İstanbul'da yağmur
İstanbul'da yağmur var bugün,
Konar göçer kalbime düşen,
Hüzünlü bulutlardan çiseleyen yağmur var...
Diğerleri gibi günahkâr bir neferim,
Nefsim muharebede,
Darp almış bedenim,
Acıyor, günahlardan her yerim.
Acayip de çok muzdarip haldeyim,
Acıyıp da ağlıyor adeta bulutlar,
Tâ yüreğime damlar.
Katrelerini avuçlar vücudum,
Yağan yağmur değil,
Belki merhametli bir okşayış.
Merhamet, bu yağmurun katrelerinde,
Merhamet, ahesteliğinde,
Merhamet, katreleri arza indiren melekte.
Merhamet, topyekûn Sahibinde...
Bekledim seni yağmur...
Âsude bekledim,
Duâ nidasıyla, Sahibinin mabedinde...
Beklenen ve umulan merhametli ıslaklık!...
Biliyor musun?
Tende kor gibi duran günahlarıma, serinlik,
Tevbeden inmeyen mücrim ellerime temizlik,
Bitap halime dinginlik kattın...
Hazan bahçelere rahmetinden gül donattın.
Zorluğa karşın,
Milyon damla attın.
Suhulet güllerini filizledi yere düşen damlaların.
Nevbahar oldu buralar,
Nebatat suyuna o biçim kanar.
İtminanımız yok sende,
İstanbul avuç açmış bütün vüs'atinde,
Duâsını yapar gelecek sefere.
Yine gel.
Biçareyim susuzluğuna,
Çaresazdan çare gel...
|