsoreksia yani lüks hastalığı, Batıda artık kliniklerde tedavi edilen bir hastalık olarak tanımlanıyor.

Lüks hastaları için, satın alacakları ürünün fiyatı hatta yakışıp yakışmadığı bile önemli değil. Bu hastalar için ünlü bir markanın ürününü kullanmak toplumda tanınma, sevgi, ilgi görme vesilesi. Aslında Nasreddin Hocamız bu davranış bozukluğunu yüzyıllar öncesinden teşhis edip adını koymuş bile…“Ye kürküm, ye!”

Şüphesiz en güzeli Kur’ân ve Sünnette sınırları çizilmiş şükür, kanaat ve iktisat kavramlarının vazgeçilmez müşterisi olmak. Ne dersiniz?

85 yaşında bir genç!

TEMA Vakfı Kurucu Başkanı Hayrettin Karaca, gençliğini çalışıp üretme isteğine ve tabiata borçlu olduğunu belirtiyor: “Bu ülkeye borcum var. Bu borcu ödemek için hâlâ çalışıyorum. Gece gündüz okuyorum. Bu borcu ödemek için bilgi sahibi olmak lâzım. O nedenle okuyacaksın! İhtiyacım üzerinde tüketemem, vicdanım razı değil. Yamalı ayakkabıyla geziyorum, gömleklerimin yakalarını değiştiriyorum, delik kazaklarla geziyorum. Param var, ama savurganlığa hakkım yok.”

İbretli değil mi?

(Sabah Günaydın, 20 Temmuz 2007)

22.07.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (15.07.2007) - Zaman tünelinde tesettür meselesi (2)

  (08.07.2007) - İstanbul’dan iki Avrupa fotoğrafı

  (01.07.2007) - Kavram kargaşası…

  (24.06.2007) - Zaman tünelinde tesettür meselesi

  (17.06.2007) - Hanım sultanların iktidar savaşları…

  (10.06.2007) - Kadın hakları ve siyaset arenası

  (03.06.2007) - Tesettür Risâlesine dair (2)

  (27.05.2007) - Kadın için hürriyet ve esaret!

  (20.05.2007) - Talebe olabilmek…

  (13.05.2007) - Şefkat kahramanlarına...

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004