Darbeci Kenan Evren, kadehini 90.yaş “şeref”ine kaldırdı önceki gün.
12 Eylül’ün mimarı Türkiye’nin başına geçtiğinde kadehini 63.yaşını kutlamak için kaldırıyordu.
Aradan 27 sene geçti.
Köprünün altından çok sular aktı.
Üç kuşak geldi geçti.
Bu ülke, 12 Eylül sonrası 28 Şubat’ı... Daha sonra 27 Nisan bildirilerine muhatap oldu.
İnsanlar “apolitize” edildi. Politikadan soğuyan insanlar kabuklarına çekilirken, bir sonraki kuşak, eğlence, magazin ve medya tarassudu altında yetişti.
“Güzel ve Dahi” programında monitörde kendi resmini bile bilemeyen “dahi” gençleri izlerken ne kadar gurur duydu?
Evren bu günkü Türkiye’ye baktığında “mutlu mu?”
Herhalde memnun ki, kadehini 90. yaş gününde kaldırırken, yüzündeki tebessüm onun ruh halini yansıtıyordu.
Daha nice yıllara!
BİLİNÇLİ SEÇMEN
Kadir Çöpdemir “bilinçli seçmen”ini aramaya devam ediyor (NTV).
Türk seçmeninin portresini yansıttı ekrandan. İnsanımızın demokrasi, seçim ve geçimle ilgili görüşlerini dinlerken, kimi zaman çok bilmiş edası, kimi zaman mağdur, kimi zaman mağrur insan portresini görmek mümkün..
MEDYA KAZANI
Yaz geldi. Kimi kanallar “et pazarı”na dönüşürken, kimi kanallar “tekrar” programlarla günü kurtarma çabasında.
Bazı kanallar da kesenin ağzını açarak, yeni yaz dizilerine start verdi.
Ancak bunun dışında “medya” sıcak günler yaşıyor.
Türk medya imparatoru(!) Aydın Doğan’ın Vatan gazetesini satın alması haberi medya dünyasını da harekete geçirdi kuşkusuz.
İlâve olarak Posta, Milliyet, Fanatik ve Radikal gazetelerini bir paket haline getirip, stratejik ortağı Alman Alex Springel grubuna satacak iddiaları konuşuluyor.
Daha da ilerisi:
Doğan, Sabah ve atv’yi de satın alacak.
Gazeteci Taha Kıvanç diyor ki:
“Hürriyet ve grubun geride kalan gazetelerine Sabah ve satın alınması düşünülen öteki gazeteleri ekleyin... Kanal-D ve Star kanallarına atv’nin de katıldığını düşünün… Geri kalan önemli beş gazeteyi de sizden satın alan ‘stratejik ortak’ Springel çıkarıyor olsun…” (Yeni Şafak)
Evet, durum budur.
Medyada sular durulmuyor. Eğer medya ticarî bir meta olarak düşünülürse, sular daha çok kaynayacak.
Ama medya gerçek vazifesini yapsa, ne bu kadar büyük meblâğlarla satışa sunulacak, ne de bir kişinin uhdesinde olacak.
Medya ticarî meta olmaktan çıkarılmadığı müddetçe Türkiye’de “kartel medya”sından kurtuluş yok.
20.07.2007
E-Posta:
[email protected]
|