Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 31 Ocak 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Raşit YÜCEL

Batı Karadeniz



Ülkemizde her mevsim dört ayrı iklim ile buluşabilirsiniz.

Doğu Karadeniz il ve ilçelerine yolumuz düştü geçtiğimiz hafta.

Osmanlı Unları'nın satış temsilcileri Çetin Kaya ve Yılmaz Özdemir bey kardeşlerimin nazik davetlerine iştirak ederek, soğuk kış günlerinin sıcak duruşlu insanları ile hasbihâl ettik.

Anadolu ayrıdır. Anadolu başkadır. Şiveler farklı olabilir. Boylar, kısa veya uzun olabilir. Bunlar hiç farketmez.

Uğradığımız herbir insanın simasındaki tebessüm, insanın soğuk havada içini ısıtıyordu.

İlk durak, Ilgaz ilçesi. Orada, bir tarafta ekmekler fırından çıkarken, hemen yan tarafında sıcak muhabbet halkası vardı.

Çankırı'nın Çerkeş ilçesi, Eskipazar derken Karabük'e kara dumanlar içinde girdik.

Kardemir'in kara hâleti, ilin havasına oldukça sirayet etmişti. Bu il, Türkiye'de hava kirliliğinde dördüncü sırada imiş. Ama imdatlarına doğalgaz yetişecek inşallah.

Bu kara dumanlar içinde, kalbi aydınlık ile dolu dostlarımızla akşam muhabbeti yaptık.

Safranbolu'yu görmedi iseniz büyük bir kayıptasınız. Sanki Osmanlı'yı yaşıyorsunuz. Samimi insanların güzelliği, hanelerine de yansımış.

Günler bir bir geçiyordu. Yağışlı bir günün gündüzünde Bartın'ın içine düştük. Hareketli bir çarşısı vardı. Sokaklar dar ama gönülleri genişti.

Amasra'ya kuşbakışı bakan Fatih Sultan Mehmed Han'ın, hayran kalarak, atıyla durduğu yerde söylediği; "Lala lala, çeşm ü cihan bu mu ola?" sözünü tekrar duyar gibi olduk.

Her mahalde cami, her mahalde göğe birşeyler söyleyen minareler...

Çaycuma'da kısa bir moladan sonra Zonguldak'ta bizi bekleyen avukat dostumuz Hamza Bey'le, Osman kardeşimizle buluştuk.

Her uğradığımız yerde taze hacıların taze hurma ve zemzemlerinden tattık.

Gece Kilimli'de konakladıktan sonra ver elini Ereğli'ye.

Buradaki can dostlar Vahit Ağabey, nezih insan Burhan Beyle, Danışmazlarla ve can dostum İsmail Özdemir'in mihmandarlığı ile Erol Beyi de alarak Düzce'nin yolunu tuttuk.

Nahit Beye taziyelerimizi sunarak, Necdet kardeşim ve diğer bahadır insanlar ile muhabbetten sonra gece tekrar Ereğli'ye döndük.

Ertesi gün çok muhteşem Ereğli mağaralarını ziyaretten sonra tekrar aynı istikametten memleketimize döndük.

Siz siz olun seyahat edin, sıhhat bulacaksınız inanın.

31.01.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (24.01.2008) - Çözüm yolu

  (17.01.2008) - Semboller

  (06.01.2008) - Yeşilyurt

  (03.01.2008) - Yeni yıl

  (27.12.2007) - Gurbet

  (20.12.2007) - Kurban

  (13.12.2007) - Mevlânâ

  (07.12.2007) - Gönül kışları

  (06.12.2007) - Hilmi Doğan

  (29.11.2007) - Öğretmenim

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri