Yeni Asya Neşriyat, "Bahriyede 15 Yıl" isimli kitabımı yayınladı. Emeği geçen bütün çalışanlara teşekkürü bir borç biliyorum.
Kitap ile ilgili olarak, "Vira Bismillah köşesindeki yazıların bir derlemesi midir?" diye soran arkadaşlarım oluyor. Evet, doğru olmakla birlikte, bu köşede yazılanlar kitabın % 10'unu kapsamaktadır. Ayrıca resimler ve çeşitli yorumlar ile birlikte daha güzel bir çalışma ortaya çıkmış.
Kitabımı, öncelikle Adaleti Savunanlar Derneğinin organize ettiği ve sunucu olarak katıldığım "Profesyonel Askerlik" semineri sonrasında imzalayarak, meslektaşlarım ile paylaştım. Dernek Başkanımız yayın Tanrıverdi, kitaba bir önsöz yazmakla birlikte, kendi yorumlarını da katarak "okunması gereken bir kitap" olarak tavsiyelerde bulundu.
Askerlik mevzuu ile ilgili olarak Davam, Ben Disiplinsiz Değilim ve Yargılanmak İstiyorum adlı eserler ile birlikte, dördüncü bir kaynak olarak okuyucuların istifadesine sunulan bu eser, şimdiden görüldüğü kadarı ile epeyce ses getireceğe benziyor.
Kitapta, seneler önce ABD tarafından kahpece vurulan "Muavenet Gemisi" ile ilgili şu ana kadar hiçbir yerde yayınlanmamış ilginç değerlendirmeler var. Ayrıca Türkiye'de yapılan başarılı ve başarısız birçok darbe ile ilgili bu güne kadar gün yüzüne çıkarılmamış ifadelere de rastlamak mümkün.
Şimdiye kadar yapılan yorumlarda, "kitabın sürükleyici olduğu ve bitirene kadar okunma isteği verdiği" ifade edilerek hep olumlu tepkiler verildi. Tabiî ki olumsuz yönleri de olabilir. Benim açımdan bir ilk olması hasebi ile okuyucularımın hoşgörüsüne sığınıyor, değerli eleştirilerini bekliyorum.
Bu arada, bir elektronik posta aldım. Eski okul arkadaşlarımdan bir tanesinin yorumunu sizinle paylaşmak istiyorum.
"Selâmünaleyküm kardeşim,
"Sana tekrar, tekrar teşekkür ederim. Gönderdiğin kitabı aldım. Büyük bir heyecan ve coşkulu bir ruh hali ile okudum diyemeyeceğim belki, içtim.
"Hani, çölde susuz kalmış biçarenin buz gibi su dolu kaseye sarıldığı gibi, sarıldım Vehbi'nin anılarına.
"O yıllar geldi gözümün önüne, ama sadece o yıllar mı? Hayır, belki tüm yaşadıklarımı muhasebe ettim. An oldu yüzüm kızardı, an oldu hiddetlendim, ama genelde hüzünlendim. Vehbi'nin yerinde düşündüm kendimi, onun beynini patlatmaya ramak kalan basınç, benim gözlerimden yaş oldu fırladı. Sonra, sonra Mustafa Sungur Ağabey hatırıma geldi, anlattığı bir hatırası derdime ilâç oldu. Abdülmennan"
29.01.2008
E-Posta:
[email protected]
|