Sanayi inkılâbından sonra İslâm âleminin siyasetinin büyük çapta dışa bağımlı olduğunu ifade eden Bediüzzaman, “Biz müteharrik-i bizzat değil (kendiliğimizden hareket etmiyoruz) bilvasıta müteharrikiz. Avrupa üflüyor, biz burada oynuyoruz. O tenvim (uyutma) ile telkin eder, biz kendimizden hayal edip, asammane (sağırcasına) tahribimizde telkinlerini icrâ ederiz”1 cümleleriyle ikaz eder.
Neden siyasetimiz dışa bağımlı? Çünkü, en büyük güç kaynağı olan bilim, teknoloji ve para muslukları Avrupa veya ABD’de. Çünkü, ilim, siyaset bilimi dahil, bütün araştırma enstitüleri, teknoloji (kitle iletişim vasıtaları sinema/televizyon/gazete vs.), üniversiteler, dev sanayi kuruluşları Avrupa veya ABD elinde. “Petrol, enerji ve ticaret” gibi zengin kaynaklar da... Para kimde ise, düdüğü o çalar, dünyaya o yön verir. İstedikleri gibi siyasî kamuoyu oluşturuyorlar. Yani, onlar üflüyor, biz burada sağırcasına oynuyoruz ve telkinlerini yerine getiriyoruz!
Seçim atmosferinde Türkiye’de toplanan ve para-ekonomi muslukları ellerinde olan Bilderbergçiler, acaba Türkiye’ye nasıl bir iktidar biçti? Büyük tirajlı gazetelere, televizyonlara bakın; anlarsınız!
* Türkiye’de yüzde 20 faiz devam etsin istediler! Sıcak parayı yatırıp milyarlarca dolar faiz kazanmıyorlar mı?
* BOP’u (Büyük Ortadoğu Projesi) yürüten ABD, Irak ve İslâm ülkelerinin sınırlarını belirlemek için; İsrail ve ABD aleyhtarı olmayan, Irak ve Filistin’deki katliâmlara ses çıkarmayan bir iktidar istemiyor mu?
* Türkiye’de tek başına bir iktidar olsun, ama, siyasî tecrübesi olmasın, Avrupa veya Amerika’ya karşı çatlak sesler dahi çıkmasın. (Neden 161 milletvekili AKP listelerine giremedi? Biraz tecrübe kazandıklarından ve tezkereye karşı geldiklerinden mi?) Her darbe ve önemli dönemeçlerde bu tuzağı kurmuyorlar mı? Tecrübeliler alaşağı, tecrübesizler iş başına! Sonra da onları, kızgın sac üstünde hindi gibi oynatıyor ve istediklerini yaptırıyorlar?
1999 seçimlerini hatırlayın lütfen. Terörist başı Abdullah Öcalan’ı paketleyip Türkiye’ye teslim ettiler ve DSP-ANAP-MHP koalisyonunu iktidara getirdiler. Sonra, Ecevit, Irak’ın işgaline direndi;—merdivenlerden yuvarlandı mı, yuvarlatıldı mı belli değil—günlerce hasta yattı ve nihayet koalisyonu bozdurdular. Ve ardından, acemiler mangasası henüz taze bir partiyi allayıp-pullayıp iktidara sürdüler. Ve BOP çerçevesinde Irak’ı işgal ettiler…
Ya içeridekilere göre nasıl bir parti olsun? Tek başına iktidar olsun, ama zinde ve jakoben laiklerin damarına basıp; kendisini alaşağı etmesinler. İktidar olsun, muktedir olmasın!
* YÖK’e dokunmasın. Hatta, 2 trilyon lira olan bütçesini 5 katrilyona çıkarsın! Verdiğimiz vergiler de bize yasak ve keyfilik olarak dönsün!
* Başörtüsü yasağı; imam-hatip okulları ve meslek okulları katsayısı (üniversitelere girmelerini engelleyen kanun); Kur’ân kursları yaş sınırı yasağı devam etsin! Ama, Bilderbergçilerle, ABD şirketleriyle temasta olan jakoben laiklikte hassas çevreler kazandıkça kazansın; hatta 5 senede, kârını yüzde 500 artırsın!
Bu tuzakları fark etmemek için göz körü değil, akıl, kalp körü olmak gerekir! Gelin, şu dış mihrakların ve onlara âlet olan şuursuz iktidar bağımlısı basiretsizlerin tuzaklarını hep birlikte bozalım! Nasıl mı? Buyurunuz:
“Onlar tuzak kuradursunlar, Allah da tuzak kuruyordu. Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır.”2
“Onlar bir tuzak kurdular, ama tuzaklarına karşı Biz de tuzak kurduk, kendileri farkında olmadan onların tuzaklarını bozduk, onların planlarını altüst ettik”3
İşte kurtuluşun reçetesinin özeti:
“Size bir ferahlığın, bir nimetin ulaşması onları tasalandırır. Bir fenalığın gelmesine ise, âdeta bayılırlar. Şayet siz sabreder ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız, onların tuzakları size hiçbir zarar veremez.”4
Halbuki kötü tuzak, sadece hazırlayanın ayağına dolanır, sadece onu perişan eder. Onlar daha öncekilerin uğradıkları fecî âkıbetten başka bir şey mi bekliyorlar? Sen Allah’ın nizamında hiçbir tebdil, hiçbir değişiklik bulamazsın! “İnkârcıların hile ve tuzakları boşa çıkar.”5
“Bir millet kendilerinde bulunan güzel ahlâk ve meziyetleri değiştirmedikçe Allah da onlara verdiği nimeti, güzel durumu değiştirmez.”6
Öyle ise, önce niyetlerimizi değiştirerek, sonra oylarımızı tuzaklara âlet olanlara vermeyerek tuzakları bozmalı…
Dipnotlar: 1- Sünûhat, s. 64.; 2- Enfal Sûresi: 30.; 3- Neml Sûresi: 70; 4- Âl-i İmran Sûresi: 120; 5- Mü’min Sûresi: 25; 6- Enfal Sûresi: 53, Ra’d Sûresi: 11
20.07.2007
E-Posta:
[email protected] [email protected]
|