Vaatler seçimin vazgeçilmez unsurudur.. 1950 seçimlerinde de Konya'da duvarlara asılı afişleri okuyan köylü ile bir vekil aday arasında şu konuşma geçer:
"Topraksıza toprak, toprağa tapu, ürüne fiat."
"Ne zaman olacak bunlar?"
Cevap hazırdır:
"Her seçimde, her seçimde. "
*
1950 Seçimlerinde oyunu kullandıktan sonra, köylü seçmen geri döner.
"Bey pusulamı geri istiyorum. "
"Geri verilmez, niçin istiyorsun?"
“Adres yazacağım”
"Adres yazılır mı be Adam?"
"Geçen seçimde adresi yazmadık ta oylar başka partiye gitti.."
*
1950 seçimlerinde Afyon Milletvekili ve Millet Partisi Yönetim kurulu üyesi Sadık Aldoğan radyoda konuşacaktı. Fakat Aldoğan tutuklanmış. Bunun üzerine konuşmayı kızı Gönül Aldoğan yapmıştı.
Diyordu ki:
"Bu saatte babam Sadık Aldoğan buradan partisi adına ulusumuza seslenecekti. Ancak az önce polisler geldi, babamı İstanbul'a götürmek için tutukladılar. Ben kızı Gönül Aldoğan, onun yerine konuşuyorum. Konuşmam özgürlüğünü keybeden babamın, milletimiz özgürlüğe kavuşsun diye babam tarafından yazılmış olandır."
*
Bir milletvekili adayı, kürsüye çıkmış atıp tutuyordu:
"Falanca parti komünisttir, ona oy vermeyin!"
"Yaşa..."
"Filanca Genel Başkan masondur, ona oy vermeyin."
"Varol..."
"Şu parti de dinsizdir, ona da oy vermeyin!"
"Nurol..."
Kalabalığın arasından biri sorar.
"Peki kime oy verelim? "
Nüktedan vekil adayın cevabı nettir:
" Bana oy verin, bana..."
*
1946 seçimlerinde oylama yöntemi şöyleydi :
Oylar açıkta, herkesin gözü önünde atılıyor, oyların sayımı kapalı yerde yapılıyordu. Yani açık oy, gizli tasnif...
1950 seçimlerinde ise oyların atılması gizli yerde olacak, kapalı bir yerde atılacaktı. Yani, kapalı oy, açık tasnif...
Oyların gizli, kapalı bir bölümde atılması için her seçim sandığında bir bölüm bulunması gerekiyordu. Hesaplandı, kitaplandı, kapalı hücreler yaptırmak dünyanın parası idi. Ne yapsın hükümet, Oyların okullarda, camilerde kapalı bir yerde atılmasına karar verdi.
İstanbul'da Hiristiyanların bol olduğu bir yerde adres soran birine: "Dimitri mi? Dimitri camiye gitti" demişlerdi.
Doğru, Dimitri camiye gitmişti ama namaz kılmaya değil!
ASKERLER DE DÖVÜŞÜR
1950 Seçimlerinde, seçime katılan her partinin listesinde bir general vardı. Üç parti de CHP, DP, CMP listelerinin başına birir emekli Generali aday olarak koymuşlardı. Listeyi görenler şaşkınlıklarını gizleyemiyor ve:
"Desenize, seçim savaşı, emeklisi generaller arasında oluyor... Hep siviller değil, askerler de seçim sandığında savaş verecek."
"Millete tansiyon lazım"
İhtilâlci Cemal Madanoğlu, İstanbul'dan bagımsız olarak adaylığını koymuştu. Seçim masrafları için de dairesini satmış, onun parası ile masrafları karşılamıştı.
Seçimler sonuçlanmış, Paşa yeterli oyu alıp seçilememişti. Paşa, çevresindekilere seçim sonucunu sordu:
"Durum nedir?" diye...
"Kaybettiniz paşam."
"Anlaşıldı, bu millete bir tansiyon aleti lazım."
" Paşam, size de oturacak yeni bir kat."
22.07.2007
E-Posta:
[email protected]
|