Sadece sosyal hayatta değil, ekonomik hayatta da çelişkiler içinde yaşıyoruz. Meselâ, enflasyon ‘son 37 yılın en düşük oranı’ şeklinde gerçekleşmiş; ama aynı gün milletin fakirleştiğini gösteren başka bir haberle karşılaştık.
Ekonomik sıkıntı çekenler, kuyumculara koşup ‘alyans’larını ‘hurda’ niyetine satıyor, YTL’ye çeviriyormuş. Kuyumculara yapılan altın satışlarının yüzde 20 seviyesindeki bölümünü ‘alyans’ satışları oluşturmaya başlamış ki bu gelişmenin ‘normal’ olduğunu söylemek kolay değil.
Meselâ, Adana Kuyumcular Odası 2. Başkanı, yaptığı açıklamada, halkın alım gücünün sınırlı olması sebebiyle iç piyasada altına olan talebin düştüğünü, ekonomik sebeplerden dolayı zor durumda olan dar gelirlinin kredi kartı, çek, senet ve diğer borçlarını ödeyebilmek için ‘’kötü günde kullanırım’’ diyerek alıp sakladığı altınlarını yastık altından çıkararak satmaya başladıklarını söylemiş. Geçen yıla kadar ‘alyans’ının modelini değiştirmek için gelen çiftlerden, şimdi ise hurda niyetine alyans satın aldıklarını belirten kuyumcular, ‘’Kuyumculara yapılan altın satışlarının yüzde 20 seviyesindeki bölümünü alyanslar oluşturmaya başladı’’ demiş. (AA, 4 Ağustos 2007)
Başka bir çelişki de, enflasyonun düşmesine rağmen faizlerin bir türlü düşmemesi. Temmuz 2007 sonu itibarıyla yıllık enflasyon yüzde 7’ye düştüğü halde faizler yüzde 17’nin üzerinde seyrediyor. Peki, aradaki fark kimin cebinden çıkıp kimin cebine giriyor?
Sorunun cevabı da gazete manşetlerinde yerini aldı: Tatlı kâr, yabancıların cebine giriyor! Nasıl mı? Örnek olması bakımından Japon ev kadınlarının yaptığına bakmak lâzım. Teknik ayrıntılar bir yana, YTL’nin sunduğu bu cazip kâr, Japonların ilgisini çekmiş. Japonlar, ucuz faizli para cinsinden borçlanıp (meselâ Japon ‘yen’i) bu paraları yüksek faizli para cinsinden (meselâ ‘Yeni Türk Lirası’) varlıklara yatırarak para kazanıyormuş. Bu durum o kadar yaygınlaşmış ki, Türkiye Merkez Bankası, Japon kadınların bir anda YTL’den vazgeçme ihtimalinden dolayı endişeleniyormuş. (Sabah, 4 Ağustos 2007)
Yabancılara ödenen ‘cazip faiz listesi’nin başında Türkiye geliyor. Meselâ, Türkiye’de bu anlamdaki faiz oranı yüzde 17,5 iken, en az faiz ödeyen Japonya’da bu nisbet yüzde 0,5 olarak tesbit edilmiş. Türkiye’yi yüzde 14.25 ile İzlanda izlerken, ‘faiz ligi listesi’nde diğer rakamların bazıları da şöyle sıralanıyor: Yüzde 11,5 ile Brezilya, yüzde 7,75 ile Hindistan, yüzde 5,25 ile Amerika ve meselâ yüzde 2,5 ile İsviçre.
Enflasyon düştü sevindik, alyanslar satılıyor diye üzüldük ve yıllarca devam eden ‘enflasyon ligi birinciliği’mizin yerine ‘faiz birinciliği’ni sürdürmemiz sebebiyle de yine kat kat üzüldük.
Peki bu işte bir yanlışlık, bir hata, bir eksiklik yok mu? ‘Her şey toz bembe’ diyenlere mi, yoksa bu gerçeklere mi inanalım?
06.08.2007
E-Posta:
[email protected]
|