İnsanı devletten üstün tutacağına da yemin eder misin?
Devleti milletin emrinde bir hizmetkâr yapacağına, onu kutsallaştıran her şeye karşı çıkacağına, onun insandan değil, insanın ondan korunması gerektiğine inanıp öyle davranacağına...
Özgürlük diye bir derdinin, hem de hayat memat derecesinde bir derdinin olacağına, insan haklarına saygılı olmanın ötesinde bağlı kalacağına, bağlı kalmanın ötesinde baş meselen yapacağına, seni kimin seçtiğini asla unutmayacağına da yemin eder misin?
Her türlü tehdide, baskıya, “vurgu”ya, meydan okumaya, “basın açıklamasına” karşı, o yemin ederkenki güven veren, kendinden emin, gür sesinle karşı duracağına...
Sağından solundan çekiştirilmemiş, ideolojileştirilmemiş, güçlülerin elinde bir çekiç, zayıfların üzerinde bir kılıç haline gelmemiş hukukun üstünlüğüne saygının sözde kalmayacağına da yemin eder misin?
Halkın bölünmez bütünlüğü diye diye halkın bir kısmını yok saymayacağına, küçük görüp aşağılamayacağına, bir kısmını seçimden seçime hatırlamayacağına...
Laikliği bir din gibi algılayıp uygulamayacağına, uygulayanlara karşı şimdi olduğu kadar vurgulu bir ses tonuyla tavrını ortaya koyacağına...
Bağlı olacağına yemin ettiğin anayasayı, anayasa yapacağına, seni seçenlerin iradesiyle onu sivilleştirip, bütün “renklerinden” arındıracağına...
Herkesin farklı düşünme hakkını sonuna kadar ve ne pahasına olursa olsun savunacağına, devletin farklı düşünceler arasında hiçbir şekilde taraf olmayacağı gerçeğini sözlerine ve eylemlerine yansıtacağına da yemin eder misin?
Konuşman gereken hiçbir yerde susmayacağına, itiraz etmen gereken hiçbir yerde lâfı eğip bükmeyeceğine, gerçekleri her hal ve şart altında, hiçkimseden korkmadan, çekinmeden, bedeli ne olursa olsun söyleyeceğine de yemin eder misin?
06.08.2007
E-Posta:
[email protected]
|